İstanbul'da, sahasında oynayan Beşiktaş'ı yenmesi zor. Önce yenilmemek için sahaya çıkmalı ve bunun için de özel önlemler alınmalı. Özel önlemler konusunda en önde gelen isim Beşiktaş'ta görev almış ve takımı çok iyi tanıyan teknik adam Tamer Tuna olur elbette.
***
Önce durdurmak, sonra vurmak için sahaya çıkan Göztepe bunu çok çok iyi başardı. Beşiktaş'a pozisyon bile vermedi neredeyse. Orta sahayı kalabalık tuttu, göbeği iyi kapattı. Beşiktaş da hep sağ tarafını, o taraftaki oyuncusu Quaresma'yı kullandı. Quaresma da çok çabaladı ama bir türlü istediğini yapamadı, daha doğrusu Göztepe defansı yapmasına izin vermedi. Topu aldırdılar, oynatmadılar.
Kapılan toplarla ileriye çıkan sarı kırmızılılar, başlarda pozisyon bulmakta zorlansa da, sonrasında gol şansları yakalamaya başladı. İlk pozisyonu 31. dakikada buldu.
İlk yarı çok tempolu idi fakat pozisyon açısından çok kısır... Kalecilere pek iş düşmedi.
***
2. yarı golle başladı. İlk saniyelerde oynatılmayan Quaresma orta yaptı, top gösterilmeyen Burak kafa vurdu, gol geldi. Gassama, golü atan Burak'ın yanına koşabilecek, topa hamle yapabilecekken, arkasından vuruşunu izlemeyi tercih etti. Hatasız oynayan konuk ekip, daha maça tam başlayamamışken yaptığı hatalar yüzünden geriye düşmüştü.
Bu gol maçın seyrini değiştirdi. Topu Beşiktaş'a verip, hızlı hücumlarla gol pozisyonları yakaladığı taktiği bıraktı, topa daha çok sahip olmaya başladı. Beşiktaş'ın üzerine gitti, rakibini yavaş yavaş geriye çektirdi. Quaresma ve Lens gibi hücum oyuncuları, defans yapmak zorunda kaldı, ileriye gitmekte zorlandı. Ama bu sefer de Göztepe pozisyon bulmakta zorlandı, kapanan Beşiktaş karşısında. İlk yarı oynanan oyunun tam tersi oldu.
Son dakikalara doğru Göztepe iyice bastırdı. Beraberlik şansı yakaladı, olmadı.
***
Genel olarak oyuna bakıldığında, Göztepe geçmiş halinden sıyrılmış, bambaşka bir havaya bürünmüştü. Geçen seneki halini hatırlattı bize. Çok daha dinamikti. Tamer Tuna'nın başarısı mıydı bu, önümüzdeki maçlarda göreceğiz.
Beşiktaş'ı durdurmayı çok iyi başardı. İstatistikle de bunu çok iyi anlatıyor. Beşiktaş kaleye 6 şut çekmişken, Göztepe 2 katından fazla, 13 kere çekti. Can alıcı nokta ise isabetli şutlar idi. Beşiktaş sadece 1 kere kaleyi tutturabildi, onda da gol oldu. Sarı kırmızılılar 5 kere kaleyi tutturdu.

Akhisar eceliyle oynadı

Süper Lig'in en kötü defansına sahip 3 takım: Akhisarspor, Kasımpaşa ve Galatasaray. Bunlardan 2 tanesi Akhisar'da karşı karşıya geldi. Kötü defansların damga vurduğu maçta az gol olması beklenemezdi. 5 gollü bir maç oldu, daha çok atan takım kazandı.
***
Karşılaşmaya konuk takım hızlı başladı. Hücum etti gol, aradı. Arka arkaya gelen tehlikelerin 3.'sü gol getirdi. O kalabalığın içinden, böylesine rahat kafa vurdurmak büyük bir gafletti.
Akhisar'dan beraberlik için atak beklerken, atağı yapan önde olan Kasımpaşa oldu. 2. golü aradı, bulamadı. Yavaş yavaş maça denge geldi. Akhisar yüklendi pozisyon bulamadı, Kasımpaşa ise ileriye gitmekte zorlandı. İlk fırsatta Manu beraberlik golünü atmayı başardı.
***
İkinci yarı defanslar tamamen çöktü. Her iki takım da arka arkaya pozisyonlara girdi, büyük tehlikeler yaşattı. Bir penaltı ile Akhisar öne geçti.
Skoru korumaya çalışan Akhisar'ın işi zordu, çünkü defans kötü olunca bunu başarmak zor olur. Ancak 87. dakikaya kadar dayandı. Ceza alanı içerisinde pek fazla gole yaklaşamayan Kasımpaşa, ceza alanı dışından çektiği şutla golü buldu. Hakemin düdüğü çalacağı son atakta da, Trezeguet şut denedi, defanstan döndü. Paslaşmaların ardından top yine Trezeguet'e geldi. Bu sefer şutu kaleyi buldu, Akhisar'a hançeri saplayıverdi.
***
Bu maç için karşılaşmayı şu takım kazandı kelimesi tam olarak durumu açıklamaz. Karşılaşmada şu takım daha çok hata yaptı ve kaybeden taraf oldu cümlesi daha uygun olur.
Neydi bu hatalar. En başta Akhisar bu maça hiç iyi hazırlanmamış. Kasımpaşa'nın en tehlikeli ismi Trezeguet. Ona özel önlem almak gerekirdi. Alınmamış.
Hücum ederken hep eksik çıkıldı ileriye. Topu alan yalnız kaldı, dolayısı ile kolay top kaybedildi. Bindirme diye hiç bir şey yoktu dersem yanlış olmaz. Defans arkasına koşu, çapraz koşu, yoktu. Takım diyoruz ama daha takım olunamamış. Oyuncular sanki birbirine yabancı. İlk defa yanyana oynuyorlardı adeta.
Defansif olarak rakiplerinden hep uzak kaldılar. Rahat pas yapmalarına izin verdiler. Rahat şut çektirdiler.  Ceza alanı içerisinde 1 Kasımpaşalı oyuncu olduğunda dahi boş bırakıldığı oldu. Yanına gidip, marke etme, rahatsız etme gereği duymadılar.
Önceki maçlarda da benzer hatalar oluyordu. Bunlar çalışarak en aza indirilir. Bu hatalar tespit edilip de, antrenmanlarda hiç çalışılmıyor mu acaba?