Döndüm, gazetemizdeki geçmiş yazılarıma baktım. 06 Nisan 2016 tarihinde "Skor" başlıklı yazımda neler yazmışım? Sn. Cumhurbaşkanımızın geçen hafta Beştepe Külliyesi'nde "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" adlı etkinlikte söylediklerini dinleyince aklıma bu "Skor" başlıklı yazım istemesem de aklıma takıldı. İzin verir misiniz o günlerde neler yazmışım, kısacası o yazıdan bir-iki pasajı alıntıla bilir miyim? Bakalım Sn. Cumhurbaşkanımız neler söylemiş? Haydi o zaman dinleyelim:

"Hamdolsun, şehitlerimizin kanını yerde bırakmıyoruz. Temmuz 2015'ten bu yana 215 asker, 133 polis ve 7 korucu toplam 355 ŞEHİT sayımız var. Aynı dönemde yurt içi ve yurt dışında toplam ÖLÜ, yaralı ve yakalama olarak 5359 terörist etkisiz hale getirildi."
Sn. Cumhurbaşkanımız; elbette ayrıntıları çok daha fazla olan bu konuşmayı 28 Mart'ta Harp Akademileri'nde yapmıştı. Anladığım ve izlediğim, değerlendirebildiğim kadarıyla Sn. Cumhurbaşkanımız RTE, skora –Ben, bu arada erkeklerdeki skor merakını ayrık tutuyorum- çok meraklı ve başarıları buna göre değerlendiriyor.
O günlerden bu yana 2,5 seneyi aşkın bir zaman geçti; yaşananlarda ve düşüncelerde bir değişiklik oldu mu sanıyorsunuz? O halde; üst bölümdeki alıntıları yaptıktan sonra ben yazımı nasıl bitirmişim? Onları da aktararak o günlerdeki yazdıklarımı sonlandırayım. "Yöneticilerimizin skor meraklarını bir kenara bırakarak tüm yaşananları karşıdakileri düşman gibi görmeyip onların da bizlerden biri olduklarını akıllarından çıkarmayarak çözüm için yeni bir strateji oluşturmaları daha doğru olmaz mı?"
***
Geldik günümüze; bu kere Sn. Cumhurbaşkanımız "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" nedeniyle  elbette günün anlam ve önemini açıklayan bir konuşma yapmaktaydı. Ama; şanssızlık bu ya o günün sabahında Batman'da terörist bir eylem yaşanmış ve ne acıdır ki ilk önce yedi şehidimizin olduğu -sonradan bu sayı sekize yükseldi- haberi yüreklerimizi dağlamıştı. Doğaldır; Sn. Cumhurbaşkanımız bu konuya da değinecekti, değindi de. Kısaltarak aktarmaya çalışacağım, Bakalım bu kez neler söyledi?
"Bugün bizim 7 tane şehidimiz var. 7 Mehmedimiz bugün şehit oldu. Duracak mıyız? Durmayacağız. Onlar bizden 7 şehit alacak biz onlardan 700 tane teröristi öldüreceğiz. Üzerine üzerine gideceğiz. Kesinlikle durmak yok."
İzlediğim ve anladığım kadarıyla skor anlayışında bir değişiklik olmamış. Bu yaklaşım senelerdir bu düşünceyle sürüp geliyor. Kişisel merakımdır; bu 1/100 katsayısı neye göre belirleniyor, gelecekte payda sayısının yükselme olasılığı da düşünülebilir mi?
***
İlginçtir; aslında bence o günün en önemli olayı Batman'daki terör olayı olmalıydı. Ancak Sn. Cumhurbaşkanımız bu acılı olayı ön plana almadı; bunun yerine 140.000 kişilik imam ordusunun görevlerinden söz etti, kadınların camilere rahat girmelerinin ve çocuklara camileri sevdirmenin gerekliliğini anlattı, geçmişte imam-hatip okullarına ve camilere kilit vurulduğunu söyledi, namaz kılınmalarında sıkıntılar yaşanıldığını, camilerin ahır yapıldığını sözlerine ekledi. Üstelik, bu ahır yapılma konusunda ellerinde belge (!) bulunduğunu söylediğini de anımsatayım.
Aynı günün akşamında bu kez İstanbul'da "TRT World Forum" adlı etkinlik vardı. Orada Sn. Cumhurbaşkanımızla yapılan bir söyleşide kendisi AB'ye girmemiz konusunda eski heyecanımızın kalmadığını hatırlattı. Asıl karar verecek olanın milletimiz olduğunu söyleyerek gerekirse referanduma gidilebileceğini söyledi. Ayrıca o söyleşi de Sn. Erdoğan'ın son derece neşeli olduğu, sık sık espriler yaptığı izlendi.
Böylelikle bizlerin AB hayallerimiz de kırıldı, bitti sayılmış oldu. Zaten elli seneyi aşkın bir zamandır batıdan uzaklaşıp gıdım gıdım İslamlaşma yolunda hızla ilerlemekteydik. 1950'li yıllarda zamanın Başbakanı TBMM'nde milletvekillerine "Siz isterseniz hilafeti de geri getirebilirsiniz" dememiş miydi? Aynı Başbakanın partisi 1950'deki seçimin üzerinden daha 1 ay bile geçmemişken ezanın Türkçesinden vazgeçilmesini meclis kararına bağlamamış mıydı? O aralarda hızlı imam-hatipleşmeyi de yaşadık, şimdi ise on altı – on yedi yıldan bu yana Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı bütçeleri arasında DİB lehine çok hızlı büyüme yaşandı.
Bana göre sonuç belli, hiç merak etmiyorum. 140 bin kişilik imam ordusunun desteğiyle yapılacak referandumda "AB'yi İSTEMİYORUZ" sonucu mutlaka kazanacaktır. Bize de kala kala güneyimizdeki Arap komşularımız yeter de artar bile, zaten ülkemizin yarısı onlar tarafından satın alınmadı mı?
Esenlikle kalınız.