Cevaplar önemlidir elbette ama sorular daha önemldir.Çünkü sorduğumuz sorular hayatımızı biçimlendirir ve sizi çoğu zaman üzerinde hiç düşünmediğiniz belki de hiçbir zaman düşünmeyeceğiniz şeyler üzerinde düşünmeye sevkeder.Öyle ki, sorular bir kişinin olduğu kadar  bir ülkenin geleceğini de şekillendirir ancak doğru soruları değil de cevabı belli olan soruları sormazsanız. İşte burada cevabı çok açık bir şeklde belli olan sorulardan bazıları özetlenmiştir.
Kuşkusuz cevabı belli olmayan sorular da vardır k ama cevabını kimsenin tahmin edemeyeceği öyle bir soru vardır ki kimse bunu sormaya cesaret edemez. Ne zaman yok olacağımız sorusu böyle bir sorudur. Benim bu soruya cevabım ise çok açıktır. Kişisel olarak sevdiklerimden önce evrensel anlamda ise dünyadaki misyonum bittiğinde olmalıdır. Ama hepimiz için niye hala hayattıyız sorusunun cevabı da bu açıdan çok nettir.Çünkü hala yapacak şeylerimiz vardır ve hala sevecek birileri  vardır ve hala sizi çok sevecek insanlar vardır.
Ama şurası kesin ki, siz bu soruları sormaktan, biz de bu kadar basit sorulara cevap vermekten dolayı mahcubiyet duyacağız.

1-İstanbul'da 7 ve üstünde bir şiddette bir deprem olursa ne olur ?

Neler  olmaz ki ?En az 100,000 kisi ölür.200 bin kişi yaralanır.Binaların yüzde yirmisi yıkılır, çok büyük bölümü hasar alır,bunların içinde okullar, hastaneler,köprüler,kanalizasyon ve doğal gaz boruları, elektrik su ve telefon şebekesi çöker, yangınlar çıkar,yollar bloke olur,panik çıkar ve salgın hastalıklar dahil korkunç bir travma yaşanır ve ortaya çıkacak maddi kayıplarla ülkenin geleceği tehdit altına girerken,özellikle okulları yıkılması ile belki de genç bir kuşak tamamen kaybedilir.Doğrusu  bu soruyu sorduğunuza inanamıyorum..

2-Oluşabilecek büyük doğal afetler  karşısında bugüne kadar yeterli önlemler alınabildi  mi ?

Hayır alınmadı.

3-Peki böyle  büyük bir deprem İzmir gibi bir başka büyük kentimizde olursa ne olur ?

Benzer şeyler olur.Tek fark İstanbul’da olacak olanların daha küçük bir boyutta olacağıdır.Yani yine ölen ölür kalan kalır.Kalanlarla yolumuza devam ederiz.

4-Doğal afetler bu ülkede nasıl yorumlanıyor ?

Kime sorduğunuza bağlı.Bazı insanlar için bir kader, bilim insanları için belirli aralıklarla tekrarlanan ve beklenen bir doğa olayı, politikacılar için maddi ve manevi kayıpların yanında bir de üstüne üstlük seçmen kaybı. Belki de bu yüzden halk ne kadar çok çoğalırsa o kadar iyi diyorlardır.

5-Her yıl yapılan ve milyonlarca gencin girdiği Üniversite sınavlarının sonucunda kimler kazanır kimler kaybeder ?

Evet kazanacakların büyük bölümü bellidir.Kaybedecekleri de biliyoruz ama eğlenceli olan nasıl kaybedecekleridir.Güçlü bir motora sahip lüks Ferrari marka araçla ile döküntü  bir araç aynı kulvarda yarışırsa  hangisinin kazanacağının belli olması gibi bir şeydir bu. Hadi ben size sorayım.Sizce hangisi kazanır?

6-Çok zengin bir adam fakir bir kIzla ya da yaşlı bir adam genç bir kızla evlenirse ne olur ?

Büyük olasılıkla zengin adam kadını, genç kadında yaşlı adamı aldatır ve boşanma kaçınılmazdır.

7-Zengin ve fakirlerin evliliği nasıl nasıl sürer ve nasıl noktalanır?

Zenginlerin mutluluğu çok paraya,fakirlerin de yoksulluğa endekslidir. Her iki taraf da bu şekilde birbirlerine sokularak ve dokunarak yaşarlar. Dengeler bozulduğunda ayrılırlar.Ancak zenginler ayrılırken kazanırken fakirler kaybederek ayrılır.

8-Türkiye’de eğer herşey yolunda giderse-yani tuhaf şeyler olmazsa-yani elektrikler kesilmezse , bilgisayarlarda bir arıza olmazsa, yapılacak olan seçimlerde hangi partinin
kazanacağı belli midir?

Evet büyük olasılıkla demokrat partiler kazanamaz.Kim ne derse desin bu coğrafyada insanlar özünde muhafazakardır.Ya demokratlar ne yapacaklar derseniz ki bu da bir sorudur; büyük ve karizmatik güçlü bir lider çıkana kadar ebedi muhalif olarak kalacaklar.

9-Türkiye süper liginde hangi takımın şampiyon olacağı belli midir ?

Evet hemen hemen  bellidir. Bu ya FB, ya Beşiktaş veya Galatasaray’dır. Peki diğer takımlar ne işe yarıyorlar derseniz ki bu da bir sorudur- onlar zengin ve güçlü  takımların ayağına çelme takıp şampiyonluktan etmek için uğraşan ve sonuçta tek hayallerinin ligde kalmak ya da iyi bir derece elde etmek olan Anadolu takımları olmalarıdır.

10-Sıradan  ve vasat bir erkek ya da  kadın çok zengin olursa ne olur ?

Kadınlar o erkeği  Brad Pitt gibi algılar, ikinci sınıf mankenler peşine düşer, tersi durumda erkekler kadını Angelina jolie gibi algılar, hatta böyle bir kadına yaşlı ama onun gibi zengin sevimli amcalar bile talip olabilir. Böyle bir durumda sonradan görme zengin kadın gençlik  yıllarında bıraktığı fakir ama saf ve yakışıklı erkeği ,zenginleşen erkek ise  bir zamanlar aşık olduğu saf ve gözü açılmamış taşralı güzel kadını tercih eder  ya da davul dengi dengine diyerek herkes gereken hamleyi yapar

11-İstanbul'da yoğun bir trafikte kalp krizi geçirirseniz ne olur?

Ölürsünüz.

12-Türkiye ‘de olur da  beş paranız  ve size yardım edecek tanıdık kimseniz yokken ciddi ve ölümcül bir hastalığa yakalanırsanız  ne olur ?

Ölürsünüz.

13-Kentin kenar mahallesinde yoksul bir ailede ki - buna ekonomistler ya da bazen politikacılar-  dar bütçeli diyorlar,- doğan bir çocuğun başarılı olma şansı var mıdır?

Hemen hemen hiç yoktur. Peki hayatının akışı nasıl olacaktır derseniz ki bu da bir sorudur, bu çocuğun özel bir yeteneği yoksa, nerede yaşayacağı kimle evleneceği ve nasıl bir işte çalışacağı,hatta nasıl öleceği ve nereye gömüleceği  bile bellidir.

14-Herhangi bir sıra dışı zekası veya yeteneği olmayan, ailesi yoksul, genel olarak şanssız diyebileceğimiz birinin sağlıklı, başarılı, tatminkar ve tüm bunların sonucunda mutlu bir hayatı olması mümkün müdür ?
Hayır mümkün değildir. Ama halk tabiri ile söylersek, onun şansı olmasa da bizim ona şunu söyleme şansımız vardır. ”Çıkmadık canda umut vardır.”

15-Sigara içiyorum ,sağlıksız ve organik olmayan şeyler tüketiyorum, ailemde genetik hastalıklar çok fazla var, çok tehlikeli  ve stresli bir işim var, biraz hassas ve içine kapanık melankolik biriyim, kıskançlık içinde yoğun bir rekabetin içinde geçmiş ve gelecek içinde kendimi sürekli başkaları ile  karşılaştırıyorum, ne birini çok sevdim ne de biri tarafından çok sevildim, üstelik çok mutsuz bir evliliğim var ama bunların hepsinden daha kötü olan bir şey var ki kendimi hala tanımıyor olmam. Nasıl biriyim bilmiyorum? Peki bu koşullar altında ne kadar yaşarım.?

Görünüşe göre siz fiziki olarak varsınız ama zihinsel ve ruhsal olarak yoksunuz.Doktorlar buna “Bitkisel hayat” diyorlar. Bizde buna “Toplumsal bazda bitkisel hayat” diyelim ve böylece sosyolojiye yeni bir kavram kazandıralım. Yani uzun lafın kısası siz  zaten bir ölüsünüz, yani artık endişe edecek bir şey kalmamış,tek fark ise  henüz bu ölümün anons edilmemiş olması. Dolayısı ile ne kadar yaşayacağınızı tahmin etmek çok absürd bir şey olur. Bu durumda sen insanların çoğu gibi ülkenin sana ihtiyacı olduğu zamanlarda hatırlanacak olan kutsal bir varlıksın. Bay ve bayan hiç kimse olarak önemli biri olmasan da senden yüzbinlercesi  ya da milyonlarcası bir araya gelince  halk denilen kutsal bir  gerçekliğin  parçası oluyorsun. Eh bu da az şey değildir…