Türkiye ile ilgili, gazetelerimizde hiç rastlamadığım bir haberi yabancı gazetelerde okumak beni şaşırtıyor. Bu kez de Denizli Hierapolis ile ilgili haber gerçekten ilginç.

Dünyanın girilmesi yasak ve ölümcül olan yerlerinden söz edilen haberde 13. sırada da Hierapolis'teki Pluto Kapısı'na dikkat çekiliyor. Kapı, Roma ölüm tanrısına ithaf edilmiş.

Antik çağ tarihçisi Strabo bu kapıdan geçerken durakladığını çünkü içeri giren hayvanların hemen öldüğünü anlatıyor. Pluto Kapısı'nı arkeologlar 1965 yılında keşfetmişler. Strabo'nun bir mitolojik gerçek gibi anlattığı olayı bilim adamları doğruluyorlar.  

Kapı içerisindeki alan yoğun karbondioksit konsantrasyonu ile ölümcül. Güneş ışınları ile bir miktar dağıldığı ancak gün batımı ile birlikte yoğunluğun ölümcül hale geldiği tespit edilmiş. Akşama doğru ısı azalıp karbondioksitin havadan daha ağır hale geldiği ve tabanda ölümcül bir gaz gölü oluşturduğu belirtiliyor. Sabaha karşı yerden 40 santimetre yüksekliğe kadar bir alanın % 35 bir karbondioksit konsantrasyonuna ulaştığı ve bu alandaki hayvan ya da insanı dakikalar içinde öldürebileceği bulunuyor. Haberi yazan gazeteci bir espri ile bitirmek istemiş. 'Boyunuz uzun değilse lütfen bu eşikten geçmeyin!' Dalga geçilecek bir durum değil. İnşallah Denizli Hierapolis'te kimse içeri girmeye teşebbüs etmez.

Dikkatimi çeken bir haber de Hollanda'dan: Biz topraklarımızın kıymetini bilmez, doğamıza inanılmaz işkenceler eder ve bereket fışkıran topraklarımızı mahveder betonlarken, bakın toprağı kıt Hollanda neler yapıyor?

Sera üreticiliği ve dikey çiftçilik artık toprağı az ya da iklimi uygun olmayan ülkelerde zaten uzun zamandır yapılıyor. Ancak bu kez Hollanda'da ilk deniz üstü Offshore Çiftlik kuruldu.

Rotterdam Merwehaven Limanı'nda yani kentin neredeyse göbeğinde, Beladon adlı bir şirket ilk yüzen çiftliği kurdu ve işletiyor. Çiftlik nispeten küçük bir alanda olduğu için üzerine ilk ağızda Meuse-Rhine-Issel cinsi 40 inek yerleştirilmiş.  İnekleri her sabah robotlar sağıyor. Günde bir tona yakın süt üretiliyor.

Başta Rotterdam Limanı, fazla Möööö ve fazla koku kıyıdakileri rahatsız eder diye karşı çıkmışsa da girişimci hepsine çare bulmuş. Üstelik ineklerin besinlerinin yüzde 80'i Rotterdam gıda endüstrisinin çok ucuza sattığı artıklar. Parklardan biçilen çimler bile çiftliğe yem olarak dönüyor. Kısa bir süre sonra çiftlik süt yanında yoğurt da üretecek. İneklerin gübresine bile şimdiden talip var.

Bu tür çiftliklerin sayılarının, hem ekonomik hem enerji dostu oluşu hem de en yakın olduğu kente anında ulaşım avantajı nedeniyle arttırılması planlanıyor.
Doğayı katledenlere, bereketli topraklarımızın kıymetini bilmeyenlere ithaf ediyorum bu haberi.
Bayramınız kutlu olsun.