Bu haftaki yazımın konusunun, sosyal medyada çok yer almasına rağmen, çoğumuza ulaşmamış olduğunu düşünüyorum. Birçok yönüyle de bize ayna tutan bir konu. Ortak noktamız da içeriden veya dışarıdan devlet yetkililerine de ulaşılamıyor olması. Söz konusu kişi yurdum insanı ama yurt dışında...

***
Sinan Küfeoğlu Bayburt doğumlu. Eğitimini, Bayburt'ta ve Trabzon Fen Lisesi'nde almış, kazandığı ODTÜ Elektrik ve Elektronik Bölümü'nden mezun olduktan sonra, Finlandiya'ya gitmiş. Prestijli birçok üniversitede, çeşitli çalışmalar yapmış. Cambridge Üniversitesi'nde akademisyen olarak çalışmaya başlamış. Ülkesini çok seven bu genç bilim adamı, ülkesinin onun gibi gençlerinin niye Türkiye'de yer bulamadığını, hatta oralardan bile ülkesine yardım edemediğini sorguluyor.
Küfeoğlu'nun Bayburt'ta, yerel medyaya anlattıkları oldukça etkili: "İlk konferansım 2013 yılında Stockholm'deydi, oraya katılan yaklaşık 3000 kişinin listesine baktığımda hemen "T" harfine bakıp, Türkiye'den katılan kimse var mı diye baktığımda, maalesef Türkiye'den kimse yoktu. İranlılar, Mısırlılar vardı. Ama Türk yoktu. İkinci konferansta yine ayni manzara. Daha sonra Brüksel'deki toplantılara gitmeye başladım. Burada Avrupa'nın geleceği tartışılıyor. Bununla birlikte yatırım fonları tartışılıyor. Yüz milyarlarca Euro'nun havalarda uçuştuğu bir ortamdan bahsediyorum".
Bu ilgisizliğe üzülerek, Türkiye'deki üniversitelere yazılar yazıp konuşma yapmak için bu vesile ile öğrencilerin ilgisini çekeriz diye mektuplar yazıyor. Hiçbir üniversite cevap vermiyor, ODTÜ ve Bilkent dışında. Başbakan'a yazıyor, cevap yok. Enerji Bakanlığı'na yazıyor, davet alıyor ama enerji işlerinde uzmanlarla toplantı için. Ancak "Türkiye'de kararlar tepeden alınıp aşağı gider ya bakan beyle görüşürüm ya da gelmem" diyor ve gelmiyor.

***
Daha sonra Maliye Bakanı Naci Ağbal'a mektup yazıyor ama Naci Bey'de zaman bulup ilgilenemiyor. Sadece "Biz yurtdışında yeteri kadar temsil ediliyoruz" diyor. Son bir toplantıda tanıştığı arkadaşı Japonya'dan. Brüksel'e yollanmış, neler olup bittiğini anlamak ve bilgi almak için. Sinan diyor ki; "İstanbul Brüksel'e 3 saat mesafede biz gitmiyoruz, adamlar ta Japonya'dan geliyor" Tüm bu çabaları ve gayretleri için bir de kendisine öncelikle mensubu olduğu Finlandiya vatandaşlığı hatırlatılmış. Üzülüyor, çok üzülüyor. Türkiye'nin en büyük cari açığının enerjide olduğunu, AB'nin çok zengin fonlarla ülkelerin enerji projelerine destek verdiğini söylüyor.
Neler kaçırdığımızı dinleyince dudaklarım uçukladı Türkiye adına. Bu güzel insanın tüm konuşmalarını internete girerek "Sinan Küfeoğlu" yazarak arayıp, izleyebilirsiniz. Sonra da benim gibi, neden, niçin, biz nerelerde neler kaçırıyoruz diye üzülürsünüz. Üzülmek yetmiyor sevgili okuyucularım...