Seçime 13 gün kaldı.

"Demirtaş, propaganda konuşması için Ankara'ya götürülecek" başlıklı haberi gördünüz mü? Önce bu haber çıktı.
298 Sayılı sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunu ve 6271 Sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nda, YSK'nın alacağı karar doğrultusunda seçime katılan siyasi partilere ve Cumhurbaşkanı adaylarına TRT'de propaganda yapmaları öngörülüyor.

Geçtiğimiz hafta YSK'da 10'ar dakikalık konuşmaların sıralaması için kura çekimi yapıldı, kura çekimine katılmadığı için CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce TRT'deki propaganda konuşması yapamayacak. Kura sonucunda; 17 Haziran'da saat 20.30'da başlayacak propaganda konuşmalarında sıralama Doğu Perinçek, Recep Tayyip Erdoğan, Selahattin Demirtaş, Temel Karamollaoğlu ve Meral Akşener şeklinde olacakmış. 23 Haziran'da saat 17.06'da başlayacak yayında ise Karamollaoğlu, Akşener, Erdoğan, Perinçek ve Demirtaş sırayla konuşma yapacaklarmış. İşte bunun için HDP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, 13 ve 23 Haziran'da tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nden TRT Genel Müdürlüğü'nün Ankara Oran Sitesi'ndeki yerleşkesinde bulunan S1 stüdyosuna getirilip, TRT stüdyosunda kayda girecek.
Bu haberin yayınlandığı gün, YSK'nın yeni bir karar aldığı duyuruldu; "Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş gerçekleştireceği iki TRT konuşmasını Edirne Cezaevinde kurulacak stüdyoda yapacak".
Belki de dünyada ilk kez bir tutuklu televizyondan siyasi propaganda yapacak, ama bence asıl birincilik "hakkında mahkumiyet kararı olmadan bir Cumhurbaşkanı adayını yüksek güvenlikli cezaevinde tutanlar ile propaganda konuşması için cezaevinde stüdyo kuranlar"a verilmeli.

Selahattin Demirtaş'a oy verirsiniz, vermezsiniz, parti genel başkanı olarak yaptığı konuşmalar nedeniyle, milletvekili olarak tutuklanması, aradan bir buçuk yıl geçmesine rağmen, üstelik  Cumhurbaşkanı adaylığı kabul edildiği halde halen cezaevinde tutulması sizi rahatsız etmiyor mu?

Cumhurbaşkanı adayı tutuklu milletvekili Selahattin Demirtaş'ın avukatları 15 Mayıs'ta Ankara 19.Ağır Ceza Mahkemesi'nden tutukluluk halinin kaldırılıp, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmesi talebinde bulundular. Mahkeme bu talebi oy çokluğu ile reddetti. Mahkemenin 9 sayfadan oluşan gerekçeli kararının 7 sayfasını karara karşı çıkan üyenin karşı oyu oluşturuyor. Karşı oy gerekçesinde özet olarak; Demirtaş'ın 23, 24, 25 ve 26. dönemlerde milletvekilliği, BDP ve HDP'nin genel başkanlığını yaptığı, ikinci kez cumhurbaşkanı adayı olduğu belirtilerek, tutukluluk süresi dikkate alındığında tutukluluk halinin devamının 'serbest seçme hakkını' zedeleyeceği vurgulanıyor. Karşı oy yazısında, tutuklamanın Demirtaş'ın bir milletvekili olarak siyasi faaliyette bulunma hakkına yönelik ağır bir müdahale olduğu ve bunun demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olduğuna da yer veriliyor.

Karardaki "serbest seçme hakkının zedelenmesi"ne dikkatinizi çekmek istiyorum. Buradaki seçim, Demirtaş'ın seçme hakkından çok hepimizin yani 24 Haziran seçiminde oy kullanacak seçmenlerin seçme hakkı. Tutukluluğun devamına kararına muhalif olan yargıç; "Cumhurbaşkanı adayının tutuklu olması seçme hakkına ağır bir müdahaledir" diyor. Şimdiye kadar Anayasa Mahkemesi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de hep böyle kararlar verdi. O kararlar sayesinde Mustafa Balbay, Engin Alan başta olmak üzere tutuklu olan milletvekilleri tahliye edildi. Çok sayıda emsal karar ver iken Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın tutuklu olması, onu seçen seçmenin iradesine çok büyük saygısızlıktır, 13 gün sonra yapılacak seçimde oy kullanacak seçmenin iradesine güvenmemektir, tutukluluğun halen devam etmesinin akılla, hukukla, demokrasiyle, açıklanabilir bir yanı yoktur. Cumhurbaşkanı adaylarından birisinin, propaganda konuşmasını yüksek güvenlikli cezaevine kurulan stüdyodan yapması, 24 Haziran seçiminin serbest bir seçim olmayacağının cümle âleme gösterilmesidir.

13 gün sonra seçim, 3 gün sonra da bayram. Karar vericilere sesleniyorum; bu utanç tablosunu değiştirin, bayram öncesi yeni bir sayfa açın, Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ı tahliye edin, seçmenin seçimini serbest bırakın, inanın bu herkesin, hepimizin hayrına olacak.
İyi bayramlar diliyorum.