Bu satırların yazıldığı sıralarda (cumartesi akşamı) Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye'de Afrin Operasyonu'nu başlatmıştı.
Kısaca söyleyelim. Operasyonun başarısını etkileyebilecek iki önemli etken sözkonusu. Birincisi Suriye'nin etnik ve dinsel açıdan oldukça karmaşık bir bölge olması... Operasyonun etkilerini ve olası sonuçlarını belirleyecek en önemli konu da bu kimliksel karmaşa. Türk Silahlı Kuvvetleri bölgeyi kontrol altına alabilir. Ancak bu kontrol, otomatikman teröre darbe vurulduğu anlamına gelir mi? Suriye'nin ve Irak'ın Kürt yoğun bölgelerinin içinde terör örgütünün kamplarının varlığı düşünüldüğünde, operasyonun bölge geneline yayılması gerekliliği oluşursa bunun sonucu ne olur? Ya da konjonktürel nedenlerle operasyon Afrin ile sınırlı kalırsa?... Gelecek günlerde, en fazla tartışılacak konular bunlar olacak...

Operasyonun başarısı açısından ikinci önemli etken, bölgedeki vekalet savaşları. Etnik ve dinsel açıdan oldukça karmaşık bir ülke olan Suriye'de 1960'ların ünlü tabiriyle tehlikeli "vekalet savaşları" yürütülüyor. ABD ve Rusya Federasyonu'na ek olarak diğer bölge devletlerinin de dolaylı olarak içinde yer aldığı, iç savaş ötesi bir durum sözkonusu. Vekalet savaşlarının taraflarının operasyon karşısındaki tavrı da operasyonun başarısını etkileyecek bir diğer faktör. İlk gelen haberler, Afrin'de güçlü olan Rusya Federasyonu'nun Türkiye'nin bölgeye girişini ABD'nin terör örgütlerini silahlandırma konusundaki "sorumsuz" yaklaşımına bağlayarak gerekçelendirdiği yönünde. Bu haber, kısa vadede Rusya Federasyonu'nun Afrin Operasyonu'na dolaylı bir destek verdiği şeklinde yorumlanabilir. İran'ın ve Rusya Federasyonu'nun son tahlilde Esad'ı desteklediği düşünüldüğünde, Rusya Federasyonu'nun Afrin'deki üstü kapalı desteğinin Türkiye'yi Esad'lı bir Suriye noktasına çekmesi de uzak bir olasılık gibi durmuyor.
Karmaşık bir bölgede, karmaşık bir süreci yaşıyoruz. Umarım gidişat, hem insanlık hem Türkiyemiz için iyiye doğru olur.