Puandaş iki takım Samsunspor ile Denizlispor. Biri küme düşme hattında diğeri ise hemen onun üzerinde. Averaj farkıyla kırmızı beyazlılar, düşme potasındaydı. 6 puanlık bir mücadeleydi.

Samsunspor sahasında oynama avantajını kullanıp galip gelmek istiyor, Denizlispor ise en azından berabere kalarak ikili averajda eşit olup, genel averajdaki +5 olan üstünlüğü sayesinde kırmızı bölgeye girmemek istiyordu. Haftaya da lig sonuncusu Gaziantep'i ağırlayacaktı ve 3 puan cepte sayılırdı, tabii ki Manisaspor karşısındaki gibi bir kazaya tekrar uğramazsa...
Taraftarlar çok fazla coşkuluydu. Adeta bir şampiyonluk maçı havası vardı. Yasak olmasına rağmen, meşaleler de sokulmuş, tribünler ve dolayısıyla saha içi kırmızı dumana bürünmüştü. Bu heyecan Samsunsporlu oyunculara da yansımıştı. Karşılaşmaya çok hızlı başladılar. Denizlispor da buna ayak uydurmak zorunda kalınca, temposu üst düzey bir mücadele yaşanır oldu. Sahada heyecan fırtınası vardı.
Daha 15 dakika içinde Samsunspor 2-0 öne geçti. Her iki gol de kornerden geldi. İkinci gol öncesi uzaktan çekilen şutu kaleci rahat kontrol etmeliydi ama tutamadı ve kornere çıkarttı. Kornerden gelen topta Veli, Ercan'ı kaçırdı ve gol yenmesine neden oldu.


Genelde golü bulan takım oyunu hemen yavaşlatır. Bu sefer öyle olmadı. Taraftarlar goller geldikçe daha bir coştular. Bu coşku ile de takımları oyunu yavaşlatmayı düşünemedi.
Aslında coşkunun da dezavantajı yok değildi. Örneğin sahaya atılan bir meşale yüzünden oyun durdu. Sonrasında aynı topa müdahale etmek isteyen 2 Denizlili oyuncudan biri olan Cenk, takım arkadaşının darbesi yüzünden uzun süre yerden kalkamadı. Sol gözünün çevresinde oldukça büyük ve geniş bir şişlik oluşmuştu. Yine de oyuna devam etti.
Denizlispor'a en az 2 gol lazımdı ve golcü oyuncusu kenardaydı. Fatih Tekke 37. dakikada defans oyuncusu Burak'ı çıkarıp, yerine Mehmet Akyüz'ü oyuna aldı. Gidişat böylelikle değişecekti. Yeşil siyahlılar daha atak oynamaya başladı ve oyuna girdikten 6 dakika sonra Mehmet takımının ilk golünü atmayı başardı. Beraberlik için yüklense de ilk yarı sona erdi.
İkinci yarı da tam bir futbol fırtınası esti. Olmayacak goller kaçtı her iki takım adına. Kaleciler başarılı kurtarışlarıyla gollere engel oldu. Yalnız, bir pozisyonda şut çektirdiği için arkadaşlarına kızan Zeki, sonrasında hatalı çıkışıyla az kalsın gol yediriyordu takımına. Kale boştu ve yavaş yavaş giden top, direğin dibinden auta çıktı.
75. dakikada Mehmet yine sahne aldı. Takımı ve kendi adına 2. gole imza attı. Artık beraberlik vardı. Son düdüğe kadar heyecan devam etti. Her iki takım da galip gelebileceği pozisyonları buldu, gol olmadı.
Denizlispor, aldığı bu beraberlikle çok büyük bir avantajı da eline geçirmiş oldu. Ve alınan birer puan neticesinde Adana Demirspor ile Eskişehirspor da düşme korkusunu daha derinden yaşayacaklar.

Balıkesir'de inanç kalmamış

İlk 6 şansını son 2 haftaya taşımak isteyen Balıkesirspor Baltok, 2. sıradaki yerini kaptırmak istemeyen Ümraniyespor'u ağırladı.
Müsabaka başladığında Balıkesirspor ununu elemiş eleğini asmış bir havadaydı. Antrenman maçında bile oynanmayacak kadar rahattı. Ümraniye ise maçı kazanmak isteğini sahaya yansıtıyordu.
Balıkesir defans oyuncularının biraz laubalice paslaşmaları kalesinde tehlikeler görmesine neden oldu. Nitekim 14. dakikada da bu sebepten gol yedi ve konuk takım öne geçti.
Golden sonra Ümraniye ileride baskıyı bıraktı ve kendi yarı alanına çekildi. Bir tek Drole'u ileride bıraktı ve kaptıkları toplarda hep onu aradılar. Drole da Balıkesir defansına çok zorluk çıkardı.  Balıkesir yavaş yavaş dengeyi kurmaya başladı.


Son saniyelerde tehlikeli gelişen Balıkesir atağını hakem faul gerekçesiyle kesti. Giray Bulak buna çok kızdı. Tartışmalı bir karardı ve faul verilmese gol olması içten bile değildi.
49. dakikada Otoo önündeki topa altı pas çizgisi üzerinden vuramadı. Vursa önü açıktı ve gol atma olasılığı yüksekti.
72. dakikada Burak yapılan ortada topu tek elle tutmaya çalıştı. Aklıma birden meşhur kaleci Peter Schmeichel'in bir kurtarışı geldi. Doksana giden topu tek eliyle havada tutmuş ve yere düşerken iki eliyle kontrolüne almıştı. Burak'ın pozisyonu çok daha kolaydı ama tek el risk olduğundan pek kimseler yapmazdı. Yapmamakta haklılarmış. Elinden kaçırdı, Sedat'ın önüne düşünce, arkasından müdahalede bulundu ve penaltıya sebebiyet verdi. Sarı kart da gerekliydi aslında ve bu 2. sarı kartı olacaktı Ümraniyeli kalecinin, oyundan da atılacaktı. Hakem sanırım kıyamadı ve karta gerek duymadı. Bu penaltı ile maça denge geldi.
Yavaş yavaş ev sahibi takım yüklenmeye başladı. Ümraniye mutlak gol kaçırdı, ardından Otoo ile Burak Çalık... Otoo'nun kaçırdığı gol saç baş yolduracak cinstendi. Kaleciyle karşı karşıya kaldı 90+2'de. Vuruşunu kalecinin üzerine yaptı.


1-1'lik skorla biten maç, her iki takımı da zararına oldu. Ümraniye 2.'liğini kaybetti, Balıkesir ilk 6 hedefini mucizelere bıraktı. Balıkesir taraftarı ümidini sanırım önceden kesmişti ki maça sadece 1100 kişi gelmişti ve destek de yok denecek kadar azdı. Seyirci suskundu.

3. gol Harun'un hatası mıydı?

Galatasaray, Alanya deplasmanında 3 puanı Sinan'ın 82. dakikada attığı golle aldı. Sinan'ın gol olan sert şutunda kaleci Harun'un dik durmayıp, geriye doğru eğilmesini eleştirdiler. Dik dursa topu çıkarırmış. Bu yorumu ancak hayatlarında hiç kalecilik yapmayan, kalecilikten anlamayan kişiler yapar.
Bir kaleciye yakın mesafeden şut çekildiğinde, ister istemez kendilerini de koruma dürtüsüne kapılırlar. Nasıl ki gözümüzün yakınına bir nesne geldiğinde gözümüzü istemsiz kapatıyorsak, yakın mesafeden şut çekildiğinde de kaleciler bir şekilde kendini koruma içgüdüsüne yenik düşerler ki düşmek de zorundalar yoksa sakatlanabilirler. Kaleci Harun'un pozisyonunda genellikle geriye doğru vücudunu eğerek korunulur. Çünkü yakın mesafeden topun gideceği yeri anlayamazlar. Hiçbir baba yiğit o mesafede şut çekildiğinde, topun önünde dimdik duramaz.