Bugün bayram, hepinizin bayramını kutluyorum. Bayramın tadını kaçırmak istemem ama bayram havasında değiliz.
Bugünlerde en çok gündemimizde olan kavram adalet. Adalet, kısaca hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme olarak tanımlanır. Adalet en çok adaletsizliğin yoğun yaşandığı günlerde konuşulur, hava gibidir, su gibidir; adalet daha çok yokluğunda kendisini fark ettirir. Gündemimizde adalet isteyen bir yürüyüş var. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı yürüyüşün bugün on ikinci günü. Adalet Yürüyüşü şimdiden CHP'yi de aşan boyuta ulaşmış durumda. İktidarın ve yandaşlarının dışında, her kesimce destekleniyor. Bu toplumun adalete olan yakıcı ihtiyacını gösteriyor.  
İlk günden beri ben bu yürüyüşü önemsiyorum. Kim olursa olsun, kimin için, ne için isterse istesin adalet talebi önemsenmeli, diğer yandan adaletsizliğin diz boyu yaşandığı günlerde ana muhalefet partisinin adalet talebiyle yürüyüşe geçmesi kıymetlidir. Kısacası CHP'nin ve onun genel başkanının bugün yaşanan siyasi ve toplumsal sorunlardaki sorumluluklarını unutmadan Adalet Yürüyüşü'nü desteklediğimi belirtmek istiyorum. Eğriye eğri, doğruya doğru; 18 Nisan 2016'da "Dokunulmazlıklar kalkarsa ilk tutuklanacaklardan birinin Enis Berberoğlu olacağını şimdiden söyleyeyim" diye yazmışım.1 Enis Berberoğlu ilk tutuklananlardan olmadı ama dokunulmazlıkların kaldırılmasının darbe sürecinin 2 başlangıcı olduğu bugün daha net görülüyor. Bu sözlerimden 15 Temmuz 2016 darbe girişimini ıskaladığım sanılmasın, lanetliyorum, şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, demokrasiden uzaklaşıldığı ortamlar darbe heveslilerini cesaretlendirir, 15 Temmuz'a da öyle gelinde. Neyse ki darbe teşebbüs aşamasında kaldı, ancak ardından uygulanan OHAL rejimi ile darbe dönemlerini aratmayacak antidemokratik uygulamalar sürekli hale geldi, bu da adaletsizliği derinleştirdi. Adalet yürüyüşü bu yüzden de önemsenmelidir.

Çevre hakkı için adalet

Sadece kendin için adalet istenmez, talep edilen adalet herkes için, her alanda, her şey için olmalıdır. O yüzden Adalet Yürüyüşü sadece Enis Berberoğlu için değil, başta Selahattin Demirtaş olmak üzere tutuklu tüm siyasetçiler, yazarlar, gazeteciler ile hukuka aykırı biçimde hürriyetinde yoksun kalmış herkes için olmalıdır.
Talep edilen adalet her alanı kapsamalıdır. Herkesin farklılıklarını koruyarak özgür birey olarak tanınmasında, siyasi katılımda, iktisadi alanda, doğa için, çevre hakkı için adaleti de kapsamalıdır.
Örneğin Bergama'nın doğası için, Bergamalıların sağlıklı çevrede yaşama hakkı için de adalet talep etmeliyiz. Geçen haftaki yazımda, Bergamalıların bir kez daha kazandığını, Ovacık Altın Madeni'nin hukuka aykırı olduğuna dair yeni mahkeme kararları aldıklarını duyurmuştum. 3 Mahkemenin iptal kararının tebliği üzerinden bir hafta geçmeden TMSF'nin kayyımlığındaki Koza firması 2009/7 sayılı genelgeye dayanılarak yeni bir ÇED süreci başlatmış. Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü'nün web sayfasında 21 Haziran'da çıkan duyuruya göre 3 Temmuz'da İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapılacak. Amaç, mahkeme kararının uygulanması için azami süre olan 30 gün içinde yeniden ÇED olumlu belgesini almak. Böylelikle yine yargının verdiği karar yok sayılarak Bergama'nın toprağı, suyu, havası kirletilmeye devam edilecek; insanı, börtü böceği, ağacı, bitkisiyle bölgedeki tüm canlıların sağlıklı yaşama hakkı yok sayılacak. Bu adaletsizlik değil mi?

İzmir Körfezi ve Kuş Cenneti'nde neler oluyor?

Uzun uzadıya yazılması gereken bir konuya kısaca değinerek yazımı bitireyim. Önce İzmir Körfez Geçiş Projesi için ÇED onayı verildi, hemen ardından İzmir Kuş Cenneti'ni Koruma ve Geliştirme Birliği (İZKUŞ) protokolü Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından feshedildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu 'Gençler bu Kuş Cenneti'nde neler yapılacağını takip etsin. Buradaki konu başka. Bunlar kuşların buraya gelmesini istiyorlar mı? Homa Dalyanı'nın kurtulmasını istiyorlar mı? Sulak alan özelliğinin korunmasını istiyorlar mı? Oradaki binlerce dönüm arazinin kimlerin olduğunu da bir araştırın" demiş. 4 Anlaşılan burada da ciddi bir adaletsizlik yaratılmaya çalışılıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı bir şeyler biliyor ama açıklamıyor, ima ediyor.
Körfezin ve Kuş Cenneti'nin doğası için, geleceği için, yaşayan tüm canlılarının yaşama hakkı için başta Kocaoğlu olmak üzere herkes bildiğini İzmirlilere anlatmalı, İzmir'in Körfezi ve Kuş Cenneti kimsenin malı değil.

1 http://www.haberekspres.com.tr/dokunmak-makale,4539.html
2 http://www.haberekspres.com.tr/dokunulmazliklar-kaldirildi-darbe-tamamlandi-makale,4632.html
 3 http://www.haberekspres.com.tr/bergama-ve-kozak-yine-kazandi-makale,5718.html
4 http://www.haberekspres.com.tr/izmir/kocaoglu-gencler-takip-etsin-kus-cenneti-ne-neler-yapilacagini-h102424.html