Yeni vizyona giren filmler arasında öyle bir film var ki, yaşanmış bir olayı çok güzel bir kurgu içinde, soluk soluğa size yaşatırken, içerdiği insani, ailevi, tarihi, kültürel, siyasi örgü ile filme sizi bağlayan bir çok şey ortaya koyuyor. Tıpkı değerli taşlarla bezenmiş nadide bir mücevher gibi... İşte bu hafta, vizyondaki onca film arasından, size, o filmi çekip çıkarıyoruz!


'Altınlı Kadın' vizyona girdi!

Altınlı Kadın

Amerika'da yaşayan Mary, yıllar önce hiç çocuğu olmayan ve kendisine çok yakın olan Teyze'nin Gustav Klimt tarafından yapılan portresi de dahil olmak üzere ailesine ait portrelerin Viyana'nın Nazi'ler tarafından işgali sırasında onlardan alınmasından sonra, kendisine yenisine iadesi için çetin bir mücadeleye soyunur.
Mary'nin bu mücadelesi aynı zamanda Mary'nin geçmişe doğru bir yolculuğa uzanması demektir.
Yıllardan sonra, bir daha asla dönmem dediği Viyana'ya yeniden gitmesini sağlayacak kadar kıran kırana bir mücadele.

Bir tablonun yaşattığı yolculuklar...

Bazen bize hatırlattığı acılardan uzak durabilmek adına, bir şehirden, bir anıdan, ya da, bir olaydan kaçarız ya...
Üstüne yerleştiriverdiğimiz, onu bize görülmez kılan o kalın örtüsünü ucundan bile aralamak istemeden...
İşte, "Altınlı Kadın" filminde de, peşinden koşacağımız, sadece, Mary'nin ailesine ait olup da haksızca onlardan alınmış Avusturya'nın semboli olarak görülen, paha biçilmez değerdeki bir Gustav Klimt tablosu değildir...
Mary'nin Nazi döneminden öncesi ve sırasında Viyana'da yaşadığı yıllardır.
Viyana sokaklarında, binalarında saklı kalmış yıllar...
Müziğin, sanatın, sevgi dolu bir bağın sarmaladığı bir ailenin tarihini taşırken, filmin zenginliğinin hayat bulduğu, bir şehrin ve dönemin tarihi ile evlenmiş yıllar...

Gerçek olaylar, hayat hikayeleri...

Son zamanlarda gittikçe daha çok yaşanmış olayları, hayat öykülerini anlatan filmler çevriliyor.
Tüm o zorluklar ve güzellikler içinde hayatlarımıza bir yerlerden dokunuyor o yaşanmış öyküler.
Ekranda izlediklerimiz içimizde bir ışığa, bir ümide dönüşüyor.
Ana karakterlerin yaşadıklarını biz de sanki bire bir deneyimliyoruz.
Bir yanda, o yaşadıkları zorlukları, yüzlerine kapanan kapıları, diğer bir yandan da, onlara destek veren omuzları, yürekleri.
Bize cesaret veriyorlar... ümit veriyorlar... onlardan öğrenirken, hayata sanki daha güçlü asılabiliyoruz.
Gerçek bir hayat öyküsü, yaşanmış olaylar, izleyicilere bambaşka bir "ilham" veriyor!


Karakterler,Mary, müthiş bir kadın!

Filmdeki karakterler çok etkili.
Öncelikle, Mary... Çok çarpıcı bir karakter!
Çok kendine has, tiplikleri olan bir insan.
Çok seviyorum O'nu!
Kendimi, merakla bekler buluyorum, Mary şimdi ne yapacak, ne diyecek, nasıl bir poz takınacak diye.
Yaşadığı hayat ve zorluklar, O'nda çok sağlam bir kişilik ve duruş yaratmış. Çok güçlü bir karakter.
Geçmişe gidiş gelirler arasında, Mary'nin iç dünyasında yaptığımız yolculuk çok etkili!
Film Mary'nin iç dünyasının derinliklerine kadar uzanıyor ve o akış içinde o derinlerde ne varsa ortaya çıkarıyor.
Üstelik, Mary'ye yaptığını, tarihe de yapıyor, Viyana şehrine de!
Tüm bunlar, bir tablonun hikayesi sırasında, ilmik ilmik, özenle işleniyor.

Genç bir avukat

Mary'nin mücadelesinde baş yoldaşı genç bir avukat olan Randol oluyor.
Filmde bu ikilimize farklı motiflerle destek olmaya çalışanları da göreceksiniz, Onlara karşı amansız bir mücadele edenleri de.
Genç avukat dost bir ailenin çocuğu; Mary ile benzer bir ailevi doku ve tarih taşıyor.
Filmin en çarpıcı yönlerinden biri de, genç adamın Mary'nin yanında yer almasının arkasındaki, olayların akışı içinde değişen nedenleri. Genç adamın hislerindeki, yaklaşımlarında yaşadığı farklı mevsimler.

Ne olacak?

Bu inanılmaz mücadelenin sonu ne olacak?
Nefesinizi tutacak ve son dakikasına kadar bunu merak ve heyecan içinde izliyor bulacaksınız kendinizi. 
O sırada da neler neler deneyimleyeceksiniz hayatla, insanla, tarihle, savaşla, siyasetle, sanatla ilgili...
Değerli taşlarla bezenmiş bir filmin ışıltıları arasından farklı yaşanmışlıklara uzanmaya davetli bulacaksınız kendinizi!