Annelik deyip geçmeyin lütfen beyler. Sizlerin bebekleri kıskanmanız ya da kıskanma ihtimalinizi öngördüğümüz için bizim yükümüz en az 10 kat artıyor. Bebek dünyaya gelmeden önce, içerideyken ne güzeldi değil mi? Ağlama sesi yok, kaka kokusu yok, eşinizin aş ermesi dışında bir sorumluluk yüklenmiyordu size. Durum artık öyle değil tabii. Ciyak ciyak ağlama sesleri eşliğinde, sabaha karşı kaka kokularıyla uyanmalar başladı, bunlar yetmiyormuş gibi eşinizin de tüm aklı ve dikkati bebeğinde. Tabi sizlerde eşinizin bu telaşını görmezden gelip, ilgiyi üzerinizden alan bebeğe öfke duymaya başladınız bile değil mi? Sizi gidi yaramaz babalar sizi…

Kadınlara yüklenen misyon bence çok ağır. Hem bebekle ilgilen, yemeğinle, ütünle, mesleğinle, birde koca bebeğin eşinle. Sonra kadınlar deliriyor, e delirmesinde ne yapsınlar? Voltran bile beş ayrı parçadan ve yönetimden oluşurken kadın tek parçada beşe mükemmel şekilde nasıl bölünsün?

Yeni anneler, boş verin bu iddiayı. Her şey mükemmel olmak zorunda değil. Bize en çok kendimiz lazımız. Bebeğinize ve koca bebeğinize iyi bakın, diğerleri çat pat da olsa olur. Aksayan ev ve yemek düzenini sorun eden bir eşiniz varsa ya işlere yardım etsin ya yardımcı tutmanıza destek olsun ya da evi terk etsin, şaka şaka o kadar da değil tabi.

Eşinizle açık açık konuşmanızı öneririm. ‘’Bebek ağlıyor, seni istiyor’’ deyip her fırsatta bebeği size geri ışınlayıp, sonra da sizden evin düzenini sağlamanızı bekleyen eşinize, bu beklentinin yersiz olduğunu tatlı bir dille anlatın. Tatlı bir dille diyorum, çünkü kavga en çok anneye zarar verir. Sütünüzü etkiler, bebeğinizin moralini etkiler, eşinizle olan bağınızı etkiler. Açık açık tatlı cadı Samantha olmadığınızı söyleyin, burnunuzu oynatmanızın yeterli olmadığını bilmesi gerektiğini anlatın. İki saatte bir kalktığınızı gördüğünü, bölük pölçük uykularınızla elinizden gelenlerin sınırlı olduğunu bilmesi gerektiğini söyleyin. Yorgunluğunuzun sütünüzü olumsuz etkilediğini ve bebeğinizin beslenmesinin sadece sizin değil onun da meselesi olduğunu anlatın. Anlamıyorsa tahtaya çizerek anlatın, bu da şaka… kısaca anlayana kadar anlatın, yaratıcılık size kalmış.

Bebeğinizin çok savunmasız ve sizlere ihtiyacı olan bir canlı olduğunu laf aralarında belirtin. O kadar çok insandan eşiyle ilgili şikayet mesajı aldım ki, bu yazıyı yazmaya öyle karar verdim. Bir bebeğin sorumluluğu sadece annede olamaz. Öyle olacağını bilseydi yeni anneler, bekar anne olmak da bir seçenekti öyle değil mi? Aile olmanın tadına varmak eşinize gösterdiğiniz şefkatte gizli. Bu dönemde bebeğinizi abucuk gugucuk sevmekten ötesini yapmanıza ihtiyaç var. Bunlar neler olabilir, aklınıza gelmiyorsa ben sizin için kısa bir liste sunayım;

*Eşinizin uykuları çok bölündüğü için bazen eşinizin yerine bebeğinizi besleyebilirsiniz, böylelikle eşiniz aralıksız uyuma fırsatı bulmuş olur.

* Süt sağma aparatlarını ve biberonları su ısıtıp dezenfekte etme işini yapabilirsiniz.

* Bir saat bebeğe bakarak annenin yürüyüş yapmasına ya da dışarı çıkmasına destek olabilirsiniz.

* Yemekleri hazırlayıp eşinize hazır bir sofraya oturma fırsatı yaratabilirsiniz.

* Bebeği severken gazını çıkartmayı da hedefleyebilirsiniz.

Bebekle birlikte evde kalan anne için hayat kolay diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama değil. Özellikle çalışırken birdenbire eve kapanıp bütün gün çok sevse de onunla hiç konuşamayan bebeğinin ihtiyaçlarını anlamaya çalışmak, büyük bir enerji gerektiriyor. Beyler de bütün gün çalışıp eve yorgun argın geliyor kabul. Ancak listede ben sizlere sizi yoracak bir iş yükünden söz etmiyorum. Sizi de üzmeyecek anneyi de rahatlatacak insanlık için ufak yeni bir anne için büyük bir liste bu. 

Evlenirken iyi günde kötü günde diye söz vermiştiniz. En mutlu günleriniz bebekli günleriniz ve bu günleri oyun dışı kalmayı seçerek ıskalamayın. Ortak hazinenize sahip çıkarak hem kendinizi hem de eşinizi yüceltin.