Sağlık ve eğitimin bizim için ilk sırada olduğunu sık sık tekrarlıyorum.
Bu güzel bayram ve pazar günü de annelere, uzmanlarımız aracılığıyla seslenmek istiyorum.
Özel Tınaztepe Hastanesi ve Buca Tıp Merkezi Beslenme ve Diyetetik Bölümü uzmanlarından Dyt. Sevgi Ersoy Akça, bebeklerin ek gıdaya geçiş dönemi hakkında annelere önemli bilgiler verdi.
Dyt. Ersoy Akça, 'Özellikle 6-8 aylık dönemde bebeğin beslenmesinin yüzde 70'i anne sütünden karşılanmalıdır, yüzde 30'u ise ek gıdalarla tamamlanmalıdır' dedi.

İlk 6 ay çok önemli

Bebek beslenmesinde ilk 6 ay anne sütünün bebeğin gelişimi ve büyümesinde önemli rol oynadığını vurgulayan Dyt. Ersoy Akça, pek çok yanlış uygulama sonucu ek gıdaya geçiş döneminin hem anne hem de bebek için zorlu bir süreç olduğunu söyledi.
Dyt. Ersoy Akça, 'Bebeğime ne vereceğim, yutamaz mı, boğulur mu, ne kadar yedirmeliyim?' gibi sorularla kafası karışık olan annelere şu bilgileri verdi:
'Ek gıdaya geçiş sürecindeki ilk aşama bebeğin besinlerle tanıştırılmasıdır aslında. Yani 6 aylık bir bebeğin hala ana besini anne sütüdür, bu durum yaşamın ilk bir yılı tamamlanana kadar da böyle olacaktır.
Bu dönemde ek gıdaların amacı bebeği beslemek değil, katı gıdalarla bebeği tanıştırmaktır.
Bu tanıştırma hem damak tadı hem de sindirim sistemini kapsar.
Çünkü bebeğin sindirim sistemi henüz tam gelişmemiştir ve pek çok besin için hazır değildir.
Anne sütü annenin yediklerine göre aromalansa da besinlerin kendi lezzetlerine ve kıvamlarına alışmak bebek için belli bir zaman ister.
Bu sebeplerden dolayı bu dönemde kesinlikle aceleye ve zorlamaya yer yoktur.'

3 gün kuralına dikkat

Bebek ne kadar iştahla yese de 6-8 aylık dönemde ek gıdanın anne sütünün önüne geçmemesi gerektiğini anlatan Dyt. Ersoy Akça, ilk denenebilecek besinlerin yoğurt, sebze ve meyve püreleri olduğunu belirterek dikkat edilmesi gerekenler hakkında şunları söyledi:
'Ek gıdaya geçiş döneminde dikkat edilmesi gereken nokta, her bir besini tek başına 3 gün deneyip sonra yeni bir besin eklenmesidir. Buna 3 gün kuralı diyoruz ve bunu alerji riski için uyguluyoruz.
Bebekte herhangi bir döküntü, kusma, ishal benzeri durum gerçekleşirse o besin bir müddet beslenmeden çıkartılmalıdır.
Besin kesildikten sonra belirtilerin geçip geçmediği takip edilmelidir.
Ek gıdaya geçiş sürecinde alışması amacıyla bebeğin eline göre kesilmiş olgun muz, avokado, elde tutarken dağılmayacak şekilde buharda haşlanmış brokoli, kabak, havuç, patates elma, armut gibi besinler verilebilir.
Bu sayede bebek besinlerin dokusunu tanıyacak, kendi kendine beslenmenin keyfini çıkaracak ve bu konuda becerisini artıracaktır.
Ayrıca ilk bir yıl içinde alerji riskinden ve bebeğin sindirim sisteminin hazır olmamasından dolayı tuz, şeker, bal, inek sütü, bakla, çikolata, kakaolu besinler, çay ve patlıcan gibi gıdalar verilmemelidir.'
Bu arada bir konuya daha değinmek istiyorum:
Bebeklerin ve çocukların da kendilerine göre damak tatları ve lezzetleri vardır.
Yani bizim beğendiğimizi beğenmeyebilir, sevmeyebilir.
Bu nedenle uzmanların belirttikleri gibi kesinlikle çocukları beğenmedikleri yiyecekleri vererek zorlamaya gerek yoktur.

Servet isteniyor

Türkiyenin en yaşlı aracına servet istendiğini duydunuz mu?
Klasik araba tutkunları, meraklarına milyonluk fiyat biçiyor.
Türkiye'nin en yaşlı otomobili 1926 model bir Rolls Royce Silver Ghost 'Warwick' 1,5 milyon liraya alıcı bekliyor.
Klasik araba severler, orijinalliği bozulmamış ve yürür durumdaki klasik arabalara ortalama 15 araç fiyatında değer biçiyor.
Türkiye'nin çeşitli illerinde, her yaşta temiz ve yürür vaziyette bir klasik otomobil bulmak mümkün.
Ancak bunun için bazen milyon liraları gözden çıkarmak gerekiyor.

Türkiye'deki en yaşlı klasik

Bunların arasında en yaşlısı Ankara'da 1926 model bir Rolls Royce Silver Ghost 'Warwick'.
90 yaşındaki araba muayeneli.
4 bin motor, 4 kapılı ve sedan olan araba, tam 450 bin Amerikan doları yani yaklaşık 1 buçuk milyon lira değerinde.
1939 model, iki kapılı, kabriyo BMW 326 Convertible 300 bin Amerikan dolarına; 1946 model, 4 kapılı, sedan, benzin canavarı Buick Eight ise İstanbul'da 236 bin Avroya yeni sahibini bekliyor.

Süre az kaldı!

Bu arada, stajyer sürücü uygulamasının 1 Ocak 2016'da başlayacağını belirtmek istiyorum.
İlk defa ehliyet alacakların stajyerliğe kalmaması için 10 Eylül'e kadar sürücü kurslarına başvurarak, 10 Ekim'de yapılacak teorik sınava girmeleri gerekiyor.
Stajyer ehliyetin, ilk defa ehliyet alacaklar için başarılı olduktan sonra sürücü belgesini 2 yıllık staj çerçevesinde kullanması anlamına geldiğini belirteyim.
Stajyer ehliyette, kursiyere 75 ceza puanı hakkı verileceğini de söyleyeyim.
Kursiyerler 2 yıl içerisinde 75 ceza puanını doldurması halinde psikoteknik belgesi aldıktan sonra tekrar ehliyet için sürücü kursuna müracaat edebilecekler.

Aklınızda bulunsun

Şu bilgileri de unutmamamız gerektiği için tekrarlıyorum:
Kursiyer, 0,20 promil alkollü yakalanması, kırmızı ışığı 3, yaya üstünlüğünü de 3 kez ihlal etmesi halinde 75 ceza puanını doldurmuş olacak.
Bu durumda kursiyerin tekrar sürücü kursuna baştan müracaat etmesi gerekecek. İlk defa ehliyet alacakların stajyere kalmaması için 10 Eylül'e kadar sürücü kurslarına başvurarak, 10 Ekim'de yapılacak teorik sınava girmeleri gerekiyor.
Yani stajyerlikten önceki son sınav 10 Ekim 2015'te.
Bu sınava girebilmesi için kursiyerlerin sürücü kurslarına en geç 10 Eylül 2015 tarihine kadar müracaat etmesi gerekiyor.

80 ülkede geçerli olacak

Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin, stajyer ehliyet dışında birçok yeniliği getirdiğini söyleyebiliriz.
Buna göre 9 olan ehliyet çeşidinin 17'ye yükseldiğini, B sınıfı ehliyetlerin 10, E sınıfının 5 yılda bir sağlık raporu alınarak değiştirileceğini, böylece ömür boyu ehliyet döneminin kapanacağını vurgulayabilirim.
Yeni yılla birlikte yenileriyle değiştirilecek olan yaklaşık 25 milyon ehliyet, Avrupa ülkeleri başka olmak üzere 80 ülkede geçerli olacak.
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nün ehliyetlere yönelik yaptığı yönetmelik değişikliklerinin hem teorik hem de direksiyon sınavlarını daha ciddi bir noktaya taşıdığını da söyleyebilirim.
Sürücü kursuna müracaat eden her 100 kişiden 99'u direksiyon sınavlarında başarılı olurken, bugün bu istatistik yüzde 60'lara kadar geriledi.
Ehliyet alacaklar için dünya standartlarında kriterler getirildi.
Zor olan bu ehliyet sınavı sistemi, 1 Ocak 2016'dan itibaren daha zor olacak.

***

MENEKŞE

Çatıda balkonda topraksız organik tarım


Emekli olunca köyüne dönüp domates, salatalık yetiştirme hayali kuranların artık uzun yıllar beklemesine gerek kalmadı.
Evsera adı verilen nano teknoloji ürünü bitki şurubu sayesinde evinizin balkonunda, çatıda veya güneş gören herhangi bir odada topraksız üstelik de organik tarım yapmak mümkün.
Biyoloji öğretmeni Yaşar Özdemir tarafından 15 yıl süren araştırma sonucu üretilen Evsera, yılda 4 defa hasat yapma imkanı sunuyor.
Pamuk, kum, kömür, taş, kumaş, su veya peçete üzerinde dahi bitki yetiştirmeye olanak tanıyan ürün sayesinde 3 metrekarelik balkonda 100 kilo sebze yetiştirmek mümkün.
Yaşar Özdemir, büyük şehirlerde tarımı yaygınlaştırmayı hedefliyor. Patentini aldığı buluşun Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yılın icadı seçildiğini anlatan Özdemir, 'Bu karışım dünyadaki nano teknolojik karışımlardan çok farklı bir içeriğe sahip. Henüz bu içeriğe sahip bir karışımı hiç kimse üretemedi. Buluşumuz için Rusya'dan ABD'ye kadar pek çok ülke özel davetle bizi işbirliği için çağırdılar. Fakat ben bu keşfin ülkemize fayda sağlamasını istiyorum. Bugüne kadar yaklaşık 8 bin öğrenciye nano teknolojiyle topraksız hasat yapmayı öğrettim. Çoğu öğrenci fasulye, salatalık, çilek bitkisini ilk defa okulda yetiştirerek gördü.
İsrailli Amerikalı bilim adamlarının yaptığı üretimin aynısını öğrencilerime uygulatıyorum.
Hedefim tarım alanında Türkiye'yi süper güç yapacak öğrenciler yetiştirmek. İsteyen herkes bu şurupları alıp evinde topraksız tarım yapabilir' diye konuştu.

KILÇIK

*- Hayatında en nefret ettiğin günler sana ders veren günlerdir.
*- Işık varsa yolun sonunda umut var demektir...
*- Bazılarına öğle bir değer verirsiniz ki taşıyamayacak hale gelir.