Ligde ummadık puanlar kaybetmiş ve bu sebepten aradığını bulamamış iki takım Altınordu ile Afjet Afyonspor, İzmir'de karşı karşıya geldi. Mücadeleden çıkan 1-1'lik beraberlik her iki takımı da memnun etmedi. Altınordu kendi sahasında oynuyordu ve kendini ilk 6 içine atmak istiyordu. Afyonspor küme düşme potasına yakındı, rakibine göre daha zayıf konumdaydı. Beraberlik Afyonspor için en başta iyi sonuç olsa da, öne geçtiği maçta 90. dakikada yediği golle skoru koruyamamış olmak, 2 puan kaybetme duygusunu doğuran etkendi.

***
Müsabakada öne çıkan şey, paslaşmalar oldu. İki takım oyuncuları da liglerimizde kolay kolay göremeyeceğimiz çok güzel paslaşmalar yaptılar. Sanki maç içerisinde antrenman yapıyorlardı. Fakat bir sorun vardı, ceza alanına yaklaşıldığında top kaptırılıveriyordu. Dolayısı ile bu, karşılaşmanın pozisyon olarak kısır geçmesine yol açtı.
Ceza sahası içerisinde sadece 2 güzel paslaşma görebildik. Biri 13. dakikada Murat'ın harika denebilecek ara pası idi. Murat, bu tür ara paslarını çok yaptı ama genellikle ceza alanı dışında. Bu pasa hareketlenen Kerem, kaleciyle karşı karşıya kaldı. Yerden vuruşu kaleciyi geçse de, Türker yetişti ve golü önledi.
84. dakikada da Yasin Ersel'in önüne al da at dercesine bir pas verdi. Ersel topa iyi vuramadı.
***
Afyonspor genel olarak rakibini kendi sahasında karşılaşsa da, kaleci vuruşlarında tam saha baskıyı tercih etti. Altınordu'nun klasikleşmiş pasla çıkma sistemini bozup, ileriye doğru gelişigüzel vurdurma düşüncesi vardı. Bunu hiçbir zaman başaramadılar. Altınordu her seferinde bir şekilde pasla çıkmayı başardı.
***
İlk yarı oyun olarak üstün taraf yoktu ama skor olarak konuk takım 41. dakikada Ersel'in attığı golle üstün olan taraftı. İkinci yarıda ise Altınordu puan alacağı gol ve golleri bulmak için bastırdı, Afyonspor skoru korumak için defansif oynadı. Pek fazla tehlikeli atak olmadı.
90. dakikada Kerim ortaladı, Sinan uzun boyuyla ceza alanı çizgisi üzerinden vurmak istedi. Afyonlu oyuncular ona odaklandı, vuramayacağını hesaba katmadı. Vuramayınca top iki Afyonlu oyuncu arasından geçip, Anıl'ın önüne geliverdi, vuruşunda takımına beraberliği getirdi.
Gol sonrası maç birdenbire hızlandı. Her iki takımda 3 puanı getirecek golü aramaya başladı, o gol gelmedi.
***
Göze batanlar kısmına değineyim son olarak. 18. dakika idi. Mehmet Sedef sağ tarafa doğru bir pas attı sahanın ortalarından. Yasin sağ taraftan koşuya başladı. Hakem ofsayt bayrağını kaldırınca duruverdi. Oysa o bayrak başkası için kalkmıştı. O kişi hareketlenmeyince yardımcı hakem bayrağını hemen indirdi. Oyun devam etse de Yasin devam etmiyordu. Buradan çıkan sonuç; hakem düdüğü çalmadığı sürece oyununa devam edeceksin.
Yine kahramanımız Yasin. Takımı öne geçtikten sonra oyun başlayacakken kendini yere bıraktı. Sakatlanmıştı. Müdahale edildi, saha kenarına alındı. Oyuna bir girdi, pir girdi. İçine dizi kahramanı Flash kaçmışçasına rakibine baskı yapmak için depar attı. Şu doktorlar sakat oyunculara böylesine bir gücü hangi yöntemle veriyor, araştırılması gerekir. Eğer bunun etkin süresi uzatılabilirse, bu alanda çığır açılmış olur.

Akhisar'ı gören var mı?

Akhisarspor için dipten kurtulma maçı idi Bursaspor karşılaşması. Evinde oynadığı bu maçtan mutlaka 3 puan almalıydı. Karşılaşmaya Bursaspor daha iyi başladı. Topa hakim oldu, paslaşarak ataklara çıkmak istedi. Akhisar ise kendi yarı alanına çekildi. Sanki deplasmanda çok güçlü bir takımla oynuyordu. İşin tuhaf tarafı Bursaspor teknik direktörü Samet Aybaba da bunu beklemiyor olacak, sahaya daha çok defansif bir takımla çıkmıştı.
***
Oyun olarak kötü oynasa da Akhisar 8. dakikada golü buldu. Gol sonrası defansta biraz daha geri çekildi. Samet Aybaba hemen oyuna forvet oyuncusu aldı. Yeşil siyahlılar kalesinde tehlikeler görmeye başladı. Buna rağmen 39. dakikada farkı 2'ye çıkarmayı başardılar. İlk yarının bitmesine saniyeler kala, konuk takım gol bulmasını bildi.
***
İkinci yarıda da senaryo aynıydı. Maç adeta boksa dönüşmüştü. Bursaspor arka arkaya yumruklarını savuruyor, Akhisar kan revan içinde ama yere düşmüyordu. Nereye kadar dayanabilirdi ki? Sonunda düştü. Beraberlik golü gelmişti. Bu düşmeyle de Akhisar kendine gelemedi, silkinip karşılık veremedi. Yine arka arkaya gelen yumruklarla Bursaspor öne geçti. Yetmedi, aynı şekilde devam etti ve Akhisarspor'u 4-2'lilk skorla nakavt etti.
***
Böylesine kötü bir karşılaşmadan sonra Akhisarspor kendine nasıl gelebilir, doğrusu bilemiyorum. Bu kadar aciz bir oyunu yıllar önce Tolunay Kafkas takımın başındayken Beşiktaş karşısında görmüştüm.
Bursaspor sahaya çekinerek çıkmıştı. Kendi sahasında bu kadar mahkum oynaması, açıklanabilecek bir şey değil kesinlikle. Defansa çekilinse de yaptıkları defans değildi. Rakibin kale önünde bile pas yapmasına izin verdiler. Bir oyuncu bile 'bari bir kişinin yanında durayım da pas vermesinler' demedi. Taraftar nasıl maç izlediyse oyuncular da öyle izlediler, Cihat Arslan da... Bir tek Lopes vardı, takımı ateşlemekle uğraşan ama onu takan yoktu.
Maçın istatistiklerine bakıldığında da Akhisar yerle bir olmuştu. Tüm olumlu sonuçlar konuk takımın lehine idi. Tam bir hezimet yaşandı pazar akşamı Akhisar'da.