Ersun Yanal'ın takımları hem hızlı oynar hem de sert. Bu sebepten, puan alabilmek için çok koşmak ve güçlü olmak gerekir. Göztepe de bunu yaptı. Çok koştu, hep birlikte topun arkasına geçti. Ancak hızlı hücumlar en büyük silahı olması gerekirken, bunda biraz yetersiz kalındı. Antrenmanlarda en çok bu konuya eğilinmesi gerekir.
Kucka'nın harika golüyle öne geçse de Trabzonspor, Tayfur Bingöl'ün nazire yaparcasına attığı gol de usta işiydi.  
Geçen hafta Göztepe'nin yaptırdığı penaltının benzeri, bu sefer Göztepe'ye yapıldı. Durica ellerini kullanarak Jahovic'in üzerine çıktı adeta. Penaltıyla 2-1 öne geçildi, 44. dakikada. İlk yarı böyle biter dedik, bitmedi. Eski Akhisarlı Rodellega, direkten dönen topu ağlarla buluşturdu, takip golü attı.
Yakalanan bir hızlı hücum, sete dönmek üzereyken, faul ile kesildi. Topun başına orta yapmayı bile bilmediği söylenen, eski Galatasaraylı Sabri geçti. Yaklaşık 20 metreden vuruşunu Onur zorla çıkardı. Göztepe'den 2 kişi bu topu takip etti. Rakip ise çok uzaklardaydı. Boş ağlara gönderen isim Jahovic oldu.
Her ne kadar kapansa da sarı kırmızılı oyuncular, adam adama oyunda biraz zayıf kaldılar. Pas atana izin verildi, boş bırakıldı, defans arkasına koşu yapanların hızına yetişilemedi arkada kalındı. Trabzonlu oyuncular neyse ki son vuruşları iyi yapamadılar.
Yıılar sonra Göztepe, döndüğü Süper Lig'de ilk galibiyetiyle tanıştı ve bayram öncesi taraftarına güzel bir hediye vermiş oldu. Ancaaakkk Göztepe için çok iyi oynadı diyemeyiz. Hem çok gol kaçırdı hem de çok gol pozisyonu verildi. Bunlara bir çare üretilmeli.

10 kişi de yetti

Akhisar, Kasımpaşa karşısında maçın hakimi idi. Ben ev sahibiyim havasını çok iyi verdi. Hızlı oyun ve güzel paslaşmalar... Göbekten gelemese de kanatları çok iyi kullandı. Bunda rakibinin de etkisi büyüktü. Göbeği kalabalık tuttular ama kanatlarda markaj yapmayı yeğlemediler. Özellikle de Akhisar sol tarafı çok kullandı, arkaya çok iyi toplar kaçırdı ama yapılan ortalar başarısızdı. O kadar hücuma rağmen, pozisyon bulmayı bir türlü başaramadı.
Defansif olarak da çok koştu, pres yaptı, mümkün olduğunca topun arkasında durdu.
İlk tehlikeyi 29. dakikada yaşatabildi. Sol kanattan Olcan Adın'ın kullandığı serbest vuruşta arka direkte bomboş pozisyondaki Serginho Mineiro kafayı vurdu, az farkla yandan dışarı attı.

Caner defansta hiç riske girmemeyi yeğledi, gelen topları taça vurdu karşılaşmanın başlarında. Top bu kadar rahat rakibe teslim edilmemeli.
13. dakikada Mustafa Yumlu, eliyle rakibinin suratına doğru hamle yapınca sarı kartı gördü. Maçın ilk yarısı bitmek üzereyken de yine o Yumlu, rakibinin önünü sadece kapatması gerekirken, bununla yatinmeyip ayağını uzattı, top yerine ayağa temas edince 2. sarı kartını gördü.
10 kişi kalan Akhisarspor, ikinci yarıda rakibinden yine çok üstündü. Yine kanatları iyi kullandı ancak bu sefer ortalar güzeldi, tek eksik ceza alanında kalabalıklaşamaması idi.

60. dakikalarda arka arkaya 2 pozisyon buldu Kasımpaşa, atamamaları mucizeydi, mucizeler gerçekleşti. Daha yeni yeni sahada olduklarını hissettirdi konuk takım. Kasımpaşa bundan cesaret alarak, gol için yüklenmeye başladı, Akhisar'ın ekmeğine yağ sürdü. Aynı zamanda iyi bir kontra atak takımı olan yeşil siyahlılar, böyle bir atakta kaleye şut vurabileceği bir pozisyon yakaladı ilk defa, kalecinin büyük hatası da eklenince, 79'da Ömer Bayram'la öne geçti.
87'de yine bir hızlı hücum, araya giren Olivier Veigneau, arkasından koşan Eray'a rağmen kaleye çok yakınken geri pası atmak istedi. Kısa kalınca, takibi bırakmayan Eray, skoru 2-0 yaptı. Eray Ataseven'i kutlamak gerekir. Buradan bir şey çıkmaz demedi, ne olursa olsun takip etti, hatadan da faydalanmasını bildi.
Uzatma dakikalarındaki penaltı ile fark 1'e inse de 10 kişi ile galibiyet, gelecek için büyük bir ümit oldu.

Atamayana atıldı

Balıkesirspor rakibi Altınordu'nun iyi pas yapmasından olsa gerek, rakibini kendi sahasında karşılamayı yeğledi. Altınordu çok pas yaptı ama ileriye gitmekte zorlanınca sık sık uzun toplara başvurdu..
Altınordu'nun defansif taktiği tam saha presti. Pres sert olmayınca aşılması kolay oldu. Ancak yine de topun arkasına geçmeyi başardılar. Ev sahibi orta sahaya kadar gelebilse de, sonrasında hep pas hataları yaptı, kaleye gitmekte zorlandı.
33. dakikadaki Mirkan güzel bir gol attı. Ceza alanı önünde vurur gibi yapıp, rakibine feyk attı. Ceza alanına girdi. Kademeye gelen savunma dolayısıyla, en kısa yoldan pis burunla vuruşunu yaptı, top kalecinin üzerine gitse de, çarpıp girdi. Pis burun vuruşlar, kalecileri en çok zorlayan vuruşlardır. Çok fazla hata yaptırır.
Hırvat savunmacı Glumac'ın bomboş pozisyonda kafa vuruşunda topu auta göndermesi, karşılaşmanın en kötü hareketi dersem yanılmam sanırım. Böylesine bir golün kaçmaması gerekir.
İkinci yarı Balıkesir daha atak oynamaya başladı, gol şansları yakaladı ama yakaladığından daha çok da kalesinde gördü. Altınordu açık alan yakaladığında çok tehlikeli bir takım haline geldiğini bir kez gördük.
64. dakika beraberlik dakikası oldu. Mirkan'ın golü kadar da Abdülkadir'in de topu önüne alması ve golü atması oldukça güzeldi.
Bu golün ardından Balıkesirspor deplasman, Altınordu ev sahibi gibi oynamaya başladı. Güzel paslaşmalarla ceza alanına kadar inildi, zor anlar yaşatıldı, atamadı, atamayana atıldı. Burak her zamanki gibi çok çalıştı, takımını öne geçirdi. 2-1'lik sonuç Balıkesirspor'un ilk galibiyeti, Altınordu'nun da ilk mağlubiyeti oldu.
Baltok Balıkesirspor, daha istenen seviye gelebilmiş değil. Kendi sahasında mahkum kaldığı anlar oldu, dizgini eline alamadı. Altınordu'da iyi paslaşıyor, iyi bir takım görüntüsü veriyor ama yavaş oynuyor.
Erce'yi özellikle yan toplarda çok beğendim. Neredeyse her topa çıktı aldı. Farklı bir konu da Erce topa her sahip olduğunda, hemen oyuna soktu, ileri uç adamlarına uzun oynadı. Bu da bir taktik olsa gerek.
Kırmızı lacivertlilerin dikkat etmesi gereken bir nokta, korner atarken topu havaya dikmemesi gerekliliği. Top havaya yükselip, inene kadar, defans oyuncuları yerlerini alıyorlar, vurdurmuyorlar.

Kolaya kaçmak

Her iki takımda oyuna temkinli başladı. İlk dakikalarda gelişen Eskişehirspor atağında sol kanattan yapılan ortayı Keremcan topu kalesinin uzağına vurması gerekirken, kornere atmayı yeğledi. Kornere atılacak yer var, atılmayacak yer var. Bunları ayırabilmek için defansif yönünün iyi olması gerekir.
Eskişehirspor atak üstüne atak yaparken, Denizlispor 1 kere çıkabildi ve korner kazandı. Korner vuruşunda kaptırılan topla bir hızlı hücum ve gol.
12. dakikada bir orta daha geldi evsahibi takımdan, Keremcan yine sahneye çıktı, hiç kimse yokken ve belki de top auta çıkacakken, kornere gönderdi. Amatör küme oyuncusunu bile al oraya koy, kornere atmazdı. Etrafını süzer, topa sahip olmak için uğraşır, tembelliğe, kolaycılığa kaçmazdı.
İlk yarının ortalarına doğru denge sağlandı ama ceza alanından uzak bir oyun seyretmeye başladık. 42. dakikada yine bir korner atma vakası yaşandı. Sol ayakla uzaklaştırılacak topa, sağ ayakla kornere vurmayı yeğledi yeşil siyahlı defans oyuncusu. Arkadan gelen rakip oyuncu araya girmeye çalıştı ama başaramadı, top auta çıktı. Denizlili oyuncular bir kaç senedir top oynamamış ve yeni sahaya çıkmış gibiydiler. Bu oyun türü devam ederse, gelecek de pek aydınlık olmaz.
İkinci yarı biraz farklıydı. Denizli zaman zaman iyi oynadı, zaman zaman da orta saha mücadelesine döndü. Eskişehir defansının anlık gafleti sayesinde beraberlik gelse de, bu sevinç 4 dakika kadar sürebildi. Sonra bu sefer kalecinin büyük hatası ile tekrar beraberlik sağlandı.
Bu zorlu deplasmandan 1 puan çıkarmak güzel, güzel ama atılan gollerin yetenekten çok yapılan hatalarla hediye edilmiş olması gelecek için düşündürücü, horozlar için.

Tecrübe farkı

Zor günler yaşayan Gaziantep, maçlara gençlerle çıkmak zorunda kalıyor. Sahada 16 yaşında bir oyuncu dahi var. Para pul yok, dolayısıyla para alan oyuncu da yok ve üstüne üstlük ev kirasını ödeyemeyenler bile var. Bu sebepten maçın başlamasından itibaren yaklaşık olarak 55 saniye hiç hareket etmediler, protesto etmek için. Manisa da bu süre içinde kendi yarı alanında top çevirdi.
Maç genel olarak Gaziantep'in yarı alanında geçmeye başladı. Gaziantep'in en iyi tarafı, çok koşup pres yapması. Sadece hızlı hücumu denediler. Biraz daha tecrübeli olsalar, öne geçmeleri kaçınılmaz olurdu.
Gol için 27 dakika beklendi, Dimov'un kafasından. Golün ardından gençler topla daha fazla çıkmaya başladı. Özellikle ikili mücadelelerde siyah beyazlı oyunculara büyük zorluklar yaşattı.
İkinci yarı biraz geç başladı. Yardımcı hakem ağlarda bir hasar tespit etti. Kopuk bir yer vardı ve uçları düzgündü, sanki bir makas ya da bıçakla kesilmiş gibi. Kırmızı ağlar, krem renkli bir iple tamir edildi ve oyun bundan sonra başlayabildi. Karşılıklı ataklar, orta saha mücadelesi. Bol faul. Sık sık kesilen oyun...
56. dakikada ceza alanına gönderilen top, karambolde kaleye gidip ağlarla buluştu, skor 2-0 oldu. 64'te ve 70'te de yine duran top ve yine gol, her ikisi de Mustafa Sevgi'den: 4-0
90+1'de Gaziantepspor'un tek golü bile duran toptan geldi. Ceza alanı içine yapılan ortada karambol oluştu, Zeki önünde bulduğu topu filelere yolladı ve o anda da maç bitti.
Manisaspor için pek ölçü alınabilecek bir oyun olmadı. Gaziantepspor için ise mücadele iyi olsa da tecrübesizliğin kurbanı oldu denebilir.

Irkçılıkmışmış

Galatasaraylı Gomiz'e yapılan sözde ırkçılığın ardında, İzmir Karşıyakalı biri çıktı. Sözde diyorum çünkü benim için gerçekte değil. Birçok spor kanalında konu oldu, hatta canlı yayına bile aldılar. Astılar, kestiler. Gırgır, şamata, bel altı esprilerin yapıldığı gayri ciddi bir programa katılma hatasını yaptı, kendini anlatamadı, her yönden vurdular, dalga geçtiler, vatan haini yaptılar, kapatmak zorunda kaldı.
Benim bir tabirim vardır; 'süslü sanat'... Bir şeyi yazarken, etkileyici hale getirmek için değişik kelimeler kullanılır. Edebiyatta bu çok yapılır. Bu ırkçılığı yaptığı söylenen kişi de sadece ve sadece cümlesini süslemek için bazı kelimeler kullanmış, nereye çekilebileceğini, ne anlamlar çıkarılabileceğini kesinlikle düşünmemiştir.
Galatasaray kulübünün ve Gomiz'in de dava açtığı söylendi. Gomiz Türkçe'den anlamaz, ona sadece çevrilmiştir o da bire bir değil. Altında yatan anlamı anlayamaz. Ama koca kulübün koca adamları bunu ciddiye almışsa eğer...