Geçen haftaki Çevre Hakkı 'Çukur'da başlıklı yazımda [1], mahkemenin iptal kararına rağmen Çukaralan Altın Madeni'ne doğa ve insan yasalarına aykırı biçimde yeniden izin verilmesi girişimini yazmıştım. Yazıda; "Bakalım İDK üyeleri bu işe ne diyecekler? Onlar ne derse desin, buna sessiz mi kalacağız?" demiştim. İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK), Bergama Belediyesi'nin genç dinamik avukatı sevgili meslektaşım Serdar Sinan'ın deyimi ile "yine şaşırtmadı". Davacıların, duyarlı siyasetçilerin, yaşam savunucularının bütün uyarılarına rağmen, suça kılıf olarak hazırlanan "İzmir İli Dikili, ilçesinde Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan Çukuralan Altın Madeni İşletmesi 3. Kapasite Artırımı 2009/7 projesi ile ilgili olarak hazırlanan ÇED Raporu'nu yeterli buldu ve nihai kabul etti, karar 15 Kasım perşembe günü İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü internet sitesinde duyuruldu .[2] Şimdi 25 Kasım'a kadar itirazlar alınacak, ardından Bakanlık karar verecek. Yoğun bir itiraz ve toplumsal tepki olmazsa yeniden ÇED olumlu kararı verileceği ortada.

Geçen haftaki yazımı; "Dikili, Bergama ve İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığına soyunan aday adayları bu konuda ne düşünüyorlar?" diye bitirmiştim. Buna tepki, Bergama Ovacık Altın Madeni'ne karşı oluşan o müthiş halk hareketinin mimarlarından Bergama eski belediye başkanı Sefa Taşkın'dan geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP'den aday adaylığını açıklayan sayın Taşkın; "Çözüm belli, Çukuru kapatmalı, üzerine ağaç dikmeli" diyor ve ekliyor; "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır". CHP, belediye başkan adaylarını belirlerken bu konuları önemser mi, bilemiyorum ama Sefa Taşkın'ın bu tavrı ile yine büyükşehir belediye başkan aday adayları arasında adı geçen Bergama Belediye Başkanı sayın Mehmet Gönenç'in ısrarlı davacı olma tavrı; çevre ve ekolojinin korunması, yaşamın savunulması açısından çok kıymetlidir.
ÇED raporunun nihai yapıldığına dair duyurusundaki linkten rapora ulaşılamıyor, o yüzden raporu okuyamadım. Mahkeme kararındaki; Çukuralan'da 3. kez kapasite artırılarak işletilecek altın maden sahasının "Madra Barajı'nın göl alanında olması, maden atık sularının deşarj edildiği Çökek Deresinin doğal sit ve mesire yeri olan yaklaşık 5 km güneydeki Kültür ve Tabiat Varlığı olan Nebiler şelalesine drene olması" gerçeğini, yeni rapor ile nasıl düzelttiler anlaşılabilir bir şey değil. Mahkeme "Madra Barajı ve Nebiler Şelalesi kirlenir" diyor, yeni ÇED raporu ile "yok hayır kirlenmez" mi deniyor? Bu nasıl bir cürettir, nasıl bir anlayıştır? Açıkçası, yapılan; açılan davayı, sahada yapılan keşfi, bilirkişi raporlarını, ardından verilen mahkeme kararını yok saymaktır, yapılan çok büyük saygısızlık. Bir kez daha söylüyorum; Çukuralan'da doğaya ve hukuk devletine karşı yeni suçlara hazırlık yapılıyor. Buna sessiz kalmamalı.

Ovacık Altın Madeni'nin sağlık etkileri

Çukuralan'dan çıkartılan cevherin işleneceği Ovacık Altın Madeni işletmesinin 3. atık depolama tesisi davasındaki gelişmeleri de yazmakta yarar var. Ovacık'ta dolan iki atık havuzundan sonra, işi biten maden ocağı, siyanür ve ağır metallerle kirletilmiş atıkların depolanacağı 3. atık havuzu haline getirilmeye çalışılıyor. Buna ilişkin ÇED olumlu kararının iptali için İzmir Tabip Odası, Bergama Belediyesi, EGEÇEP, TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ile 112 yurttaş dava açmış, geçtiğimiz aylarda keşif yapılmıştı, keşif sırasında bölgede artan kanser vakıaları tartışma konusu olmuştu.
Bilirkişilerin talebi üzerine mahkeme geçtiğimiz 8 Kasım günü mahallinde yeniden keşif yaptı; sahadan toprak, kaya ve su örnekleri alındı, alınan örneklerin fiziksel ve kimyasal analizlerinin yapılacak.
Mahkeme bununla da kalmadı; maden bölgesindeki yerleşim yerlerinde sağlık taraması yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise sonuçlarının ve ayrıca kanser vakaları konusunda varsa çalışmaların bildirilmesi için Sağlık Bakanlığı'na yazı yazdı. Bu gelişmeler çok önemli, Ovacık Altın Madeni bölgesinin sağlık durum raporu çıkartılmaya çalışılıyor. Sağlık Bakanlığı verileri ile bunun çıkartılabileceğini sanmıyorum, gerçek durum ancak hasta yakınlarının, onların hekimlerinin vereceği bilgilerle ortaya çıkabilir.
Kısacası; hukuka ve halka karşı yaklaşık 20 yıldır siyanür liçi yöntemiyle çalışan geriye 2 devasa atık havuzu ve pasa dağları ile işlenmiş pek çok suç bırakan Ovacık Altın Madeni'nin insan sağlığına etkisinin ortaya çıkarılması için bir fırsat doğdu. Bu heba edilmemeli, elinde bilgi ve belge olanlar bunları davacılara ya da doğrudan mahkemeye ulaştırmalı. Bakalım; birilerinin altın karlarından Bergama'ya ne kalmış?

[1] <http://www.haberekspres.com.tr/cevre-hakki-cukur-da-makale,7258.html>
[2] <https://izmir.csb.gov.tr/izmir-ili-dikili---ilcesinde--duyuru-365327>