Son dönemde Atatürk'e ve onun eserlerine planlı bir saldırı var. Planlı diyorum çünkü yaşananlar bu saldırıların tesadüf olamayacağının kanıtı. Mesela Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yeni hazırlanan eğitim müfredatından Atatürk ile ilgili bölüm çıkarılıp, onun yerine Arap turistlerin Rize'yi tercih etme sebepleri konuluyorken, bazı şehirlerde Atatürk heykellerine saldırılıyor. Tüm bunları göz önünde bulundurup nereye gidiyoruz diye düşünmemiz gerekiyor.

Atatürk'ün müfredattan çıkarılmasından rahatsız olan ve duruma tepki gösteren vatandaşlar tarafından sosyal medyada 'Atatürk'süz müfredat istemiyoruz' başlığı adı altında bir kampanya başlatılmış durumda. İzmir'de tanıştığım, değerli dostlardan Ayfer Ülkü de birkaç gün önce 'Lütfen sonuna kadar izle' notu ile bir video göndermiş, açıp sonuna kadar izledim.
Eğitimci Asude Havuzlu'nun konuşmasının yer aldığı 'İcmal Gençlik Derneği'nin düzenlediği geleneksel yaz kampında çekilmiş 22 dakikalık Videoda Havuzlu, son dönemde Atatürk'e neden saldırıldığı ve sürekli empoze edilmeye çalışılan Yeni Osmanlıcılık akımının dayandığı temeller hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.

Konuşmasına "Eskilerin bir sözü vardır, 'Mazisi olmayanın âtisi de olmaz' derler. Yani geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz. Tarihimizi doğru bilmek ve geçmişte olan olaylardan ders çıkarmak, ibret almak geleceğe yönelik alınacak kararlarda, dostunu düşmanını, doğruyu yanlışı ayırt etmek çok önemlidir' diyerek başlayan Havuzlu, 'Yeni Osmanlıcılık akımının dayandığı temelleri gelin birlikte tahlil edelim'" diyor.

Kardeş katlini meşru kılan Fatih Sultan Mehmet'ten, savaşacağı kişilerin de Müslüman olmasından dolayı tepki almamak için şeyhülislamı olan Müftü Nurettin El Hamza'ya 1512 yılında Kızılbaşlarla ilgili fetva verdirten Yavuz Sultan Selim'e, Anadolu'daki Türk halkı kuyulara doldurup diri diri gömdüğü için Kuyucu lakabını alan 1. Ahmet dönemi paşalarından Hırvat asıllı Kuyucu Murat Paşa'ya kadar birçok konuda ezber bozan açıklamalarda bulunan Havuzlu, 1603 yılında çıkarılan bir kanunla Ehl-i Beyt ekolünden gelen Türk tekkelerinin kapatılıp yasaklandığını, yerine Halidi Nakşi tekkeleri kurulduğunu, Türklerin saraydan ve ordudan tasfiye edildiğini belirtiyor.

Sözü Mustafa Kemal Atatürk'e getiren Havuzlu, konuşmasına şöyle devam ediyor:
Kurtuluş Savaşı sürecine gelindiğinde bu Nakşi tekkelerin ve şeyhlerinin İngiliz himayesinin hayırlı olduğuna dair verdikleri fetvalar ve Kuvayi Milliye aleyhinde yaptıkları konuşmalar düşünüldüğünde, Yeni Osmanlıcıların hiç sevmediği, dinsiz dedikleri Atatürk'ün 30 Kasım 1925'te tekke ve zaviyeleri kapatmasının ne kadar doğru bir karar olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Çünkü Atatürk aslında Ehl-i Beyt İslam'ına, Türk birliğine ve tam bağımsızlığa karşı olan tekkeleri kapatmış oldu.
Atatürk 29 Ekim 1933'te 10. Yıl Nutku'nda, "Ne mutlu Türk'üm diyene" derken de aslında Anadolu'daki Türk halka taa Yavuz zamanından beri maruz kaldıkları muameleyle kaybettiği itibarını iade etmiştir. Türk'üm demekten korkmayın, gurur duyun demiştir. Çünkü onun için de Türklük Hacı Bektaşi Veli'nin temellerini attığı gibi bir üst kimliktir. Türk demek Müslüman olan ve bu topraklar üzerinde yaşayan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut, Boşnak vs. ne kadar halk varsa hepsini bir ve beraber yapmak anlamı taşıyordu.
 
Havuzlu konuşmasını Atatürk'ün 90 yıl önceki bugünü anlatan sözleri ile bitiriyor: Efendiler! Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu gibi yapılar din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlı'yı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil yüz yıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir. Ayrıca unutmayın ki o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle ve vatan hainliği ile suçlamaktan geri kalmayacaktır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saldırmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Çünkü o bu cennet vatanın kurtarılmasına öncülük etmiştir. Düşünen, bilinçli her Türk evladının, onun değerini anlayacağından hiç kuşkumuz yok.

Video için bakınız: https://www.youtube.com/watch?v=kOoBSbdYlbY