Bu yılki yıllık iznimizi ailemle, başka bir ülke denilecek kadar uzak ama sahilinde ulkeni görecek kadar yakın, dilleri yabancı olsa da yaşamları cok tanıdık insanların yaşadığı yer olan Sakız Adası'nda geçiriyoruz. Her ne kadar tatilde herseyi ülkemizde bırakıp buraya gelmeyi planlamış olsak da Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle şekillenen yeni ülkenin ve Altay'ın ülkeyle benzer sıkıntılı bir süreç yaşıyor olmasının yarattığı kaygı maalesef bizimle tatile de geldi. Tatil sırasında sıkça zihnimde canlanan Orhan Kotan'in şiiri 'Aklanacak Dunya' içindeki duygularla birçoğumuzu anlatıyor gibiydi. Tatil haftasında köşemi boş geçirmek yerine bu şiiri sizlerle paylaşmak istedim.
Alnının orta yerinde
bir azap dövmesi hayat
ve kader
acının
çilenin harmanıdır
yiğitlik zulmün sofrasında
dayanmak da
direnmek de
yarın bunları böyle yazacak
yarın bunları böyle yazacak
aklanacak direnme günleri
kavga aklanacak
aklanacak dost da
düşman da
gökyüzü kandan
irinden azade
gökte
suda
toprakta
ilk cemre ile
aklanacak dünya
zordur zorbalığı omuzlamak
yokluğu
acıyı omuzlamak
gönül vermek ateş kusan kavgaya
bir idam fermanı gibi belalı
uzak bir umut gibi yalnız.
ve mayın gibi döşenmek
hesabı kitabı görülmüş
zincirlenmiş dağlara
sonra dostun nice dost
düşmanın nice düşman olduğunu görmek
fırtınayı
tufanı göğüslemek
yenilmemek
yıkılmamak
zordur
açlığın gencecik gelinlere pusu
ve körpe canlara mezar olduğu
anasını sattığımın dünyasında
dayanmak
direnmek
ve bir bayrak gibi gerilmek
zulmün
zorbalığın
dönekliğin önüne
zor olan bir şey daha var elbet
alnının orta yerinde
hıyanetin mührü
ve göğsünün gürültüsünde
korku yatarken
aydınlık günleri düşlemek
sevgiyle
içtenlikle öpmek çocukları
ve dünyaya
gururla bakabilmek...
kimseyi suçlamayacaksın elbet
umut kör kuyulara tutsak
inanç zindana zincirlenmişse
kör bir bıçak gibi çaresiz
boş silahlar gibi yaslıysalar
yorgunsalar
bin yılların köleliğinden
şifresi çözülmeyen bir haber gibi
gözlerinin içinde duracaksın.