Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) 'Türkiye'nin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Vizyonu'nun Ekonomimiz ile Sanayimizin Rekabet Gücü ve Geleceği Açısından Önemi' konulu Ekim ayı Meclis Toplantısı'nda konuştu.
Elvan, güçlü bir sanayiye ve ekonomiye sahip olmak için, güçlü bir ulaşım ve erişim altyapısına sahip olmak gerektiğini vurguladı.

Elvan, şunları söyledi: 'Biz '15 bin kilometre bölünmüş yol yapacağız' dediğimizde, bize 'Yapılacak 15 bin kilometre yolu nasıl yapacaksınız? Bizim 15 bin kilometre yola ihtiyacımız yok' denildi ve eleştirildi.
O günleri hatırlayınız.
Ama bugün biz 12 yıllık süre içinde 17 bin 500 kilometre bölünmüş yol yaptık. Bununla yetinmeyeceğiz. 24 bin kilometreye yaklaşan bölünmüş yolumuzu inşallah 2023 yılında 37 bin kilometreye ulaştıracağız.'

İkinci adım

Ulaşımda ikinci önemli alanın demiryolu olduğunu belirten Bakan Elvan, 'Biliyorsunuz yıllarca unutulan bir sektördü. Batılı ülkelere bakıyoruz; özellikle demiryolu sektörünün taşımacılıkta çok yoğun şekilde kullanıldığını ve maliyetlerinin karayolu taşımacılığından daha düşük olduğunu görüyoruz. Aslında biz kısa, orta ve uzun vadede ulaşım ve haberleşme stratejimizi belirlerken, sadece yolcu açısından olaylara bakmadık. 'Demiryolu altyapısının güçlendirilmesi sanayicimizin rekabet gücünü artıracak' dedik.
Bugüne kadar hiçbir şekilde 40-50 yıldır bakımı yapılmamış, değiştirilmemiş eski demiryolu hatlarını yeniledik.
Bugün itibariyle mecvut demiryolu hatlarının yüzde 92'si yenilendi. Elektrifikasyon ve sinyalizasyon sistemleri yapıldı.
Buna paralel olarak, yüksek hızlı tren yatırımlarına başladık.
Buradaki amacımız, özellikle sanayicilerimizin, üreticilerimizin çok kolay şekilde limana ulaşmalarını sağlamak. Biz sanayicilerimizi nasıl düşük maliyetle limana ulaştırabiliriz arayışı içinde olduk ve bu şekilde yol haritamızı belirledik. Hâlâ sıkıntılarımız var. 'Şimdi hâlâ demiryolu sektörü serbestleşemedi, siz yasal olarak bu düzenlemeyi yaptınız ama hâlâ uygulamaya geçemediniz' şeklinde belki eleştiride bulunacaksınız. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. 2015 yılında inşallah demiryolu sektörümüzü de serbestleştireceğiz. Artık özel kesime açacağız.'

Nedenini söyledi!


THY'nin bugünkü konumuna ulaşmasının en büyük nedeninin serbestleşmeye gitmesi olduğunun altını çizen Elvan, 'Eğer biz havayollarını serbestleştirmeseydik, bugün bu başarıyı elde edemezdik. Aynı şeyi demiryolu sektörü için yapacağız,
serbestleştirmeye gideceğiz, özel kesime açacağız. Aynı yüksek büyüme performansını demiryolu sektöründe de göreceğiz. Önümüzdeki dönemde sizler de o sektöre girerek, Türkiye'nin gelişmesine, kalkınmasına katkı sağlayacaksınız' diye konuştu.
Aslında konuşanın içinde her şey var...
Anlayana saz anlamayana davul zurna az örneği...
Şimdi birçok kişi, 'Satılacak ne kaldı?' sorusunun yanıtını da almış oldu...
Benim anladığım şu:
Müşteri hazır...
Paracıklar çıkarıldı, iyileştirme yapıldı ve 'İşte emrinizde' denilecek.
Yoksa bu kadar yatırımın başka anlamı olabilir mi?

Doğan Holding'ten açıklama

İlgi alanımın dışında ama çok kişiyi yakından ilgilendirdiği için sizinle paylaşmayı uygun buldum.
Doğan Holding,  Hürriyet Gazetecilik ile ilgili bir internet sitesinde yayınlanan haberin gerçeği yansıtmadığnı açıkladı.
Doğan Holding'ten KAP'a yapılan açıklamada şöyle denildi: 'Bugün (22.10.2014) Borsa İstanbul A.Ş.'de 2'nci seansın kapanışını müteakip bir İnternet Sitesi'nde (Wall Street Journal - Türkiye ), doğrudan bağlı ortaklığımız Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.'nin 'satışı veya ortaklık konusunda opsiyonların değerlendirilme kararı alındığı ve olası alıcılarla görüşüldüğü' şeklinde yanlış bir haberin yer aldığı görülmüştür. Söz konusu haber hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.
Bu konuda kamuya açıklama yapılmasını gerektirecek özel bir durum bulunmamaktadır. Bu açıklama, Sermaye Piyasası Kurulu'nun II-15.1 "Özel Durumlar Tebliği"nin 9'uncu maddesine istinaden yapılmaktadır.'
Buradan iki konuya dikkat çekmek istiyorum...
Birincisi çoğu kez internette ası astarı olmayan haberler doşıyor. Bu da bizleri yanlış değerlendirmeye itiyor. Güvenilir kaynak olmadıktan sonra haberlere ha dikkatli yaklaşmamız gerektiğini gösteriyor. Bu arada yatırımcılar üzerinde de yapılan oyunlar arada parlatılarak, önümüze sunuluyor.

Sorunumuz inovasyon...

Türkiye'nin ihracatının sadece yüzde 3.7'si yüksek teknolojiye dayalı üretimden oluşuyor.
Avrupa Birliği ülkelerinde ise bu oran ileri teknolojide yüzde 19.8, orta nitelikte teknolojide ise yüzde 41.1. Fark büyük. Dünyada yeni bir ekonomik daralma sürecine girerken bu durum Türkiye için alarm niteliğinde.
Bu nedenle 2023 için konulan hedeflere ulaşmak için kilit sözcük inovasyon. Hükümetin hedefi de bu. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye'nin ana sorununu cari açık değil inovasyon açığı olarak tanımlıyor ve bunun için iki yıldan beri İnovasyon Haftası düzenliyor.
Bu toplantılara katılamayan işadamlarının talebi ile toplantılar bu yıl Anadolu'ya da açıldı.
İzmir'den sonra ikinci toplantı dün Ankara'da gerçekleşti.
Büyükekşi ile toplantı sonrası hem inovasyon süreci hem de güncel konulara ilişkin sohbet ettik. Büyükekşi, rekabetçiliğin gittikçe arttığı dünya pazarında, şirket, sektör, bölge hatta devletlerin; inovatif olmak zorunda olduğuna dikkat çekiyor. 'İnovasyon, kurumların yaşam kaynağı. Şirketlerin sağlığı ve geleceği için can suyu. Türkiye'de de inovasyon konusunda artan bir farkındalık var. Bunda ihracatçılarımızın çok büyük payı var' diyor.


***

DİP EKSPRES

Yerli oto elektrikli olacak...


Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye'nin yerli otomobil üretmesine ilişkin, 'Türkiye içten yanmalı motor teknolojisinde treni kaçırdı. Burada bir rekabet görmüyoruz. Yeni bir fırsat penceresi var, o da elektrikli otomobil' dedi.
Işık, Almanya ziyareti kapsamında Frankfurt'ta Türk işadamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi. Burada konuşan Işık, davetlilerin sorularını da yanıtladı. Yerli otomobil üretimine ilişkin soruya cevap veren Işık, Türkiye'de yerli otomobil konusunda önemli bir çalışmanın yürütüldüğünü belirterek, şunları kaydetti: 'Türkiye içten yanmalı motor teknolojisinde treni kaçırdı, onu söyleyeyim önce. Burada bir rekabet görmüyoruz. Yeni bir fırsat penceresi var, o da elektrikli otomobil. Burada da elektrikli araca geçişle ilgili bir sürece ihtiyaç var. Yerli bir markanın oluşturulmasının gayreti içindeyiz. Yakında somut adımlar da atacağız.'