Yeni yıla girerken dediğimiz, takvim sayfasında bir yaprak değişimi, birçok kişiye yeni umutlar, yeni başlangıçlar için bir milat olur. Sanki birkaç yıl önceydi, vay be 1990 ne kadar da çabuk geldi deyişimiz. 90'lı yılların 2000'lere bizleri ulaştıracağını hayal etmek bile zordu. Şimdi törenle giden üzerinde 2018 yazan sakallı dedenin yerine gelen bebeğin üzerinde 2019 yazıyor. Bir anlamda uzay çağı dediğimiz yıllara giriyoruz.
2019'a girerken sosyal medyada son günlerin en popüler tartışmalarından biri, erkeğin cariye haklarının Kur'an'a dayandırılması. 1500 yıl öncesinin Arap kültürünü ve yaşamını din olarak yaşamayı öğütleyenler, bu çağdışı anlayışlarına kutsal kitabı kaynak gösterecek kadar da fütursuz. Bu ilkel zihniyetin hala prim yapması, takvim yapraklarının gerçekten boşa koparıldığının bir kanıtı. Zamana direnmek dedikleri bu olsa gerek. Bu zamanı dondurma çabası din yobazlarının vazgeçilmezi.

Geçtiğimiz gün bir hastam, biraz kinayeli şekilde yeni yılı kutlamak maksadıyla 'mutlu Noeller' ifadesini kullandı. Dedim ki, katoliksen Noel geçtiğimiz hafta ayın 24'üydü, Ortodokssan Noel haftaya 6 Ocak. Müslümansan 31 Aralık sadece yılın son günü. Gerçekten de siyaset anlayışı her zaman dinlerle iç içe olmuş. Roma İmparatorluğu tek bütün halindeyken hristiyanlık inancı da tekmiş. Ne zaman ki Batı ve Doğu Roma İmparatorlukları olarak ikiye bölünmüş, batı için Vatikan Papa'nın ve katoliklerin evi, Doğu için ise Fener Rum Patrikhanesi ortodoksların merkezi haline gelmiş. Aynı dine mensup kişiler ise farklı günlerde Noel'i kutlayacak kadar da dini siyasete alet etmişler.

Bugün durum çok mu farklı? 2019 yılı içinde Ukrayna Patrikhanesi Moskova merkezli kiliseden bağımsızlığını alarak, Fener Rum Patrikhanesine katılımı söz konusu olacak. Rusya ile Ukrayna arasındaki siyasi kriz ve savaş, ülkedeki kiliseleri de ayrıştırmış. Bu ülkede yapılan seçimlerde bile, Moskova merkezli kiliseye bağlı rahipler, seçimlerde gerçek dini bütün olan kişilerle şeytanın mücadelesi olduğunu iddia ederek, Rus işbirliğine yatkın adayların desteklenmesi için seçim meydanlarında boy gösterirken, elbette diğer kilisenin rahipleri aynı söylemle oyları kendi siyasi görüşlerine yakın adaylar için istiyorlar. Burada anlaşılması gereken, din mi siyaseti kullanıyor, yoksa siyaset mi dini?

Mart ayında ülkemizde de seçimler gerçekleşecek. Seçimlerde elbette en büyük kozlardan biri yine din olacak. Her kim ki dini siyaset için kullanan birini gördünüz, onun samimiyetini sorgulayın. O kişinin nihai arzusunun din değil, kendi ve yakınlarının çıkarları olup olmadığını test edin. Din ve inanç zaten Allah ile kul arasında olan bir bağ değil mi? Bu bağı kendi adına yönetmeye kalkana dur deyin.
Bu gece sadece bir gün geçmiş olsa da, önünüzdeki 365 gün ve sonrasında herşeyin gönlünüzce olmasını dilerim.