Bir ülkede yozlaşmanın, hukuksuzluğun, iktidar sarhoşluğunun, adaletsizliğin, kontrolsüz güç hevesinin geldiği noktayı çözümlemek için bazen tek bir örnek olay bile yeterli olabiliyor.

O tek örnek olay, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yaşandı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce'nin ziyaretinden kısa bir süre sonra fakülte dekanının istifası istendi.

Bilindiği gibi iktidar partisinin başbakanları, bakanları, milletvekilleri yahut belediye başkanları çeşitli vesilelerle üniversitelere davet ediliyorlar. Siyasi bir hüviyete sahip olan cumhurbaşkanı birçok üniversitelerden fahri doktora aldı. Bu törenlerde siyasi tartışmalar içine girdi. Üniversitede kadrolar, büyük ölçüde siyasi elekten geçirilerek dağıtılıyor. Özerklikten zerre kalmadı. Bilim insanı, bilim iktidarın savunduğu görüşlerinin tersini ispat etse de, bu aykırı görüşleri seslendirmekten çekinir halde. Bilim, iktidarın kendi görüşlerini meşrulaştırma platformu haline dönüştürüldü.

Oysa üniversiteler çok sesliliğin merkezi olmalıydı. Farklı fikirlerin yarıştığı, özgün stratejilerin üretildiği birimler olmalıydı.
Cerrahpaşa'da yaşanan süreç, farklı görüşlere tahammülsüzlüğün ne boyuta geldiğinin bir göstergesi...
Demokrasi yönünde bir reformun başlangıç yerlerinden birinin üniversiteler olması gerektiğinin de açık bir kanıtı!