Geçen yazımızda, atarcaların bulunuşundan başlayıp bazı özelliklerini anlatmıştık. Bu yazımızda atarcaların diğer özelliklerinden söz edeceğiz.
1934 yılında Walter Baade ve Fritz Zwicky nötron yıldızlarının olması gerektiğini belirlediler. Nötron yıldızı, süpernova patlaması sırasında kendi çekimi altında çöken yıldızlardır. Örneğin bizim Güneş'imiz gibi yıldızlar nötron yıldızı oluşturamazlar. Böyle küçük olan yıldızlar, yakıtlarını tükettikten sonra beyaz cüce olurlar. Yalnızca yeterli kütledeki yıldızlar yani Güneş'ten birkaç kat büyük olanlar süpernova patlaması yaşayıp nötron yıldızına dönüşürler. Daha da büyük kütleli yıldızlar ise çökme sonucunda kara delikleri oluştururlar.

Geçmişte, nötron yıldızlarının Yer'den teleskopla belirlenemeyeceği düşünülmekteydi. İlk belirlemelere göre, oldukça yoğun, aşırı hızlı dönen, çok küçük, yaklaşık 10 km çapa sahip ve kuvvetli manyetik alanı olan cisimler olarak belirlenmişlerdir. Bugün ise manyetik alan çizgileri boyunca hareket eden yüklü parçacıkların, manyetik kutuplardan salınan ışınım demeti oluşturabildiğini biliyoruz. Nötron yıldızı döndükçe, bu ışınım demeti uzayı tarar. Bu ışınım demeti Dünya'ya yöneldiğinde radyo teleskopla bir atma belirlenebilir. Bu modele Deniz Feneri Modeli denir. Bir deniz feneri nasıl denizde bir ışık demeti dolaştırarak gemilere yol gösteriyorsa, nötron yıldızları da kendi ışınım demetlerini uzayda benzer biçimde gezdirirler. Bu atma Yer'den görülebiliyorsa ya da algılanabiliyorsa, bu nötron yıldızlarına atarca adı verilir.

Atarcalarla nötron yıldızlarının gözlemleri karşılaştırıldığında oldukça çok benzerlik görülür. Düzenli aralıklarla gözlenen atmalar, dönmekte olan nötron yıldızının saldığı ışınım demetine karşılık gelir. Atmalar arasında ölçülen zaman yani dönem, nötron yıldızının bir kez dönmesi için geçen zamana eşittir. Dönemin artması ise enerji kaybı nedeniyle nötron yıldızının yavaşlaması nedeniyledir. Nötron yıldızlarının doğmasının beklendiği süpernova artıklarında en genç atarcalar gözlenir. Bu nedenle de atarcaların, hızlı dönen ve manyetik eksenleri boyunca radyo dalgaları yayınlayan bir nötron yıldızı olduğunu söyleyebiliriz. Yine de Yer'den bakıldığında yayınlanan ışınımın görülmesi her nötron yıldızı için mümkün olmadığından, her nötron yıldızını atarca olarak tanımlayamayız. Bazı atarcaların saldığı ışınım hiçbir biçimde Yer doğrultusuna yönelmediğinden, bu nötron yıldızlarını atarca olarak gözlemek de mümkün olmaz. Ek olarak geçmişte atarca olarak gözlenen bazı nötron yıldızlarının, doğrultularının bir biçimde değişmesi nedeniyle bugün atmaları gözlenemiyor olabilir.

Milisaniye atarcaların, başlangıçta bir yıldızla birlikte bulunduğu, oluşum sonrasında maddenin atarca tarafından çekilerek atarcaya aktarıldığı, bu işlem sırasında atarcanın dönmesinin hızlanarak sonunda bu atarcanın milisaniye atarcasına dönüştüğü düşünülmektedir. Daha sonra yoldaş yıldız ölür ve başlangıçtaki kütlesine bağlı olarak ya bir beyaz cüceye ya bir nötron yıldızına ya da karadeliğe dönüşür. Bu aşamada bu yoldaş yıldız yörüngede kalmayı sürdürebilirse, bu durumda bir çift milisaniye atarcası oluşur.
Bir atarcanın yaşlanıp yavaşladığında ne olduğu tam olarak bilinmemektedir. Büyük olasılıkla birkaç milyon yıl sonunda ışınım demeti kaybolmaktadır. Bunun temel nedeni, atarcanın manyetik alanının yavaşça azalması ya da algılanamayacak kadar zayıflamasıdır.



1997'de Parker radyo teleskobuna gökadaları gözlemek amacıyla yerleştirilen 13-demet alıcısı birçok gökbilimci tarafından atarca araştırmalarında kullanılmış ve 700'den fazla atarca bulunmuştur. Aynı anda gökyüzünün 13 alanını gözleyebildiği için bu alıcı çok başarılı olmuştur. Bu çalışmalarla birçok farklı özellikte atarca keşfedilmiştir. Bu keşiflerden biri, birbiri etrafında dönen çift atarcadır. Bu oldukça heyecan verici bir keşif olmuştur çünkü atarcalar sayesinde Einstein'in Genel Görelilik Kuramı milisaniye atarcalarının gözlemleriyle test edilebiliyorken, çift atarca ile çok daha duyarlı olarak çekimsel kuramları test etmek mümkün olabilmektedir. Bu çalışmalarla, Einstein'in kuramı mükemmel bir biçimde doğrulanmıştır.

Dünya'nın farklı yerlerindeki gökbilimciler birlikte çalışarak, düzenli bir biçimde milisaniye atarcaları gözlemekte ve bu gözlemler Yer'deki atom saatlerinin ne derece kararlı olduğunu incelemek için kullanılmaktadır. Bu sayede de Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin hareketleri daha iyi incelenmekte ve eğer şans olursa, çekim dalgalarının gözlenmesi için yapılan çalışmalar yapılmaktadır. Çekim dalgalarının, evrenin ilk zamanları ve gökada merkezleri gibi çok özel yerlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Atarcaların gözlenmesi Yer'deki saatlerin duyarlılığını arttırmakta ve aynı zamanda evrenin ilk zamanlarını ve gökada merkezlerinde çarpışan karadelikleri inceleme fırsatı ortaya çıkmaktadır.

Nötron yıldızları oldukça küçüktür ve yaklaşık olarak bir şehir boyutlarında uzak cisimlerdir. O nedenle doğrudan birçok özelliğini gözlemek mümkün değildir. Bunun yerine dönmesinde ortaya çıkan küçük değişimler gözlenmektedir. Atarcalar yaşlandıkça yavaşlamaktadırlar ancak bazı atarcalar aniden daha hızlı dönmeye başlamakta ve kısa bir süre sonra eski durumuna dönmektedirler. Bu olay Yengeç Atarcası'nda birçok kez gözlenmiştir. Bu olayın nedeni tam olarak anlaşılamamaktadır ancak kabuk kırılması nedeniyle atarcanın çapının çok az oranda küçülmesi nedeniyle hızlanma olduğu düşünülmektedir.
Günümüzde, aralarındaki uzaklığın oldukça fazla olduğu farklı radyo teleskoplar kullanılarak, çok daha zayıf atarcalar gözlenebilmektedir. Bu gözlemlerle karadelik etrafında yörüngede olan atarcaların gözlenmesi umulmaktadır. Bulunabilirse, bu atarca en aşırı koşullardaki atarca olacaktır. Çekimle ilgili kuramların testleri ve yeni kuramsal yaklaşımların ortaya konabilmesi için kusursuz bir gözlem kaynağı elde edilmiş olacaktır.

Atarcaların ve nötron yıldızlarının pek çok özelliği vardır. Ancak bu cisimleri bu köşede ayrıntılı olarak ele almak kolay olmadığından, sizlere ancak genel özelliklerinden söz ettik.