Tabii ki, o gece sonuçlar belli olana kadar uyumak yok, benim gibi meraklılar, genel sonuçlar kadar, il il, ilçe ilçe sonuçları da öğrenmek isterler. Çok seçenekli bir oy pusulası olmadığı için sonuçlar nispeten erken kesinleşir. Belki sabahlamaya bile gerek kalmaz, belki pazartesi sabah güneşi doğururuz.
17 Nisan sabahı ve sonrası çok belirsiz. Evet-hayır başabaşlığı bir yana, bir de çok keskin bir kutuplaşma var. Bu ülkede beraber yaşıyoruz, çocuklarımız da beraber yaşayacak. Ama iktidarın sürekli gerginleştiren siyaset üslubu, bu referandumu, neredeyse, 17 Nisan'da yüz yüze bakamayacağımız bir kavgaya dönüştürdü. Halbuki, o sabah da hayat, ve insanlarla ilişkilerimiz devam edecek.

Sonuçların ne olacağı konusunda hayır diyenler çok emin ve keskin konuşuyor. Evet diyen kamuoyu araştırma şirketleri utangaç-çekingen seçmenlerin etkisinden bahsediyor. Bir önceki yazımda da bahsettim, aslında önceden tahmin edilmesi çok zor bir oylama olacak.

 Herhangi bir taraf %55'in üzerine çıkamazsa, ne yazık ki, bu konu çok daha uzun süre gündemimizde kalacak, ve ekonomiye ya da dış politikaya enerjimiz kalmayacak. Bu yüzden diğerinden en az 10 puan fazla oy alan bir sonuç konuyu uzun süre buzdolabına kaldıracak, ve başkanlık konusu artık gücümüzden çalamayacaktır.
Evet de çıksa, hayır da çıksa, muhakkak bir erken seçim olacaktır. Aslında Temmuz düşünülse de, yeni milletvekillerinin emeklilik hak edebilmesi Kasım'da mümkünmüş, belki buna da formül bulunur. Ama AKP ve liderliği, kendi içlerindeki FETÖ'cüleri temizlemek için acele edecekler. Ayrıca MHP ve HDP barajın altında kalırsa, %40'la bile 367 üzeri milletvekili bulabileceklerini umuyorlar. Evet kazanırsa CHP için de geçerli, MHP ve AKP'de siyasi kadrolar muhakkak yenilenir. Bir merkez sağ parti de kurulursa bu seçime çok farklı aktörlerle gidilir. Bu seçimin en büyük sürprizi, muhafazakarlarla kurduğu yeni dostluk sebebiyle CHP oylarındaki artış olabilir.
Her halükarda, 17 Nisan sabahı, döviz de faiz de oynar. AKP'nin referandum sonrası açıklamalarına göre, 2-3 gün ya da maksimum bir hafta bu dalgalanma sürer. Yine her halükarda batı ile ilişkiler muhakkak yeniden yumuşar ve dengelenir. Güneydoğu ve güney sınırımızda politikalar aynı kalır.

Bunların dışında, %15 ihtimal verdiğim, evetin %55'in üstünde çıkması senaryosu gerçekleşirse, ülkede zaten devam eden karamsarlık depresyona dönüşür. Cumhurbaşkanı yapmasa bile, çevresi ve taraftarları her kesime baskıyı çok arttırırlar. Ülkemiz daha da yalnızlaşır. Ekonomik açıdan çok zorlanırız.
%25 ihtimal verdiğim, evetin kazanması, ama %55'ten az olması ihtimalinde, hayırcıların öfkesi toplumsal bir gerginliğe dönüşebilir. Hele evet çok az farkla kazanırsa, bu sonuç, sandık hileleri, kampanyada orantısız güç kullanılması, ve/veya başka gerekçelerle, hayırcıları sonuçları tanımama gibi bir ruh haline sokabilir. OHAL çok uzun sürer, ve ne yazık ki ülkemiz çok zaman ve enerji kaybeder.

Hayırların %55'in altında bir oranla kazanmasına verdiğim ihtimal %35. Bu durumda, eğer mecliste 367 ihtimali de yoksa, derhal yeni bir referanduma hazır olmak gerekir. Büyük olasılıkla erken seçimle beraber, bu pakette en çok eleştirilen konuların makyajlanacağı, belki bir kaç maddenin çıkarılıp, bir kaç maddenin eklenebileceği yeni bir anayasa paketi muhakkak yeniden gündeme gelecektir. Hayır oylarının ezici olmadan kazanması, aslında toplumun ruh haline en iyi gelecek senaryodur. Mesaj verilir, herkes önümüze bakalım diye yoluna devam eder, ekonomi de rahatlar.

%25 olasılıklı son senaryoda hayır oyları, %55'in üstünde çıkıyor. Bu toplumun büyük kesimlerinde bir zafer hissi uyandıracağı kadar, AKP ve MHP'de deprem hissiyle birlikte, sertleşmelere neden olabilir. Artık AKP bir kadro partisi değil, bir lider partisi, ve 2019'a kadar görevde kalacak, anayasal sınırlarını pek de önemsemeyen bir Cumhurbaşkanımız var. Bu oranın üzerinde bir hayır oyu, onu frenlemekten çok öfkelendirebilir.

Ayrıca AKP'de genel başkan değişimi kaçınılmaz olur. Parti tabanında "eyvah iktidar gidiyor" korkusu, büyük olasılıkla, "yeniden yapılanmalıyız, kurucu ideallere dönmeliyiz" rasyonel düşüncesini yener. Ve AKP ders alıp yumuşayacağına, 7 Haziran seçimlerinden sonra gördüğümüz gibi, oy kaybından sonra kızgın politikalarına geri dönebilir.
%55'i geçmiş hayır cephesi, büyük bir rahatlama, bahardaki güzel güneşli günlere yeniden kavuşma hissi, ve uzun zamandır kaybettiği iyimserlikle dolu kutlamalardan sonra, kazanımlarını korumak için direnmek zorunda kalabilir.

Tam tersi de olabilir, yani, Cumhurbaşkanı bir anda "mesajınızı aldım, güçlü bir Türkiye için ben de varım" diyebilir. Baskılar azalır, demokrasi güçlenir, barış ve huzur gelir. Ama bugüne kadarki siyasi profili, ne yazık ki bu iyimser senaryoyu geçersiz hale getiriyor.

Senaryo olasılıklarından da anlaşıldığı üzere, kısıtlı zannımca, hayırın ihtimali %60, evetin ihtimali %40. Tam oranları tahmin etmek neredeyse imkansız, çünkü gizli hayırcılar daha çok olsa da, gizli evetçiler de var. Ama seçimlerden önceki son yazıda oran tahmini yapmak adet olmuş. Bence evet %48'in altında, hayır %52'nin üzerinde.
Lütfen herkes oyunu kullansın, kimse bu yaşamsal karardaki sorumluluklardan kaçmasın.  Dilerim, oylama, propaganda dönemindeki sertlikten uzak, huzur ve barış içinde geçsin. 17 Nisan sabahında ve sonrasında, yeniden kardeş olmuş bir Türkiye'de buluşalım...