'Her şey güllük gülistanlık!' diyorlar ya, beni hasta ediyor bu tipler. Kasım Ayı enflasyon rakamları açıklandı. Ve korkunç tablo gün yüzüne çıktı: Enflasyon 9 yılın zirvesinde!
Yıllık enflasyonda 2008 yılından bu yana, çekirdek enflasyonda da yüzde 11,82 ile Ocak 2004'ten bu yana en yüksek seviye görüldü. Bizler için bundan kötü haber olur mu?
Aslında her gün bunları yaşıyoruz, biliyoruz ama resmi açıklama olunca bir başka oluyoruz!
Ne diyeceğimizi, kime çatacağımızı bilemiyoruz....
Çarşı pazar ortada...
Büyük boy yanıltıcı ilanları görünce daha da köpürüyoruz. Yüzde 90 indirim yapıyorlarmış!
Yüzde 70'leri görmüştüm ama bu yüzde 90'a hiç rastlamamıştım!
Bu nasıl ticaret?
Benim yıllardır bildiğim, bir ürünü mağaza alır ve yüzde 10 kar marjı koyarak satar...
Yani yüzde beş indirim yapıyorsa bir işyeri mantıklıdır. Yani karın yarısını belli süre almayacak ve kardan zarar edecektir. Satıştan değil...
Hatta sürümden kazanır...
Daha çok müşteri gelir...
Bunun bir örneği de Halkapınar'da bir akaryakıt istasyonunda var. Haftanın altı günü gece yarısından sabaha kadar belli bir indirim var. Pazar günleri ise gün boyu...
Millet kuyrukta...
Sordum soruşturdum, 'akaryakıt karışık mı?' diye...
Bir zamanlar benzol falan karıştırıyorlardı..
'Yok!' dediler...
Adamlar AKP'li...
Kendilerine 'kıyak' yapan mı var, diye araştırdım...
Öyle bir şey de yok!.
Bir zamanlar Sanayi ve Ticaret Bakanlığı memurları ile Ankara Otoyolu üzerideki akaryakıt istasyonlarını denetime çıkmıştım.
Memurlar,  hangi istasyonun zeytinyağındaki 'tağşiş' gibi akaryakıtta karışımı yaptığını biliyorlardı. Hele biri 'hacı!' diye anılıyordu, aslında hiç ilgisi yoktu ama açık söylüyordu: 'Başka türlü para kazanamam... Bu işi sürdüreceğim!'
Bu kadar rahat konuşması ise cezaların caydırıcı olmamasıydı...
Şimdi durum nasıl bilmiyorum...
Bildiğim geçenlerde Bakan Bey'in, doların artışını bahane ederek akaryakıt  ücretlerini sık sık arttıranlara , yani dernek yöneticilerine ters gelecek açıklamalarda bulunmasıydı. Yaşama geçirildi mi, geçirilecek mi, yakında görürüz...

Neden kaynaklanıyor?

Ama bu arada  'enflasyon' nedeniyle  bir açıklama yaptı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, yüzde 1.49 ile beklentilerin üzerinde çıkan Kasım ayı enflasyon rakamları hakkında yaptığı açıklamada, , enflasyondaki yükselişin daha çok gıda fiyatlarından kaynaklandığını belirterek, 'Kasım ayı yıllık enflasyondaki 1,08 puanlık artışın 0,52 puanı işlenmemiş gıdadan geliyor. Sebze fiyatlarındaki dönemsel faktörlerden kaynaklanan geçici bir etki var. Aralık'ta ters yönde düzeltmesi olacak' dedi.
Umut fakirin ekmeği imiş, umarım dediği çıkar. Ama nedense bize sadece pompa yapıyorlar. Bakan Şimşek, asker mektuplarında 'Kestane kebap acele cevap' te olduğu gibi şöyle diyor: 'Gıda Komitesi bu tarz oynaklıklara kalıcı çözüm üretmeyi amaçlıyor. Gerekli tedbirleri aldık, almaya devam edeceğiz. Enflasyonda Aralık ayından itibaren kalıcı bir düşüş süreci başlayacaktır. Hükümetimiz bu amaç için gereken desteği vermeye devam edecek.'
Sebze fiyatlarındaki dönemsel faktörlerden kaynaklanan geçici bir etki olduğu ve  Aralık'ta ters yönde düzeltmesi olacaktır iddiası güzel...
Ama bugün çarşı pazara gidenler, başta domates olmak üzere her üründe abartılı fiyatları gördü. Şimdi yağmur ve kar başladı bazı noktalarda. Hava sıcaklığı da azalıyor, neredeyse yarı yarıya...
Ama fiyatlar katlanıyor. 'Ters köşe' dedikleri gibi ters orantılı...
File kaça doluyor?
Şu yetkililer de bir çarşı pazara çıksa da görseler...

Hadi yine iyisiniz, iyi!

Pompalamaktan bahsettim ya, devam edeyim:
Kasım enflasyonu ile birlikte memur, memur emeklisi ve sözleşmeli personele de ek zam umudu doğdu. Temmuz ayında yüzde 4 zam alan memurlar, 6 aylık enflasyonun bu oranı aşması halinde enflasyon farkı zammı alacak. Temmuz-kasım dönemindeki 5 ayda enflasyon, yüzde 4'lük zam oranını 0,94 oranında aştı. Ek zam konusunda rakam, aralık ayı enflasyonu ile kesinleşecek.

2017'deki memur maaşına zam oranı

Toplu sözleşmeye göre, 2017 yılında öngörülen zam oranı 3+4 olarak belirlenmişti. Buna karşın 2017 yılının ikinci yarısında ilk 5 ayda oluşan enflasyon oranı yüzde 4,94 oldu. İkinci 6 ayda enflasyonun yüzde 4'ü aşması durumunda memurlar için enflasyon zammı oluşacak. 2017 Aralık ve 2017 Haziran endeksi arasındaki fark yüzde 4'ü aşarsa, enflasyon zammı oluşacaktır. İlk beş aydaki enflasyon rakamlarına göre, memurlar için 0,94 enflasyon zammı oluşmuş durumda.

Bankaların gözü açıldı!

Şimdi plağın yüzünü değiştirelim...
Konut sektöründen 'bankalar ev almak isteyene kredi vermiyor' iddiası gündeme düştü. Bankaların ev almak isteyen vatandaşlara eskisi gibi kredi vermediğini iddia eden konut sektörü temsilcileri, başvuruların 3'te birinin reddedildiğini belirtiyor. Temsilciler, yaşanılan sorunu bankaların sektörü 'riskli' görmesine bağlıyor.
Nedenini söyleyeyim:
Bankaların ellerinde binlerce icralık ev var. Satamıyorlar, ellerinde kaldı...
Bu yüzden, adamın elinden konutunu alsalar onlar için ne yazar?
Daha önce yüzde 100 olan kredi verme oranı şu anda yüzde 65'lere geriledi. Yani kredi verilebilecek başvuruların 3'te biri reddediliyor.

'Şu Alman!' dedikleri...

Şimdi de bir ara kafa tuttuğumuz şu Alman'lardan daha doğrusu onların ekonomilerinden söz edelim: Alman istihdam piyasası 2017'yi adeta rekordan rekora koşarak geçiriyor.  Federal Çalışma Dairesi'nin son verilerine göre, kasım ayı işsiz sayısı 18 bin kişi azalarak 2 milyon 476 bin oldu. Beklentiler 10 bin düşüş olacağı yönündeydi. İşsizlerin sayısı ve oranı yüzde 5,6'yla iki Almanya'nın 1990'da birleşmesi sonrasının en düşük seviyesine inerken, bir başka rekor ekonomik bakımdan faal nüfus sayısında kırıldı.

Yüzde sekiz arttı!

Federal Ekonomik Danışma Kurulu'nun tahminlerine göre, geçen yıl 42 milyon 600 bin olarak tespit edilen ekonomik bakımdan faal nüfus bu yıl 43 milyon 700 bine çıktı. Avrupa Birliği'nin lokomotifi, dünyanın en büyük dördüncü büyük ekonomisi Almanya'nın ekonomik bakımdan faal nüfusu böylece son on yıl içinde yüzde 8 oranında arttı. İstihdamdaki tablo Alman ekonomisinin son yıllarda yaşadığı güçlü büyümeyle bağlantılı. Daha fazla yazıp nakledip daha çok üzülmek istemiyorum.

DİP Ekspres

600. yük treni yola çıktı!


Bizdeki durum belli...
Hepimiz ekonomimizin düzelmesini istiyoruz. Avrupa'dan bir örnek verdim...
Yine taze bir haber vereyim:
Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde bu yıl 600. yük treni seferi dün yapıldı. Çin ile Avrupa kıtası arasındaki yük tren seferleri için Urumçi lojistik merkezinin geçen yıl Mayıs ayında hizmete girmesinden bu yana, sefer sayısı haftada birden günde iki ila üçe kadar yükselmiş durumda. Taşınan mallar günlük eşya ve konfeksiyondan otomobil parçaları, eletronik ürünler, mühendislik makineleri gibi geniş bir yelpazeye uzanıyor.
Demiryolu hattı sayısı da başlangıçta dörtken şu an 18'i bulmuş durumda. Bu hatlar Çin'i 5 Orta Asya ülkesinin yanı sıra İran, Rusya, Ukrayna, Türkiye, Almanya, Hollanda, İspanya ve Fransa dahil 17 ülkeye bağlıyor. Yorum yapacaktım ama vazgeçtim...
Bu yük trenleri neyi gösteriyor, siz anlatın...