Bazen değil her zaman ağzınla kuş tutsan kimseye yaranamazsın...   
Şu bizim gururumuz İzmir Enternasyonal Fuarı'ndan söz ediyorum:     Sık sık saf değiştiren ama 'yandaşlığı' seçenlerden birileri sözüm ona muhalefet olsun diye '83. İzmir Enternasyonal Fuarı'nda baz şoku!' diye bir başlık atmışlar...   
Merak ettim, okudum...   
Poster gibi büyükçe verilen fotoğraflara da baktım:   
İki araçtan oluşan mobil baz istasyonlarını görüntülemişler...   
Bunlar herhalde bilmiyor:   
Miting alanlarında, ya da bu minibüsler gelir ve vatandaşın 'haberleşme' ihtiyacını karşılar.   
Aksi halde ne eşinden, ne çocuklarından ne de sevgilinle haberleşemezsin...   
Hadi bunlar özel...   
İş adamları bağlantılarını yapamaz...   
Bir saniyenin bile önemli olduğu dünyamızda iş bağlantıları sağlıklı yapılamaz.   
Ama 'vur abalıya!' zihniyetiyle ve de hiçbir olumsuz etkisi olmadığı belirlenen bu minibüslerin, küçük baz istasyonlarının önemini bilemez...   
   
İlan alınca iş değişiyor   
   
Sık sık tenkit ettiğimiz hatta şikayetçileri arasında bulunduğumuz bu şirketlerin sıkı denetim altında tutulmalarını istiyoruz. Ama hizmetlerini de görmezden gelemeyiz.   
İster Turkcell olsun, isterse Vodafon veya Avea... Ya da Türk Telefon fark etmez...   
   
Bir hata nelere patlıyor   
   
Konuk partner ülke Mauritius'un Sanayi, Ticaret ve Tüketiciyi Koruma Bakanı Cader Sayed Hossen'in konuşması sırasında tercüman krizi yaşanınca Genel Müdür Mehmet Şakir Örs'ün istifasını almıştı.   
Bu kadarla kalınmadı:   
İZFAŞ personelinden sorumlu görülenler hakkında da işlem yapıldı. Kocaoğlu'nun onayı ile Fuarlar Müdürü İclal Özer, Uluslararası İlişkiler Müdürü Zeynep Aslı Acar, Tanıtım ve Organizasyon Müdürü Aslı Demir, Ziyaretçi İlişkileri ve AR-Ge Müdürü Ege Acar ile Personel Şefi Tuba Kılınçat da 'mecburi izne' çıkarıldı.   
Şimdi Fuar'da tüm işleri Genel Müdür Yardımcısı Zeki Karatay ile eski Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ'ın oğlu Genel Müdür Yardımcısı Hasan Tunçağ götürüyor.   
Kuliste, eski ESHOT Genel Müdürü Gül Şener'in M. Şakir Örs'ün yerine getirileceği konuşuluyor.   
   
Üzülenlerdenim   
   
İnsan olarak bizim zaafımız...   
Çoğunluk 'üzüldüm' derken, birçok kişi de 'İyi oldu!' diyor.   
Biz de 'keşke bu talihsiz olay yaşanmasaydı ve bu üzücü olaylar yaşanmasaydı!' diye düşünüyoruz.   
Ama şunu da unutmamalıyız...   
Ne olursa olsun, yöneticiler her türlü tedbiri almak zorunda.   
İş konusunda hoşgörü olmaz.   
Herkes işini tam anlamıyla artıyla yapmalı.   
Bir anlık boşluk büyük ve telafisi imkansız hatalara yol açar.   
Artık herkes görev bilinci içinde işini yapmalıdır.   
Bu arada yine açık kalple belirtiyorum:   
Bu yazdıklarımın ne M.Şakir Örs'le ne de yardımcılarıyla ilgisi yoktur.   
Çok üzüldük...   
Ama Aziz Kocaoğlu da İzmir'deki tüm yöneticiler de artık bu şekilde davranarak İzmir'i daha ileriye taşıyabilir.   
Ve de adama göre iş değil, işe göre adam sistemine geçilmelidir.   
   
Dikkat etmeli!   
   
Söylenen şu:   
'Keşke fuarın kapanması beklenseydi!'   
Ya da;   
'CHP'nin önemli isimleriydi!'   
Artık particilik de, adamcılık da, mutlaka sona erdirilmeli...   
Ve de altındaki minderi ısıtanlara da dikkat edilmeli...   
Gözden uzak olanlar gönülden uzak oluyor...   
İzmir'in önemli koltuklarında oturanlara bu ders olmalı...   
'Neyim değil, ne olacağım?' demelidir...   
Bu sözler devlet daireleri için de, sanayiciler için de, üst yöneticilerin hepsi için geçerlidir.   
   
***   
   
DİP NOT   
Kimin işine yarıyor   


Deri Tekstil Kundura İşçileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Yalçın Yanık, Suriyeli işçilerle aralarında sorun bulunmadığını, iki tarafın da kurban olduğunu söyledi.    
Yanık, 'Onlar mağdur durumdalar. Çalışmalarına karşı değiliz ve özellikle Afrin ve Halepten gelen Suriyeliler ayakkabı işini çok iyi biliyor. Bizim asıl sorunumuz Suriyeli işçileri bahane edip bizleri sigortasız, iş güvencesiz ucuza çalıştıran işverenlerle. Aynı sorun tekstil ve inşaat sektöründe de yaşanıyor. Orada da isyanlar çıkabilir. Derneğimizin amacı işçilerin arasındaki yardımlaşmayı ve işçilerin haklarını korumaktır' dedi.