Küme düşme hattındaki Balıkesirspor Baltok karşısında, 11 maçta 10 galibiyeti ve 1 beraberliği olan ve sadece 2 gol yemiş bir takım Gençlerbirliği vardı. Kim derdi Balıkesirspor galip gelecek ve 3 gol atacak. Hayat böyle, ne zaman ne olacağı belli olmuyor.

Karşılaşma çok durgun başladı, çok durgun gitti ve durgun da bitti. Sanırım Gençlerbirliğili oyuncular rakiplerini küçümsemişler, maça başlamadan kazanmışlardı. Sahada hiç bir varlık gösteremediler, yenen gollere tepki veremediler.
Mücadeleye Gençlerbirliği daha atak başlasa da, ilerleyen dakikalarda Balıkesir dengeyi kurdu. Bu denge golü getirdi.
Beraberlik golü penaltıdan geldi. Hakem elinde sarı kartıyla ceza alanına doğru koştu. Hakemi aldatmaya yönelik hareketten dolayı kartını çıkardığını düşündüm. Meğerse sürprizi sona saklamak istemiş. Benim gibi hiç kimse ne olduğunu tam olarak anlayamamıştı. Karttan sonra penaltı verdiği ortaya çıktı.
Karşılıklı ataklarla devam eden karşılaşmada bir penaltı da ev sahibi takım kazandı. Hakan penaltıyı çıkardı, top kornere gitti. Kullanılan köşe vuruşunda Oğuz'un kafasından gelen topu yatarak tutmak isteyen Hakan, elinden kaçırdı, gol geliverdi.
Uzun bir pas defans arkasına koşu ve 3. gol... 4. gol de inanılmaz bir şekilde kaçtı. Otoo kale dibinde bomboş rahatça gol atacakken, yatarak vuruşu kalecinin üzerine gitti.
Hiç beklenmedik bir zafere imza atan Balıkesir, küme düşme hattından da çıkmayı başardı.

Afyonspor eriyor

Son 3 maçından da sahadan mağlubiyetle ayrılan Afjet Afyonspor, evinde ağırladığı Hatayspor'a da yenilmekten kurtulamadı.
Karşılaşmaya Afyonspor gol ile başlayabilirdi. Yapılan ortaya Mehmet Güven kafa koydu, kaleci Akın yatarak direk dibinde topu kornere çeldi. Bundan sonra maç genel olarak orta sahada geçmeye başladı.
Pozisyonların az olduğu karşılaşmada, Afyonspor ev sahibi olmanın da avantajıyla biraz daha öne çıkan takımdı. Fakat gol atamadıktan sonra öne çıkmak işe yaramıyor. Uğraştı atamadı.
İkinci yarı da ilk yarı gibi oynandı. Ama bu sefer büyük bir hata, Hatayspor'un öne geçmesine neden oldu. Sol tarafta çok iyi işler çıkaran Caner, 55. dakikada da hızla atağa kalktı. Ortasında Rybka rakibinin önünden topu yumrukladı. Oysa tutabilirdi. Yumrukladığı top cepheye, penaltı noktası civarındaki Gökhan'ın önüne geldi. Bomboştu. Sert vurdu, golünü attı.
Farkı 2'ye çıkaran golde de büyük bir defans zafiyeti vardı. Caner bir kez daha sahne aldı, soldan defans arkasına koşu yaptı. Ceza alanında onu karşılayan isim Türker'di. Ama çok kolay açtırdı önünü Caner'e. Bunun üstüne Mehmet Sedef, Sinan'ı tutamayınca kolay bir gol atılmış oldu. Mehmet Sedef koşarken Sinan'a yapışması gerekirdi. O yapışamadı, sonrada onu bırakıp, topa doğru hareketlendi.
Penaltı sayesinde fark 1'e inse de beraberlik golü gelmedi. Maç sonu kavga etmek moda olsa gerek, saha karıştı.
İstatistikler de ilginçti. Afyonspor 16 şut çekmiş, kaleyi 8 tanesi bulmuş, 1 tanesi gol olmuştu. Hatayspor ise sadece 5 şut çekip, 2 tanesinde isabet sağlamış ve bu 2 tanesi de filelerle buluşmuştu.
Hataylı oyuncu Sinan, oyundan çıkarken koluna sarmış olduğu bez parçasını çıkarıp saha içine attı. Oyuncular da, federasyon da bu tür şeylere dikkat etmeli. Saha içi çöplük değil, olmamalı. Çevremizi temiz tutmak, kültürdür. Neresi olursa olsun, çevremizi pisletmemeli, pisletilmesine de asla izin vermemeliyiz.

Denizli yükseliyor

Denizlispor, lig 2.'si Boluspor deplasmanından galibiyetle ayrıldı. Boluspor 31. dakikada 1 kişi eksik kalması, alınan bu galibiyetin en büyük nedeniydi.
Karşılaşmada oyun olarak üstün taraf olmamasına rağmen, Boluspor özellikle Guido ile pozisyonlara girdi ama gol bulamadı. Önce 27, sonra da 31. dakikada sarı kart gören İshak oyundan atıldı. Sert oyanayım derken, sınırları aştı, hakem de affetmedi. Ligin ilk haftalarında da Boluspor sert oynar, maçları kazanırdı. Şimdilerde ise sadece bir kaç kişi bu sertliği devam ettiriyor, onlardan biri de İshak'tı.
Bu dakikadan sonra oyun tamamen farklılaştı. Boluspor kapandı, Denizlispor hücum etti. Denizlispor pozisyon bulmakta zorlandı, Boluspor hızlı çıktı kolayca pozisyonlara girdi. Üstüne üstük öne geçti Aissati'nin kendi kalesine attığı golle. Bununla da kalmayıp, farkı artırabilecek net pozisyonlara girdi. Hele 45+2'de Melih'in kaleciyle karşı karşıya kalması vardı ki... Kaleci Gökhan çok uzun bir degaj kullandı, Melih sendelediği halde topu 2 Denizlili oyuncunun üzerinden aşırdı. O 2 Denizlili orada kalakaldı. Melih'i ve kaleci Stachowiak'ın mücadelesini izlemeye başladılar. Melih acemice değerlendirdi.
İkinci yarıda Boluspor galibiyeti korumak istedi, Denizli tek kaleye çevirdi maçı. İlk yarıda bulamadığı pozisyonları bu yarıda bulmaya başladı. Kaçırdı kaçırdı ve 60'ta beraberliği yakaladı.
Her iki takım da defansında açık vermeye başladı. Öne geçen konuk takım oldu. Buna rağmen 10 kişilik takım karşısında yine açıklar verdi, bir top da direkten döndü. Kolay bir galibiyet olmadı.
Denizlispor'un önemli isimlerinin başında gelen Mehmet, bu maçta pek varlık gösteremedi.

Göztepe bir var bir yok

Soğuk bir Erzurum gününde sahaya çıktı Göztepe. Ligin üst sıralarında yer alması ve Avrupa'yı hedef koyması, küme düşme hattındaki BB Erzurum deplasmanından 3 puanla dönmeyi gerektiriyordu, öyle olmadı. Takımı devralan Mehmet Özdilek ile BB Erzurum çıkışa geçmişti. Zorlu bir deplasman olacağı biliniyordu.
Mehmet Hoca çok akıllı bir teknik direktör. Dersine iyi çalışmıştı. Alan daralttılar. Boş alan kalmayınca Halil ve Yasin kanatlarda etkisiz kaldı. Jerome'a da özel önlem alınınca pozisyon olarak çok kısır bir müsabakaya dönüştü. Erzurum topu kaptırınca hemen prese başladı, Göztepe'nin hızlı çıkmasını engelledi ve yavaş yavaş geri çekildi. Akhisar da benzer taktiği uygulamış ve sarı kırmızılılardan 3 puan almayı başarmıştı.
Her ne kadar Erzurum çok çabalasa da birebir oyunda etkisiz kaldılar. Oyuncu kaçırdılar, duruş hatası yaptılar. Bu Göztepe için gol fırsatları doğurdu, gol doğuramadı.
İlk golde Beto, yaklaşık 20 metre mesafeden çekilen şuta engel olamadı. 2. golde ise Göztepe defansı klasik hatasını yaptı, adam kaçırdı. Gassama Taylan ile ceza alanına girdi. Buraya kadar sorun yok. Taylan birden arkasına doğru yönlendi. İşte buna izin vermeyecekti. Tamamen topa odaklandı rakibini unuttu. Oysa olması gereken yer, rakibi ile kale arası idi. Sırtı kaleye dönük olacaktı, Taylan'la da temas halinde... Hem Taylan'ı kontrol edecekti, hem de topu. Pas atıldığında da vurmasına izin vermeyecekti.
Karşılaşmanın son atağında Göztepe golü bulsa da sahadan 2-1 mağlup ayrıldı.