Değerli okurlarım, ülkemizde ekonominin kötüye gittiğini görebilmek için ekonomik göstergelere bakmaya gerek yok. Gündelik yaşamlarımızda söz konusu adı konmamış krizden hepimiz etkileniyoruz. Gıda fiyatları inanılmaz atıyor. Güçlü üreticiyle değil ithal etle et fiyatlarını düşürmeye çalışıyoruz. Benzin fiyatları almış başını gidiyor. Vergi yükünü sabit gelirliler çekiyor.

Sadece cumartesi günü Türk lirası karşısında dolar % 2,5, euro % 2 değer kazandı. Türk lirası günden güne eriyor.
MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta'nın tespitlerini aktararak daha fazla detay verelim. AKP hükümetinin 4 yıl önceki Kalkınma Planı'nda koyduğu hedefler ile bugünkü veriler arasında büyük bir uçurum var. Örneğin Gayrisafi Milli Hasıla'da ve kişi başına düşen gelirde hedeften şaşma oranı % 40. İşsizlik oranında hedeften % 60 uzaklaşılmış. Enflasyon 4 yıl önceki hedefin % 55 üstünde. İhracat ise hedefin % 40 gerisinde.
Uçurum çok büyük... Üstü kapatılamayacak kadar büyük. Tutmayan hedefler ekonomi yönetimine olan güveni zedeliyor. Güven zedelenince yeni hedefleri tutturmak zorlaşıyor. Süreç, bir kısır döngüye dönüşüyor.

Böylesi bir kriz ortamında, hayali zaferler medya gündemine taşınıyor. Prototipi 2015'te yapılan yerli otoya ne oldu sorusu sorulmadan, sektörün "babayiğitleri" yeni prototip üretmek için hazırlıklar yapıyor.
Atatürk henüz 1930'larda uçak sanayisini kurarken 2000'lerde gerçekten otomobil yapabilir miyiz sorusuna cevap arıyoruz.
Ekonomik halimizin özeti budur.