Cennet yeryüzünde inşa edilecek olsa, sanırım yaşadığımız topraklar buna ev sahipliği yapardı. Bu doğal kaynak ve zenginliklerin belki de bedeli olarak bu coğrafya tarih boyunca hep acılara, karmaşalara ev sahipliği yapmak zorunda kalmış. İnsanlar kısıtlı ömürlerini mutlu olmak, tat almak hedefi yerine daha fazlasına sahip olma hayalleri ve hırslarıyla doldurunca gözyaşı gündemden eksik olamıyor.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hayalciliği ve hatalı politikaları bugün bu coğrafyada akan gözyaşlarını her güne yaydı. Kendisi bir günde görevini iade ederek, perdeden çekildi ama oluşmasına çanak ettiği kaos bugün hâlâ insanların canlarına mal oluyor. 'Cuma namazını Şam'da kılarız' saldırganlığı, 'Bizden habersiz Ortadoğu'da yaprak kımıldamaz' hayalciliğinin akabinde bugün geldiğimiz noktada Kürdistan adı altında Barzanistan devletinin kurulması için referandum var. Her ne kadar Cuma günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu'nda bunun sonuçlarının ağır olacağına dair, yarı tehditkâr ifadeler kullanılsa da yarın yeryüzünde yeni bir devlet varlığını duyuracak. Burnumuzun dibindeki bu duruma ne kadar kör, sağır kalmayı denesek de bunun oluşturacağı dalganın Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısı için tehditkâr olacağı muhakkak.

Suriye'nin toprak bütünlüğüne karşı gelişmeleri destekleyen dış politikamız çok yakında burada da bir Kürt devleti kurulmasını kolaylaştıracak. Yıllarca Talabani aşireti ile Barzani aşireti bu topraklar için savaşmıştı. Sonrasında bu iki aşiret PKK ile bu topraklarda söz sahibi olma rekabetine girişmişti. Öyle bir noktaya gelindi ki, Barzani Kürtlerin kurucu lideri olmak adına alel acele bu girişimi hazırlattı. Bu girişim, bu topraklara daha da kaos getirecek. Yine binlerce insanın kanının akmasına, yüzbinlerin gözyaşı dökmesine sebep olacak.

Yerine hiçbir alternatif düşünülmeden, ağızdan çıkan tek cümleyle kaldırılan TEOG, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının ani istifa kararı, Cumhurbaşkanının ABD ziyareti, Acun'un genç sevgilisi ile görkemli evliliği, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi. Tüm bunlar ayrı birer gündem olabilir ama yarın yapılacak olan referandum kadar hiçbir şey bu coğrafyanın kaderini belirlemeyecek. Başarısız politikaları ile bu bataklığı oluşturan, milliyetçiyim diyerek; bu bataklığa su taşıyanların hâlâ söz sahibi olduğu bir ülkede yarınlara umutla bakabilmek de çok zor olacak.