Bu İzmir bambaşka bir şehir. Her şeyiyle farklı. En farklı şeyi ise insanı. Amerika Birleşik Devletleri'nin California Eyaleti gibiyiz. Onlar da, diğer eyaletlerden farklılar. Sokakta sigara içirmezler. Organikten başka bir şey yemezler. Tanımadıkları insana, "Günaydın, nasılsın?" derler, yetmez, "Çok şıksın" diye eklerler. İzmirlim de öyledir. Neşelidir. Canayakındır. Çalışmayı pek sevmez. Ama aslında o çalışmayı sevmediğinden değil, hayatı dolu dolu yaşamayı sevdiğinden kaynaklıdır. Haftasonu alır başını gider. İzmirlinin haftasonusu Cuma sabahından başlar. Yazın Çeşme'de tatildeyken diş doktoruna işin düşerse, boşuna Cuma'ya randevu almaya zorlama diye söylüyorum. Bir yarışma programında, bir toplulukta, bir oturumda, kim İzmirli kim değil gerçek bir İzmirli tanımış hemen anlar.

İzmirli öğle yemeği arasını sever, üstüne kahvesini mutlaka içer. Ancak eve dönüş söz konusu olduğunda o sükunet gider yerini inine girmeye çalışan sabırsız bir aslan edası alır. Trafikte asla kimseye yol vermez. Bunun nedeni de hala bilinmez! Bu kadar rahat olan İzmirli, bazı konulardaki hızıyla seni şaşırtır.
Türkiye'nin en yüksek boşanma oranına sahip ili bilin bakın hangisi? 2015 verilerine göre boşanma hızının en yüksek olduğu il, binde 2,77 ile İzmir. Bizi binde 2,75 ile Antalya takip ediyor. Üçüncü sırada ise Muğla yer alıyor. Boşanma sayısı en çok İstanbul'da diye kafanız karışmasın. Nüfusa oranladığımızda birincilik bizim.
Boşanmak aslında evlenmek kadar normal. Ancak genelde taraflardan biri diğerine koala gibi yapıştığından zor. Alıştığın düzenini bozuyorsun. Yeni eve taşınıyorsun. Arkadaş çevren değişiyor. Düğünlere bir süre tek başına katılıyorsun. Herkes sana birini bulmaya çalışıyor. Sonra bir bakıyorsun, bütün bu yaşadıklarını unutmuşsun çok daha mutlu ve huzurlusun. Eğer boşanmalarda çocuk yoksa, flört edip ayrılmaktan pek bir farkı yok. Ömür boyu bir daha görmesen olur. Ama eğer civcivlerin varsa, bir ömür boyu sürecek ilişkine hoşgeldin. Bunları boşanmamış biri olarak yazıyorum ama düşünüyorum da, evliliklerde, evsahibinin kiracıdan aldığı gibi tahliye taahhütnamesi alsak nasıl olurdu?    

Boşanmış ebeveynlerin çocuğu olarak şunu söyleyebilirim, durum hiç de düşündüğünüz kadar dramatik değil. Hatta bir o kadar eğlenceli. Bir kere bir değil,  iki evin var. Birine kızsan öbürü seni bağrına basıyor. Birinin almadığını öbürü alıyor. Birinin izin vermediğine, öbürü izin veriyor. Haftasonların çok daha dolu geçiyor. İki tatil imkanın oluyor. Şayet başkalarıyla evlenirlerse, yeni karakterler hayatına giriyor. Onları da seversen, piyango sana vurmuş gibi oluyor. Yağsın hediyeler, gelsin öpücükler. Boşanma kelimesinin ağırlığını, hayatın sana kazandırdığı yeni insanlar hafifletiyor.
İç malzemesi aynı olan iki hamurdan, iki farklı tat bırakan pasta çıkabilir mi?  Ben çıktığını gördüm. Önemli olan yoğrulma ve pişirme süreleri.