Bu yazıyı okuyan herkes Altay'ın şampiyon mu oldu yoksa play-off eziyetine mi tekrar mahkum oldu biliyor olacak. Gazetemizin teknik koşulları nedeniyle yazıyı yazan ise, sonuçlardan bağımsız bir yazı yazmak zorunda. Belki de en son söyleyeceğimi en başta söylemek zorunda kalışım bu sebepten. Sonuç ne olursa olsun, bu heyecanı İzmir'e, Altay'a yaşatan Özgür Ekmekçioğlu Başkan'dan Allah razı olsun.

Atatürk Stadı'nı dolduran 50 bin kişi Altay'ın şampiyonluğu ve 1.Lig'e geri dönüşü için ortak sinerji oluşturmuşken, kulüp buralara çok zor, sıkıntılı, acılarla dolu bir yolculukla geldi. Geçmişinde Türkiye'de birçok ilki gerçekleştirmiş, Anadolu futbolunun lokomotifi olmuş, Türkiye Kupaları kazanmış takımı, oynadığı her final maçını kaybederek, birçok zaman hakları gasp edilerek 3. Lig çukuruna kadar düşmüştü. Geçen gün en kötü günlerde orada olan bir taraftar şunu sorguluyordu. En kötü günlerde siz neredeydiniz diye? Kendime baktığımda 3. Lig'in ilk maçı olan Silivrispor deplasmanında ben sahanın içindeydim. Psikiyatri uzmanı olduğum halde kulübün koşulları nedeniyle saha doktorluğu görevini üstlenmiştim. Kulüp tam bir amatör ruhla, tüm yöneticilerin hayatlarından vererek, kulübe can verme derdinde olduğu günlerdi. İlk deplasmanı hatırlıyorum. Silivri deplasman tribünü hıncahınç doluydu. Stadın kapasitesi sebebiyle en fazla 300-350 Altaylı, iyi günde kötü günde armaya sadakatlerini haykırıyordu. Var olma savaşının yapıldığı o 2015-2016 sezonun ilk maçında tribünde yer alan, Altay'ın sahipsiz kalmayacağını dosta düşmana kanıtlayan herkesten Allah razı olsun.

Bugün Altay bu heyecanı yaşıyorsa bunda Altay Sosyal Dayanışma Derneği'nde 2015 yılında yapılan toplantının payı da büyüktür. Küme düşünce görevi bırakan yönetim kurulu yerine görev yapacak olan yeni yönetimi seçmek amacıyla yapılacak genel kurulda göreve talip liste oluşmamıştı. Kulüpte kaos ortamı oluşabilirdi. O gün Altay'ın iki yasal derneği olan Altay Sosyal Dayanışma Derneği ve 1914 Altay Taraftarlar Derneği ortaklığıyla düzenlenen toplantıda, Cihangir Marmara göreve davet edilmiş, kulübün ayağa kalkması için en doğru ismin kendisi olacağı yönünde fikir birliği oluşturulmuştu. Çaresizlik içerisinde, gönlü-beyni Altay ile çalışan, hayatı Altay ile dolu olan bir avuç insan bu toplantıda kıvılcımı yakmıştı. O gün o toplantıya katılan, Altay'ın kurtuluşu için görev alacaklara cesaret veren tüm dostlardan Allah razı olsun.
O ilk günlerde tüm olanaksızlıklara rağmen, taş üstüne taş koymaya gayret eden, hayatlarını Altay kulübü içinde geçirmeye başlayan, bir umut olan Cihangir Marmara ve yönetiminden Allah razı olsun. Onlar, o gün, taşın altına kelle koymasa Altay bugün nerede olurdu hesaplayamıyorum.

Ve aslan payı. Sayın başkan Özgür Ekmekçioğlu'na. Genç yaşında parasından, zamanından, özel hayatından, iş hayatından vazgeçerek Altay'a inandı, bizleri Altay'ın eski günlerine döneceğine inandırdı. En çok biz istedik, en çok biz inandık sayesinde. En başta yazdığım gibi, henüz maç oynanmadı. Stada yol alabilmek için dakikaları sayıyorum. Ama sonuç ne olursa olsun Özgür Başkan başardı. Bizleri tekrar istemeyi hatırlattı, bizleri tekrar uykusuz gecelere mahkum etti. Yolun sonu nereye varırsa, bu camia bu taraftar emeklerini unutmaz, hakkını ödeyemez. Senden de Allah bin kez razı olsun büyük başkan.