Öğrendiğinizi, daha doğrusu bildiğinizi düşünerek size bir soru sorayım:
'Sizce Kaynak Holding'e atanan her bir kayyuma ödenen 105 bin liralık maaşı haklı buluyor musunuz?'
Ya da, işi gırgıra vurup, 'Bu maaşla nasıl geçinecekler?' diyerek, ek bir soru sorayım!
Belki de 'Bu sorular nereden çıktı?' diyenleriniz vardır.
Konuyu özetleyeyim:
'Fethullahçı' olarak adlandırılan Kaynak Holding'e bağlı 19 şirket, 1 vakıf ve 1 derneğe geçenlerde el konuldu.
Bu arada mahkeme kararıyla atanan 7 kayyuma ödenecek olan maaş miktarları gündeme geldi.

Doğru olabilir mi?

Her şirketten 5 bin TL alacak olan bir kayyumın aylık maaşı 105 bin TL, 7 kayyumın şirketler grubuna aylık maliyeti ise 735 bin TL olacağı iddia edildi.
'Doğru!' diyenler de çıktı, 'yalan!' diyen taraflar da...
Ancak gerçek olduğu meydana çıktı.
Saklamakla, inkar etmekle, gözü kapalı olarak itaat etmenin ve inanmanın, güneşi balçıkla sıvamak olduğunu ortaya koydu.
Çünkü; Kaynak Holding'e bağlı 19 şirket, bir vakıf ve derneğe atanan 7 kayyum, maaşlarının düşürülmesi için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu.
Kayyum heyetinde yer alan; iş adamı İmran Okumuş, avukat Sezai Çiçek, bilişim uzmanı Hüseyin Yaşar, maliyeci Aytekin Karahan, basın ve halkla ilişkiler uzmanı Ertuğrul Erdoğan, vakıf ve dernek uzmanı İsmail Gülen ile vergi denetçisi Levent Küçük, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, maaşlarının düşürülmesini talep etti. Yani ateş olan yerden çıkan duman doğru imiş...

Kimisi görecek, kimisi görmeyecek!

Buna göre; Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması" (FETÖ/PDY) bünyesinde faaliyet gösterdiği iddia edilen Kaynak Holding'e bağlı 19 şirket, bir vakıf ve derneğe Anadolu 10. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından atanan kayyumların aylık gelirleri önümüzdeki günlerde daha çok konuşulacak.
Tabii ki bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belirttiği gibi 'Milletin malı' ve de 'hukuk kılıflı göç alma ve gasp' konusu da, yandaşlara iş çıkartmak gibi iddialar da gazetelerde ve televizyonlarda konuşulacak.

Boğaz köprüsü özelleştiriliyor

2016 bütçe rakamları ve Özelleştirme İdaresi verilerine göre devletin özelleştirme programında Boğaz Köprüsü de dahil 22 tane kuruluş bulunuyor. Milli Piyango İdaresi'nin satışı beklenirken bazı limanlar da özel sektöre satılacak. Sümer Holding'in de 2020'ye kadar özelleştirilmesi bekleniyor. İki boğaz köprüsü de gelecek yıllar için özelleştirme programında.
2016 yılı bütçe gerekçesi ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) verilerinden alınan bilgilere göre 1986-2015 yıllarında 66 milyar 813 milyon dolarlık özelleştirme gerçekleştirildi.

Senaryo gerçek oluyor

Boğaz Köprüsünün özelleştirilmesi söz konusu olunca bir Yeşilçam klasiği olan 'En Büyük Şaban' filmindeki usta sanatçı Kemal Sunal'a Boğaz Köprüsü'nün satılmaya çalışıldığı o efsaneleşen sahneler akıllara geliyor. İşte En Büyük Şaban filminden o sahne...

2 boğaz köprüsü bekliyor

Halen özelleştirme kapsam ve programında 22 kuruluş yer alıyor. Bu kuruluşların 12'sinde yüzde 50'nin üzerinde kamu payı bulunuyor. Bunun yanı sıra, özelleştirme kapsamında 623 taşınmaz, 49 tesis, 2 liman, 10 otoyol, 2 boğaz köprüsü ile şans oyunları lisans hakkı da yer alıyor. Gelecek yılın bütçesinde de 10,8 milyar lira özelleştirme geliri hedefleniyor.

Yarın töreni yapılacak!

Kurulduğu günden bu yana stratejik hedefleri doğrultusunda büyümesini sürdüren Total Lojistik San. Tic. A.Ş., 6500 palet kapasiteli İzmir Ulucak Lojistik Merkezini; artan müşteri talep ve beklentilerini karşılamak üzere Duru Gurup yatırımı ie kapasitesini 20000 palete çıkartıyor. Tasarım ve altyapısı tamamıyla Otomasyon Grup Başkanlığınca dizayn edilen Bilişim programı ve Türkiye'de örneği olmayan lojistik hizmet modeli ile dünyanın önde gelen lojistik hizmet sağlayıcıları tarafından yakından takip edilen Total Lojistik; İzmir, Antalya, Denizli ve Bursa'da yerleşik lojistik merkezlerinde, uzmanlaştığı Gıda, Kozmetik ve İtriyat ürün gruplarında 60000 palet, 47000 SKU ürünün stok yönetimini ve her ay 20000 farklı noktaya adet ve koli bazlı dağıtımını yapıyor.

Tüketici kredilerinde yeni dönem

Tüketici kredileri sözleşmelerinde, tüketici lehine yeni düzenlemeleri içeren 'Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği' yürürlüğe girdi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, Resmi Gazete'de 22 Mayıs'ta yayımlanan ve yürürlük tarihi 6 ay sonra olarak belirlenen yönetmeliğe göre tüketiciler, 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin tüketici kredisi sözleşmesinden cayabilecek.
Faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin 3 aydan daha uzun süre ertelenmesini veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanını sağlayan kredi kartı sözleşmeleri de dahil olmak üzere her türlü tüketici kredisi sözleşmesini kapsayan yönetmeliğe göre, sözleşme öncesi bilgi formları en az 12 punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir şekilde düzenlenecek ve bir örneği kağıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilecek.
Belirli süreli kredi sözleşmesinin şartları, tüketici aleyhine değiştirilemeyecek.
Tüketici, 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin tüketici kredisi sözleşmesinden cayabilecek.

Duy da inanma!

Uzaya çıkan ilk Ülke olamadık ama Göktaşını vergilendiren ilk ülke olarak tarihe geçeceğiz!
Maliye nereden vergi toplayacağını şaşırdı!
2 Eylül'de Bingöl'ün Sarıçiçek Köyüne 'Allah', 'Göktaşı' gönderdi. Maliye'de 'Allah gönderdi demem; vergimi alırım' dedi.
Gökten yağan 'Allah'ın taşını' toplayıp satan köylüler; vergi ödeyeceklerini duyunca şaşkına döndüler.
Gelir Vergisi Kanunu (GVK) Madde 1 'Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği, tasarruf veya harcamasına kaynak teşkil eden her türlü kazanç ve iratların safi tutarıdır.' Denildikten sonra kazanç ve iratları tek tek saymış ve en sonuna da 'diğer kazanç ve iratlar' maddesini de ekleyerek-adeta- ne yaparsan yap gelir elde ediyorsan vergimi alırım denilmiştir.
Bununla birlikte izlenen ekonomi ve maliye politikalarına ya da daha doğrusu 'baskı gruplarının lobisine' göre bazı kazanç ve iratlar vergiden istisna ya da muaf tutulmuşlardır.
Örneğin; milyon dolarlık mega yatlar, depolarını ÖTV'siz doldurabilirken; bizim köylü amcamız babasından kalma 77 model traktörüne mazotu ÖTV ödeyerek almak zorunda kalır.
GVK Madde 37'de 'Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.' denildikten sonra ticari faaliyetin özelliklerinde, 'bir organizasyon kapsamında yapılması veya devamlılık arz etmesi' vurgulanmıştır.
GVK 80/2 bendinde 'kaynağı ne olursa olsun diğer kazanç ve irat olarak bu bölümde yer alan hükümlere göre vergilendirilir.' denilmiş. Ancak, 2015 yılı rakamlarıyla 23.000 TL'ye kadar olan kısmını vergiden istisna tutmuştur.
Uzman İ. Burak Oğuz'a göre; Allah'ın göktaşını toplayıp satan köylüler; Bu işi bir 'organizasyon' dahilinde ; göktaşı toplamak için yevmiyeci tutup, sonra bunları depolayıp, bir veya birden fazla defa da sattılar ise; ticari kazanç olarak vergi mükellefiyeti tesis ettirip vergilerini ödemeleri gerekiyor. Bir göktaşını satıp, 23 bin TL'den fazla gelir elde etmişler ise; Arizi kazanç olarak beyan edip vergilerini ödemeleri gerekiyor.
Hani derler ya gökten kasnak yağsa başımıza geçmez. Sarıçiçek Köylülerinin başına da göktaşı yağmış ama maliye de peşlerine düşmüş. Demem o ki, kanunları zorlarsanız her kılıfa uydurursunuz.
Türkiye olarak uzaya ilk çıkan ülke olamasak da; Uzaydan Allah'ın gönderdiği göktaşını vergilendiren ilk ülke olarak tarihe geçmek de güzel...

Moda nasıl oluyor?

Hazır giyim, uluslararası markalar derken yok olmaya yüz tutmuş terzilik mesleğinin Alaçatı'daki son ustaları, yerlerine geçecek çırak bulup yetiştiremez oldular.
Geçmişten günümüze Alaçatı'da terzilik mesleğini sürdüren onlarca terzi atölyesinden geriye sadece iki tane kalabildi.
Çıraklık ve kalfalık dönemlerini atlatmayı başarıp iyi bir terzi olabilmek için 36 yıl mücadele veren Alaçatı'daki Alper Terzisi'nin sahibi Ahmet Girgin, bu mesleği yapmak isteyen, bu işe gönül verip sürdürebilecek çırak bulamadığından şikayetçi.
Ahmet Girgin, 'Bazen uçuk kaçık fikirlerden çıkan modeller beğenilip moda olurdu. El emeği göz nuru, el becerisi ve yeteneklerimiz ile insanların zevklerine renk ve can katan insanlardık. Bu mesleği öğrenebilecek, bizim gibi sabırlı insanlar bulmak zorlaştı. Ama asıl üzüldüğüm bizden sonra bu mesleği sürdürebilecek insanların olmayışı' diyor.

**

DİP EKSPRES

İzmir'de ilk kez düzenleniyor


Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Ege Yönetim Danışmanları Derneği işbirliğiyle düzenlenen 'Yönetim Danışmanlığı Zirvesi' 26 Kasım'da iş dünyasını bir araya getirecek.Ekonomi, sanayi ve ticaret alanında öncü Ege Bölgesi'nde yönetim danışmanlığı mesleğinin gelişimine katkıda bulunmak, dolayısıyla danışanların bölgeye ve ülkeye katkılarını arttırmak amacıyla 'Rekabetçi Yönetişimle Geleceği Yakalamak ve Kaynak 4.0' başlığıyla düzenlenen 'I. Yönetim Danışmanlığı Zirvesi', 26 Kasım Perşembe günü Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Salonu'nda yapılacak.
Üç oturumda gerçekleştirilecek zirvede, ilk oturumda, dünkü alışkanlıklarımızdan yarının stratejilerine geçerken etkili olan Baby Boomers kuşağından Y ve Z kuşağına geçişte yönetim modeli ve iletişimin kuşaklar arası köprü rolü konularında Brightwell Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Manas ve Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aylin Göztaş konuşmacı olacak.

Kadıbeşegil ve Onart konuşacak

İkinci oturumda, kurumlarda itibar yönetimi ve vasatlıktan çıkışla birlikte rekabette kurumsal imajın önemi konularını Kurumsal İtibar Yönetimi Danışmanları Salim Kadıbeşegil ve Aylin Onart ele alacak. Son oturumda ise kurumların ayakta kalabilmesi için sahip olması gereken kaynaklar; finansa erişim, insan kaynaklarında yetenek yönetimi, bilgiye erişim ve bunların sürdürülebilirliği konularını İZKA Kalkınma Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Merkezi Başkanı Dr. Güler Manisalı Darman ve EBRD Danışmanlık Hizmetleri Türkiye Program Yöneticisi Serpil Çetinçift değerlendirecek.