80 ve 90'lı yıllarını bütün Türkiye PKK terörünü sık sık lanetleyerek geçirdi. İlk silahlı eylemler gerçekleştiğinde o zamanki cumhurbaşkanının birkaç çapulcu diye tanımladığı örgüt yıllar içerisinde binlerce insanın yitip gitmesine sebep oldu. Türkiye'de son ayların moda bir deyimi var: Algı Operasyonu. Şimdi yukarıdan bir bakmaya gayret edersek Türkiye'de şunu saptayabiliriz. Son yıllarda binlerce insanın kanına bulaşmış silahlı bir örgüt, şirin, hak ve halk sever olarak gösterilmeye gayret ediliyor. Neredeyse kendilerine romantik özgürlük savaşçıları yakıştırması yapılacak. Hatta birçok dostumuz binlerce ocağın sönmesine sebep olmuş örgütü, Kürt kardeşlerimizin sözcüsü olarak görüyor.

Biliyorum ki, buraya kadar yazdıklarım ve yazacaklarım ile bazı okuyucularım, dostlarım beni faşist olmakla yargılayacaklar. Buna benzer yargılamaları hayatım boyunca yaşadım. Daha ortaokula giderken Ahmet Kaya dinlediğim için komünist olmakla itham edildim. Yüzde 99'u Müslüman denilen ülkede Aleviler de var, onlar da Müslüman ve Alevilere de inanç özgürlüğü sağlanmalı dediğimde; sen ateist oldun diyenler de oldu. Kürt kültürü bu ülkenin ve dünya kültürün bir parçasıdır, her etnik grup gibi Kürtler de kendi kültürlerini yaşamalı ve korumalı dediğimde elbette Kürtçü oldum. Güneydoğu'da bir süre yaşayıp da gözlemlerimle devletin Kürtçe televizyona izin vermesi gerekir saptaması yaptığımda da bölücü, faşist olmakla suçlanmak da yabancı değil bana. Herkes İngiliz, İspanyol takımları hatta milli takım formaları ile dolaşırken ben milli forma giydim diye faşist de oldum. Bana yapıştırılan bu etiketlerin milyonlarca insana da yapıştırıldığını biliyorum. O yüzden birilerinin beni ve benim gibi düşünenleri faşist olmakla suçlaması PKK terör örgütünün onbinlerce insanın katledilmesinden sorumlu bir örgüt olması gerçeğini değiştirmiyor.

Bugün bir siyasi parti Kürt halkının temsilcisi olarak görülüyor. Bu parti her fırsatta terör örgütünü kendisine yol gösteren kılavuz olarak işaret ediyor. Türkiye'de bilimsel veri toplamak neredeyse olanaksıza yakın. Amerikan kaynaklı kitaplardaki rakamlara göre bu örgütün katlettiği insanların neredeyse dörtte üçü sivil Kürt. Hatırlayın beşikte kurşuna dizilmiş bebekleri. O bebekler hangi milletin bebekleriydi? Binlerce Kürt'ün katledilmesine sebep olmuş, kendi kadrolarına katılmış çok sayıda Kürt'ün örgüt içi infazını bizzat kendi yapmış bir örgütü ve onu kılavuz kabul edenleri Kürt halkının temsilcisi olarak kabul etmeyi büyük bir algı operasyonu olarak görüyorum. Kendini aydın diye takdim edenlerin bu gerçekleri unutup HDP'ye oy çağrısı içerisine girmesini de şaşkınlıkla izliyorum.
Ahmet Kaya 1992'de bir şarkısında şöyle diyordu. 'Ay ışığı şamdan değil/Ölüm olunca, ölüm olunca'. Binlerce insanın ölümüne sebep olmuş bir örgütün romantik eylemciler gibi gösterilmesini içime sindiremiyorum. Evrensel bildirgeler dahilinde Kürt halkının her türlü kültürel hakkını diğer etnik gruplar gibi sahip olması gerektiğini daha lise yıllarımda söylüyordum. Doğru kılavuz evrensellik olmalıdır. Eli kanlı bir terör örgütünü kılavuz seçen bir partiyi, ülkenin bu hale gelmesinde ve terör örgütünün bu kadar söz sahibi olmasını sağlayan hükümet partisinin alternatifi ilan etmek algı operasyonundan başka bir şey değildir. Bu sebeple gelecek hafta sonu oy vermeye gittiğimde oyumu binlerce kişinin ölümüne sebep olmuş örgüte terör örgütüdür diyebilecek cesarete sahip partilerden birine kullanacağım.