İzmir'in yoğun yağmurlu bir gününde Altay, Ankara ekibi Osmanlıspor'u ağırladı evinde. Dengeli geçen mücadele, golsüz beraberlikle bitecek derken, 88. dakikada yenen golle futbolcular da, teknik heyette, taraftar da yıkıldı.
***
Oyun çok yavaş tempoda başladı. El, faul, taç, ofsayt derken, karşılaşma sık sık durdu. Tam bunu not ederken de yayın durdu. Neyse ki fazla uzun sürmedi. Ama maç için aynı şeyi söylemek mümkün değildi.
İlk tehlikeyi Osmanlı yaşattı 10. dakikada. Sonra oyunun hâkimiyetini eline geçirdi. Top Altay yarı alanında dolaşmaya başladı.
Altay'ın ilk pozisyonu 14. dakikada idi. 2'ye bir yakalamışken, Atakan çaprazdan kaleye vurmayı tercih etti, Paixao'ya atmayı düşünmedi, takımını bir golden etti.
20. dakikadan sonra da Altay, rakip alana topu taşımayı ve orada tutmayı başardı. Osmanlıspor, ayağa top oynayarak çıkmak hedefindeydi. Altay tam saha prese başlayarak, buna engel oldu, biraz olsun rahata erdi, mahkûm oynamaktan kurtuldu.
Top yine Osmanlı'da idi ama ceza alanına daha çok giren ise siyah beyazlılardı. Her iki takım da tehlikeler yaşattı, çok az sayıda olsa da.
***
İkinci yarı da durgun başladı. Yağmur ise tam tersi var gücüyle yağmaya devam ediyordu. İlk yarıya oranla oyun daha da çok durdu.
77. dakikada kalesini terk eden Karcemarskas'ın uzaklaştırmak istediği top, Aganovic'in önüne geldi. Bomboş kaleye biraz uzak mesafeden vurdu ama etkili değildi. Muhammet kalesine doğru koşup, gole izin vermedi.
88. dakikada, Burhan kullanılan faul atışında, zor pozisyonda da olsa, kafasını vurdu golü atmayı başardı.
Yenik duruma düşen Altay, birden bire vites yükseltti. Arka arkaya geliştirdiği ataklarla gole çok yaklaştı. Kısa zaman diliminde üst üste pozisyonlar buldu, gol atmayı başaramadı.
***
Bu son dakikalardan çıkan sonuç, eğer kendi sahanda isen, yavaş oynamayacaksın, tam tersi daha istekli ve daha azimli olacaksın. Kısaca saha ve seyirci avantajını kullanacaksın. Yavaş futbol hem konuk takıma cesaret veriyor, rahat oynamasını sağlıyor hem de taraftarı uyutuyor, tezahüratla rakibe korku veremiyor, kendi takımın oyuncularını coşturamıyor.
***
Oyun temposu düşük olunca, maçı bırakıp, o yağmur altında yırtılan ve bozulan reklam panolarıyla uğraşanları izlemeye başladım bir ara. Yırtığı tamir ettiler, panoların dönmesini sağladılar ve oldukça da ıslandılar. Eeee reklam para demek. Para olmadan hiç bir şey olmaz.

Akhisar çabaladı, puanı alamadı

Akhisarspor, kendi gibi küme düşme hattının hemen üzerinde yer alan Kayserispor deplasmanında aldığı 1-0'lık yenilgiyle, evine eli boş döndü ve puan tablosunda rakibinin altına geriledi.
***
Karşılaşmada 2 farklı Akhisar vardı, defansif ve ofansif olmak üzere... İlk 20 dakikada rakibini kendi yarı alanında karşıladı. Kayseri sürekli topa sahip oldu, defansta boşluklar aradı. Boşluk bulamadı ama yan toplarda üstünlük sağladı. Buna karşın Akhisarspor sadece hızlı hücumla çıkabildi. Çıktığında da pek bir şey elde edemedi, etkisiz kaldı.
20. dakikada itibaren yeşil siyahlı takım tam saha prese başladı. Bu sayede sarı kırmızılı takımın baskısını kırdı, önce oyuna dengeyi getirdi ve sonra daha üstünlüğü ele aldı.
***
İkinci yarıda da konuk takım Akhisar, tam saha baskıyla oynamaya devam etti. Genel olarak her iki takım da dengeli oyun çıkarsa da, zaman zaman üstün oynadıkları da oldu.
Pozisyon olarak biraz kısır bir maçtı. Her ne kadar gol fırsatları yakalansa da, çok net denebilecek pozisyon pek olmadı. Dolayısı ile kalecilere de fazla iş düşmedi.
***
Akhisar adına bu maç için söylenebilecek iyi şey, tam saha pres yapınca daha iyi oynadığı. Kötü olan şey ise, defansın göbeğinden açık vermese de, kanatlardan yapılan ortalarda çok etkisiz kalması idi. Ortaların çoğunu rakibe vurdurdular. Yenen gol de yapılan ortadan ve oyuna yeni girmiş olan Gyan'ın kafasından geldi. Buradan şu sonuç çıkıyor; Mustafa Yumlu'nun bir an evvel takıma dönmesi şart. Onun boşluğu çok ama çok hissediliyor; hem defansif hem de ofansif olarak.
***
Maçın hareketi olarak kaleci Fatih Öztürk'ünkini seçtim. Akhisar 1-0 geride iken, dakikalar 90'ı gösteriyorken ve maçın bitimine 4 dakika varken, kullanılan köşe vuruşunda rakip ceza alanına girip, gol aradı. Kayserili oyuncular topu kaptı ilerledi. Paslaşsalar durum daha da vahim olurdu, topu süren oyuncu kendi vurmak istedi, boş kale yerine auta attı. Bu tehlikeden sonra ileriye çıkmasına izin vermediler. Kaleciler gol atmak için çıkarlar, bu ilk değil, kabul ama genellikle son atakta çıkarlar. Gol olmadığı zaman hakem maçı bitirir ve atak yapılmasına zaman kalmaz.

Altınordu sarsıldı ama boyun eğmedi

Altınordu, lige fırtına gibi giren ama son haftalarda düşüşe geçen Boluspor deplasmanında çok zorlandı ama buna rağmen 1-1 berabere kaldı ve 1 puan almayı başardı.
***
Boluspor'un en büyük silahı sert futbolu idi. Bunu kaybetmesiyle birlikte, zaferleri de yitirmişti. Karşılaşmaya başladığında eski günlerdeki o esintisi vardı.
Altınordu'nun ise senelerdir değişmeyen bir oyun sistemi var. Her zaman paslaşarak çıkar, gelişi güzel vurulan topları sevmez. Bolu da bunu bilerek tam saha pres yapmayı tercih etti. Defansını orta sahaya kadar çıkararak da alan daralttı. Kırmızı şeytanlar bir türlü çıkmayı başaramadı, topu ileriye taşıyamadı ve oyun üstünlüğünü tamamen rakibine bıraktı.
Kırmızı beyazlı takım her ne kadar gol arıyor olsa da, kırmızı lacivertliler 1 kere hücuma çıktı, 35. dakikada öne geçti. Muhammet sağdan ortaladı. Ön direk hizasından Sefa topu kafasıyla arka direğe çok iyi çevirdi, takımını öne geçirdi. 3 dakika sonra da yapılan ortadan ve vurulan kafadan gelen golle skor eşitlendi. Galibiyet sevinci kısa sürmüş oldu.
Bu golden sonra Bolu'nun pili bitmiş olsa gerek, tam saha baskı yavaş yavaş azaldı, kendi sahasında karşılamaya başladı. Altınordu da bu sayede rahat pas yapmayı başardı ve 35. dakikada ilk kez çok adamla ileriye çıkabildi. Oyun dengelendi.
***
İkinci yarıya da aynı formatta başladı ev sahibi takım ama ilk yarı kadar etkili değillerdi. Altınordu atağa atak, baskıya baskı ile karşılık verebiliyordu. Müsabakanın sonlarına doğru sakatlıklar başladı, oyun sık sık durdu. Bolu gol için bastırdı, Altınordu beraberliği korumak için...
Her iki takım da gol fırsatları yakaladı ama Boluspor'un rakibine nazaran biraz daha fazla idi. Kaleciler de devreye girdi, kurtarışlarıyla gole izin vermediler.
***
Bu maçta dikkat çeken nokta, Altınordulu oyuncuların, rakibinin kullandığı korner ve ceza alanına yakın duran toplarda ceza alanına hep birlikte girmeleri idi. Bunun da sebebi, hava toplarında biraz yetersiz kalmaları idi. Özellikle gelişen ataklarda çok topa vurdurdular, duran toplarda çok adamla savunma yapıp, bunu asgariye indirmeye çalıştılar.