1934'ün Temmuzunda yani bundan tam 80 yıl önce, Almanya Cumhurbaşkanı Paul Von Hindenburg, sağlığı iyice bozulmuş bir halde, Batı Prusya'daki konutunda ölümü beklemekteydi.
O Hindenburg, bir yıl önce, sadece Almanya değil, dünya tarihini etkileyecek bir karar vermişti. Hitler'e karşı olmasına rağmen, ülkede bozulan ekonomik istikrar sonucunda güçlenen Hitler'i iktidardan uzak tutmanın maliyetinin ona iktidar vermekten daha fazla olacağını düşünmüştü. 1933 yılının Ocak ayında Hitler'i başbakan olarak atamıştı.
Hindenburg, muhtemelen ölüm döşeğindeyken, vermiş olduğu kararın yanlışlığının farkına varmıştı.
Hitler, Hindenburg'un sağlığının bozulmasının ardından devlet yönetimi ile ilgili yeni projeler üretti. Hindenburg'un olası ölümünü, Almanya'da güç tekelini elde etmek için bir fırsata dönüştürmeyi düşündü. 
2 Ağustos 1934'te sabah saat 9'da Hindenburg beklendiği gibi öldü.
Birkaç saat içinde Hitler yeni bir yasa çıkarttı. 
Yasa aynen şöyleydi: Madde 1: Cumhurbaşkanlığı, şansölyelikle (başbakanlık) birleştirilmiştir. Devlet başkanının halihazırdaki yetkileri Führer ve Şansölye'ye, Adolf Hitler'e aktarılacaktır. Madde 2: Bu yasa Devlet Başkanı Von Hindenburg'un ölüm anında yürürlüğe girer.
Hitler bu yasaya dayanarak hükümet başkanlığı yanında devlet başkanlığı sıfatını da edinerek 1934 yılının Ağustos ayında bir seçim tezgahladı. Sandıktan elbette o çıktı. Almanya'nın 'Führer'i haline geldi.
 Nazi partisi dışındaki tüm partileri kapattı. Siyasal faaliyetleri yasakladı. Gaz odalarında canlara kıydı. Dört bir yanına saldırdı. Irkçılık yaptı.
Hitler, böyle başbakan oldu. Hitler, böyle 'Führer' oldu...
Bundan tam 80 yıl önce, bir Ağustos günü, bir seçimle...