Türkiye'nin en büyük sorunlarından birinin uzmanlıklara yeterli saygının gösterilmemesin olduğunu birçok zaman dile getiren biriyim. Tekirdağ'dan sırf benim tarafımdan muayene olmak için geldiğini belirten bir hastamla olan garip diyaloğum buna bir örnektir. Hastam, bir hekim olarak benim ismimi çok olumlu duyduğunu, ailesinden başka kişilere de yardım ettiğim için uzun bir yolculuk yaparak İzmir'e özellikle bana muayene olmak için geldiğini söyleyerek  beni onore eden bir tutumla görüşmeye başlamıştı. Muayenesi tamamlandığında teşekkürlerini sunmuş, ben de kendisine uygun olduğunu düşündüğüm reçeteyi önermiştim. Hikaye burada garipleşti. Hasta ısrarla, benim ona önerdiğim ilacı değil, komşusuna iyi gelen bir başka reçeteyi yazmamı talep ediyordu. Kendi bilgi ve birikimimin bu tedaviden daha fazla yanıt bulacağını söylesem de görüşme gerginleşmeye doğru ilerliyordu. Madem bu reçeteyi yazdıracaktınız niye bunca yol geldiniz dediğimde ise bu ilaçları siz yazarsanız, kendisine iyi geleceğine inandığını söylemişti. Bir anlamda muska yazıcı haline getirmişti beni. İltifatlarının yanında çizmeyi aştığının farkında değildi.

Çocuğunu büyük paralar ödeyerek, İzmir'in en iyi okullarından birinde okuttuğuyla övünen bir dostum ise okulda verilen ödevler için sınıf öğretmeniyle sürekli görüştüğünü ve nasıl ödev vermesi gerektiğini kurdukları iletişim grubunda anlattığını ifade etmişti. Ona sordum, sen bu kadar parayı, en iyi okul olduğunu düşündüğün için vermiyor musun? Yanıtı evet olmuştu. Peki, okulu en iyi yapan öğretmenleri değil mi? Sen öğretmene nasıl ders ve ödev vereceğini öğreteceksen çizmeyi aşmış olmayacak mısın? Arkadaşım hala yurtdışındaki eğitimlerden örnek vermeye çalışıyordu. Pes etmiştim.

Spor kulüplerinde de çizmeyi aşmak yaygındır. Siz en iyi teknik direktörü getirdiğinizi iddia ederek, büyük paralar ödersiniz. İşler biraz yolundan saparsa kulüp başkanlarını soyunma odalarında taktik vermeye, kadro belirlemeye kadar işin içine girdiklerini görürsünüz. Sonuç genelde hüsrandır. Başkan parayı verendir. Çizmeyi aştığını söylemeyi bırakın, ima ettiğinizde bile kötü olan sizsinizdir.
Bugün ülkemin her alanında olan çarpıklıklardan aldığım cesaret ve ekonomiye yön veren başta jöleli, tüm ekonomistlerin her söylediğinin ters çıkmasından bulduğum güçle sizlere ekonomik bazı önerilerde bulunacağım. Söylediklerim gerçekleşmezse lütfen bana kızmayın. Şu ana kadar söyledikleri gerçekleşmiş, ekonomi danışmanı zaten görmedim.

Geçtiğimiz hafta içerisinde döviz çok büyük bir gelir getirdi. Hatta Türkiye'nin battığına dair senaryolar Avrupa basınında işlendi. Bu çöküş, batı dünyasını nasıl etkiler, senaryolar üretildi. Ben Türkiye'nin batabileceğine ihtimal vermiyorum. Çünkü Türkiye'de yatırımların önemli kısmı yabancıların elinde. Türk borsasının yüzde 75inin yabancılarda olduğunu düşünürsek, sizce yabancı parasının batmasına göz yumabilir mi? Fakat yabancıların Türkiye'de ekonomiye yön verme arzusu kesin. Dolar merkez bankasının tüm müdahalelerine rağmen ateşini pek düşürmedi. Bir senaryoya göre, seçim sonrası mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçilirse kapalı kur sistemine geçilecek. Ekonomik terimlerden anlamayan biri olarak söyleyeceğim, anladığım kur ülke içinde ayrı hesaplanacak, yurt dışında ayrı hesaplanacak. Bu senaryonun ne kadar geçerli olduğu seçim öncesi netleşebilir. Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk turda seçileceğini ve bu yöntemi devreye sokacağını düşünen yabancı yatırımcı dolarlarını seçim öncesi satabilir ve dolar hızlı düşebilir. İlk önerim dolar seçim öncesi inme eğiliminde olursa, ve siz de Erdoğan'ın ilk turda seçimi kazanacağını düşünüyorsanız bu trende inen yolcular arasına karışmanızdır. Elinizdeki doları yüksek fiyattan çıkartmak için iyi bir fırsat olabilir.
Dolar bu kadar yükselmiş ve borsa değer kaybetmişken, yabancı yatırımcı için Türk borsası çok ucuzladı. Dolarını yüksekten bozduracak yabancı için TL bazında bile büyük değer kaybetmiş borsa yatırım için çok uygun hale gelmiş olacaktır. Bu durumda sizlere önerim IMKB-100 içindeki nispeten ucuz kalmış hisse senetleri yatırım için çok uygun olmuş olacaktır. Bu hafta kapanış değeri 6 altına düşmüş İS-C senedi küçük yatırımcı için sığınılacak bir liman olabilir. Çizmeyi aşarak, uzmanlığım olmadan size söyleyeceğim, bu hisse senedini 5.80 altında kademeli almak yılsonuna kadar size ciddi kazanımlar sağlayacaktır. Bu yazı kesinlikle bir yatırım önerisi değildir.