Rena yazıyor:
'Hayat Altmışlarda Başlar!'
Bu cümleyi Fransız bir yazar söylemiş!
'İlk bakışta buna inanmamıştım.
Kendi kendime 'Hadi oradan!' demiştim, böyle bir şey olabilir mi? 'Mümkün değil, bu bir palavra, moral motivasyon için söylenen yazılan bir cümle.'
Bu cümle hep aklımı kurcalıyordu, taa ki sıra bana geldi; yaş oldu altmış!
Eğer hayatın özgürlük olduğunu veya özgürlüğün hayat olduğunu kabul edecek olursak, evet hayat ve gerçek anlamda özgürlük altmışında başlar.
'Kendine inanmama, güvenmeme' zincirinden kopma; hep iyilik meleği görünme isteğinden uzaklaşma ve 'kendine şefkat ve ilgi gösterme' yaşıdır altmışlar.
Kendi karakterini kabul etme ve onu değiştirme çabasından vazgeçme yaşıdır altmışlar.
Özgürlük içinde olduğunu hissetme, kendini eleştirmeme, serzenişte bulunmama ve sukünetle kendini kabullenme yaşıdır altmışlar.
Hep orada burada kendi hatalarını anlatmanın sona erdiği; hatta yaptığın hatalarla gurur duyma yaşıdır altmışlar.
Çalışma mecburiyetinden kurtulduğun ya da hobi için, zevk için çalıştığın dönemdir altmışlar.
Aşırı yemek yemekten kurtulmaktır; yesen de sağlıklı olmak ve yaşamak için kadardır altmışlar.
Karşı cinse olan ilgin dengesini bulmuş, canını ruhunu besleyecek kadardır altmışlar.
Bu özgürlükler sana ayrı bir boyut katar, zevk katar, ruh katar.
Ebetteki altmışından önce ölenler bunu yaşayamazlar.
Aynaya baktığında gençlik tebessümlerini alnındaki kırışıklıklardan görebilirsin.
İstediğin kadar uyanık kalma ve istediğin saatte uyumaktır altmışlar.
Sevdiğin dostlarınla birlikte olma özgürlüğü, televizyonda istediğin programı seyretme, istediğin kadar gençlik şarkılarını söyleme yaşıdır altmışlar.
Uzaklara yakınlara seyahat etme, sahilde yürüyerek martıları izleme, dalgaların sesine kulak verirken gençlik aşklarını hatırlamaktır altmışlar.
Bunları kimse senden alamaz, zira sen yeni bir hayata başladın.
Evet sen altmışına vardığında bu özgürlüğü kazandın.
Artık özgürsün sen; iş ve pozisyon peşinde koşuşturmayacaksın.
Aynalardan kurtuldun.
Saçın başın artık seni fazla bağlamayacak, hatta kendini daha güzel ve daha karizmatik bulacaksın.
Sen 'Tanrının lütfu!' demeyi öğrendin artık.
Saçla tarakla işin kalmamıştır.
Fön makinesinin enerji kaybından başka bir şey olmadığını anladın artık.
Hayatın temelinin, mal varlığı değil sevgi olduğunu anladın artık.
Hayat sevmektir; kıskanmak ve hırs değildir; bunu anladın artık.
Güzellik sadeliktir; gösteriş değil!
Topladıklarının pek işine yaramadığını hatta onları başkalarıyla paylaşma ve hatta bağışlamanın sana canlılık ve neşe kattığını anladın.
Sen, tüm benliğini acımasız hayat cenderesine çeken o canavardan kurtuldun artık.
Artık hayata başlamanın zamanı geldi.
Sevgini başkalarından esirgememenin; sevgini başkalarına sunmanın zevkini öğrendin artık.
Seviyorsan gerçek budur; saflık ve dürüstlüktür hayatın anlamı.
Sen hayatın kısa olduğunu ve fırsatların sınırlı olduğunu anladın artık.' İşte Rena, belki de aynanın karşısına geçerek bunları kaleme almış..
'Yaş 35' i hepimiz biliyoruz...
Yazarının ise yanıldığını da...
Çünkü o bırakın 60'ı kırkını bile göremedi.
Umarım tüm kadınlarımız, tüm insanlarımız en azından 60'ı ya da 70'i görürler.
Çünkü zamanımızda ileri yaş 90'a kadar uzadı.
Bir de şu yediklerimiz sağlıklı olsa...

GÜNÜN HABERİ

Türkiye hayvanları kabul etti

Gülseren E. Yeniçay önceki yazılarının birinde sormuştu, 'Ne olacak bu hayvanlar?' diye.
Yanıtı İskenderun'dan geldi; Brezilya'dan İzmir Limanı'na Julia AK gemisiyle getirilen ve sağlık testleri zamanında yapılmadığı iddiası ile Türkiye'ye alınmayan besilik hayvanlar, Brezilya'nın nota vermesinden sonra ülkeye girişine izin verildiği iddia edildi.
İddiaya göre, sağlık testleri uygun olmadığı gerekçesiyle Türkiye hayvanları kabul etmeyince, başka bir ülkeye gönderilmek istendi. Ancak bir süre önce Türkiye'de şarbon hastalığının görülmesi ve hayvanların kıyıya yanaşması nedeniyle hiçbir ülke hayvanları kabul etmedi. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü devreye girerek bu hayvanların karantina altına alınmasını istedi.
Başka ülkelerin hayvanları kabul etmemesi üzerine Brezilya ile Türkiye arasında yoğun diplomatik trafik yaşandı.
Türkiye hayvanların sağlık testlerinin zamanında yapılmadığı gerekçesi ile hayvanları almak istemedi.
Brezilya Hükümeti ise hayvanların sağlıklı olduğunu ve Türkiye'ye girişine izin verilmesini istedi.
Ayrıca testlerle ilgili tüm işlemlerde Brezilya resmi otoritesinin imzası olduğu ve uluslararası anlaşmalar gereği Türkiye'nin bu hayvanları kabul etmesi gerektiği belirtildi. Nota verildikten sonra, Türkiye'nin bu hayvanları kabul ettiği ifade ediliyor.