Haziran ayıyla birlikte okullar kapandı. Milyonlarca çocuğumuz yaz tatiline başladı. Deniz kenarında yazlığı olan ailelerin çocukları ilk günlerden itibaren yeni adreslerinin yolunu tuttu. Ama bu yoğun sıcakta evlerinde kalan çocuklar için tatil hapis mi ödül mü belli değil. Mahalle kültürünün olduğu yerde çocuklar arkadaşları ile tüm gün oyun oynuyor, enerjilerini tüketene kadar sokaklarda koşturuyor. Ya giderek artan sayıdaki apartman çocukları? Apartmanların hücre sistemine benzer odalarında tüm gün ellerinde cep telefonu, tablet, televizyon tatil denilen değerli zamanı harcıyorlar.

Bu yıl da bu kısır döngüden oğlumu kurtarabilmek adına geçen yıl olduğu gibi onu Altay'ın Alsancak yüzme havuzunda gerçekleşen kursuna kaydettirdim. Yarın yüzme kursuna başlıyorsun dediğimde attığı sevinç çığlığı ne kadar doğru bir iş yaptığımı daha ilk anda kanıtladı bana. Her sabah uyanmakta zorlanan oğlum, yüzme kursunun olacağı gün heyecanla erkenden kalktı. Öğle tatilini fırsat bilerek onu izlemeye gittiğimde ise hem onunla hem de Altay'la gurur duydum. 25-30 genç minik, başlarında Altay bonesi, ellerinde Altay havlularıyla havuza apayrı bir heyecan akıtıyorlardı. Çocukların mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Aileler tribünde çocuklarının bol bol videolarını çekiyorlar, yüzme bilmeyenlerin velileri acaba ne kadar zamanda çocuğumuz yüzmeyi öğrenir merakını yaşıyorlardı. Altay yüzme şubesinin genç ve çalışkan koordinatörü Anıl Şen Hocayı tebrik etmemek ona haksızlık olur. Kendi gibi genç, dinamik ve güleryüzlü ekibiyle Altay'ı en iyi şekilde temsil ediyorlar. 6 yaşındaki bir çocuğun velisi olarak, onlara hayattaki en değerli varlığımı güvenle teslim edebiliyorum.

Altay son yedi yılda zor günler yaşadı. Bu zorlu dönemde idealist, yüreği Altay'la dolu insanlar futbol dışı branşlarda armayı yaşatma, armaya yeni aşıklar kazandırma gayreti gösterdiler. Voleybolda Hasan Tahsin Karahan ve genç arkadaşları, basketbolda Birol Eyolcu hoca ve ekibi, kulübün elektriklerinin zor çalıştığı günlerde amatör branşlara sahip çıktılar ve orada gençlere hem spor yapma fırsatı sundular hem de Altay sevgisinin hep yaşamasına aracı oldular. Futbolda 1. Lig'e dönme ile birlikte amatör branşlarda da heyecan arttı, olanaklar çoğaldı.

Kışın, bütçelerini çocuklarının eğitimi için neredeyse tüketen veliler, yazın onları eve tıkmak ne kadar verimli bir gelişimi sağlayabilir ki? Yaz tatilinde çocukları için birşeyler yapmak isteyen veliler, Altay spor okullarının branşları sizi güleryüzleriyle bekliyorlar. Her spor okuluna gidecek çocuk elbette dünya şampiyonu olmayabilir, hatta sporcu bile olmayabilir. Fakat spor okullarına gidecek bir çocuğun en azından spor bilinci ve disiplin duygusunu geliştirerek sağlık ve sorumluluk alanlarında kendisini geliştireceğine inanıyorum.

Sağlıklı bir hayatın vazgeçilmezi olan sporu çocuklarımıza erken yaşlarda aşılamanın bir hekim olarak en az onlara vereceğimiz eğitimler kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Akademik ya da ticari başarılarla dolu bir hayatın sağlıktan yoksun olmasının bir anlam ifade etmediğini düşünüyorum. Bu sebeple seçim yasaklarından da faydalanarak bu haftaki köşemi spor okullarına ayırdım. Sağlıklı nesillerin sağlanması kadar, rekabeti dürüstçe yapabilmeyi öğrenebilmek, düzenli ve kuralları olan bir hayatı öğretebilmesi adına çocuklarına yaz programı yapan velilerin spor okullarını da mutlaka değerlendirmesini öneriyorum.