10 Kasım Cuma günü Cumhuriyetin kurucusu yüce önder Atatürk ile kucaklaşma günüydü. Bu yıl, geçmişte büyük liderin başardıklarına kör kalmayı tercih eden birçok kişi, kurum ve siyasi parti bu kucaklaşmaya katıldı. Kimi bu yeni tutumu samimiyetsiz bulurken, kimi bir kazanım olarak değerlendirdi.
İster 15 yıldır ülkeyi yöneten siyasi partiyi başarılı bulun, ister cumhuriyet tarihinin en kötü yönetimi deyin. İster bugün yaşadıklarımızı Avrupa'nın bir oyunu, batılı devletlerin Türkiye korkusu olarak değerlendirin, ister bu yönetim anlayışının başarısızlığı, hatalı politikaları, defalarca aldatılmaları ve Türkiye'yi batıdan kopartan hataları sonucu oluştuğunu kabul edin. Bugün Türkiye'nin önünde çok zor bir viraj var. Sosyal, siyasi ve ekonomik krizlerin kapıda olduğu bir ortamda tek çıkar yol ayrımlaşmadan bütünleşebilmektir. bu ülkede bütünleşebilmenin, birlik olabilmenin tek formülü ise Atatürk ile kucaklaşmaktır.

Düne kadar Atatürk'ü anlayamadığını ifade eden içlerinde Ahmet Hakan dahil birçok yazar, siyaset adamı bugün Atatürk'ü kelimelerle anlatmakta zorlanıyorlarsa bırakın artık bu uzlaşmazlığı. Eğer tüm bunlar yıllardır yıpratamayacaklarını, ondan asla eksiltemeyeceklerini fark ettikleri için bir manevra olsa bile bu Atatürk'ün her koşulda bu ülke için vazgeçilmez bir değer olduğunun kanıtı değil midir? Ve bu Atatürk'ün yüreğimizde yaşayan halinin yeni bir zaferi değil midir?
Eğer 2017 10 Kasımında Atatürk, Ahmet Hakan'a 'KAZANDI, çünkü: Atatürk'e karşıtım diye ortaya çıkanlar, gerçekten ama gerçekten hep çok müptezel bir dil kullandılar.

- Kazandı, çünkü: Marjinalleri saymazsak Atatürk, bu ülkenin en sağlam değerleri arasında.
- Kazandı, çünkü: Milli Mücadele, bu ülke tarihinin en şerefli mücadelesidir, Atatürk de o mücadelenin her şeyidir.
- Kazandı, çünkü: Ortadoğu'daki gelişmeler, Atatürk'ün gösterdiği hedefin ne denli doğru bir hedef olduğunu kafalara mıh gibi çaktı.
- Kazandı, çünkü: FETÖ falan türü girişimler, Atatürk'ün ortaya koyduğu laiklik ilkesinin neden önemli olduğunu beyinlere çaktı.
Kazandı, çünkü: Öyle şeyler yaşanmaya başladı ki... Atatürk, bu ülkede özgürlüğün en temel meşalesi haline geliverdi.' diye yazdırmayı başardıysa, bırakalım hafiyelik yapmayı, Atatürk'ün bu zaferinin keyfini yaşayalım. Bu keyfi sürerken de Atatürk'ün ilkeleri ve vizyonu ile ülkemizin çıkmaz yola sürüklenişini önleyelim.