Kadınların tutkusudur ayakkabılar. Öyle ki ayakkabı uğruna tonlarca para harcayanlar, her renk her modelden alanlar, ayakları deforme olma pahasına yüksek topuklulardan vazgeçmeyenlerin sayısı az değil. Ayakkabı özellikle de topuklu ayakkabı deyince insanın aklına ayak fetişizmi geliyor. Gerçi bu durum ayakkabı tutkusundan çok farklı. Ayakkabı sevmek veya bakımlı ayaklara sahip olmak istemek, ayak fetişizmi demek mi? Elbette hayır.
Plajda gördüğünüz güzel bir çift ayağı öpmek ister misiniz? Ayak topuğunun pürüzsüz olması, french sürülmüş ayak tırnakları hoşunuza gidiyor da böyle ayak görünce koklamak ya da yalamak istiyor musunuz? Bu ve buna benzer sorulara cevabınız EVET ise siz de de ayak fetişizmi var. 
Fetiş kelimesi Portekizce 'feitiço' kelimesinden gelmekte. 15. yüzyılda Portekizli tüccarlar imal edilen, uydurulan anlamında bu kelimeyi kullanırmış. Portekizli deniz tüccarları Gine ve Angola'daki Pagan yerlilerin çadırlarının kirişlerine ve boyunlarına taktıkları objelere fetiş demişler. Sonradan bu kelimeden fetişçi, fetişist, fetişizm türemiş.
Bir objeye veya beden bölümüne aşırı bağlılık, saplantı durumu da denebilir fetişizmlere. Kimisinde kulak fetişizmi vardır; kulak kepçesine, kulak boyutlarına, küpelere bakar. Bakmakla kalmaz bundan keyif alır ve hayatında önemli yer tutar. Ünlü Fransız psikolog Alfred Binet, fetişizmi 'cansız nesnelere duyulan cinsel tutku' olarak ifade etmekte.  Amerikan Psikiyatri Birliği fetişizmi tanımlarken dürtü ve davranışların tekrarlayıcı olması ve en az altı ay sürmesi olarak bildirir. 
Fetişler saplantılı, takıntılı, zayıf, sıkılgan, pasif ve bağımlı kişilik özelliklerine sahiptir. Daha geçen hafta gazetede bir haber okudum. İpe bağladığı kalemle alt komşusunun balkonda asılı duran iç çamaşırlarını çalıyormuş. Al sana iç çamaşırı fetişizmi! 
Fetiş olmak sağlıklı bir durum değil. Uzun saçlı bayanlar hoşunuza gidebilir veya kıravat takmış erkekler. Ancak bunu saplantı haline getiriyor, böylesine hırsızlık yapacak boyuta ulaşıyorsanız işler değişiyor demek. Eğer tutkunun ötesinde bir bağımlılığınız varsa objelere, mutlaka psikiyatriste danışın. Ayak koklamakla, don çalmakla geçmez bir ömür.
Sağlıkla kalın.