İşadamlığı kadar siyasetçiliğiyle bilinen Hüsnü Oral sevenleriyle paylaşmış. Söylediği şu:
20 ton margarinden 45 ton peynir imal ediliyor. 'Margarin, nişasta, kemik unu ve iade peynirlerden imal edilen peynir üretimi her geçen gün ülke geneline yayılıyor. Süt yerine bu ürünler kullanılıyor. Peynir imalatında süt kullanılsa, Türkiye'nin sütü yetmez. Daha çok üretim yapılması gerekir. Hileli üretim nasıl yapılıyor?
Bu işi yapanlar çok uyanık. Nerenin peyniri meşhursa onu taklit ediyorlar. Erzincan tulumu, Siverek peyniri, Bergama tulumu, İzmir tulumu adıyla pazarlama yapıyorlar. Hâlbuki hepsi aynı peynir. Bunlar 20 ton margarinden 45 ton peynir üretiyorlar. Bir gram süt kullanmıyorlar.
Margarinin kuru madde oranı yüzde 90. Su katılarak çoğaltıyorlar. İçine nişasta, iade peynir koyarak hiç süt katılmadan peyniri imal ederek satıyorlar. Ortalama 20 ton margarinle 45 ton peynir imal edildiğinde 500 ton süt kullanılmamış oluyor. Oysa 1 kilo tulum peyniri için 10 kilo süt gerekiyor. Bunun üzerine yüzde 27 işçilik, vergi, işletme maliyeti gibi giderler eklenince peynirin fiyatı ortaya çıkıyor. Eğer fiyat bunun altında ise yediğiniz peynir hilelidir. Natürel beyaz peynir için 7 kilo süt gerekiyor. Bu hesabı yaparak aldığınız peynirde süt olup olmadığını öğrenebilirsiniz.
Daha önce lokal düzeyde olan hileli peynir üretimi, Afyon, Kayseri, Konya, Sivas başta olmak üzere bir çok yerde yapılmaya başlandı. Önlem alınmadığı için, hileli üretim engellenmediği için hızla ülke geneline yayılıyor.'

Hemen bulunabilir

Hüsnü Oral'ın  bu anlatımı ve teşhisinin tamamen doğru olduğuna inananlardanız. Bir ara bu 'hileli peynir' ile ilgili ihbar almıştık ve İzmir'de bir satış deposuna gitmiştik. Yöneticisi bir kadındı...
'Bu kadar ucuz peyniri nasıl imal edebiliyorsunuz?' diye sorunca, bu kadar teferruatlı değil ama basit bir şekilde anlattı ve 'zararsız' diyerek kendini savundu...
Ve şöyle devam etti: 'Kenar semtlerde çok alıcısı var. Alan da satan da memnun. Çünkü pahalı peyniri alamayan bu peyniri alarak, ailesinin, çocuklarının isteklerini de yerine getiriyor.'
Yani üretici ve satıcı istenirse hemen belirlenir.
Acı gerçek ise; Türkiye'nin belki de büyük bölümü, o fiyatı o peyniri alacak ekonomik durumda değil. Asgari ücretle, Reis'in istediği gibi en azından üç çocuk yapanlar, kendilerini olmasa bile ailelerini kandırıyorlar. Açlıktan hemen öleceğine, hileli gıda ile yavaş yavaş sürünerek ölmeyi tercih ediyor. Böyle düşünenler de var...
Konuyu en iyi bilenler ise tabii ki peynirciler. Süt ve süt ürünleriyle ilgilenenler. İzmir'de üreticiler de var, dernekler de, tüketiciler de...
Asıl hepsinin temsilcileri. Acaba konuyu ne zaman ele alacaklar, seçimlerden sonramı?
Sanmıyoruz;
Çünkü varsa esnaf dernekleri, işadamları, sanayiciler, odalar...
Çarşı pazar ziyaretleri!
Ne diyelim?
Halkımıza hayırlı olsun!
Hilebazla, namuslu arasında nasılsa bir fark yok, bizi yönetecekler için de, yetkililer için de...

DİP EKSPRES

Kaynağı da açıklanmalı

Erol Akıncılar, okuduğunu nakletmiş:
Şikago'da Şubat sonu yapılacak seçimin 14 adayı 16,8 milyon dolar kampanya harcaması yapmışlar. Bizde kimse böyle rakamlar açıklamıyor. Çünkü kaynağı da açıklanmalı!