Denizlispor, Osmanlıspor'a yenildiğinden bu yana frene basmış durumda. Geçen hafta kötü oynadı ancak rakibi de kötüydü, 3 puan almayı başardı. Bu son maçında da kötü oynadı, sahasında galip gelemedi, 0-0'lık beraberlikle 1 puan alabildi. Bu sefer rakibi kendi gibi şampiyonluğa oynayan Ümraniyespor'du.

Denizlispor'un o eski istekli futbolundan eser yoktu. Lider olmak, şampiyonluğa tüm camiasıyla inanmak bile yetmemiş anlaşılan. O coşkuyu taraftarda da pek göremedim. 90 dakika boyunca stadı inletmeliler, takımlarını adeta iteklemeli, canlandırmalılardı. Takımlarının oyununa onlar da uydu, zaman ilerledikçe susmaya başladılar.

Üstünlük zaman zaman el değiştirse de genel olarak maç ortada idi. Birbirlerine pek üstünlük sağlayamadı iki takım da. Az pozisyonlar vardı, atan kazanacaktı fakat gol yollarında başarılı olamadılar.

11 ile 16. dakikalar arası Ümraniyespor, arka arkaya fırsatlar yakaladı. Bunda Denizli defansının hataları etkili oldu daha çok.

Horozların ilk tehlikesi 34. dakikada geldi. Recep'in şutunu kaleci çıkardı. İlk yarıda bunun dışında kalecilere hiç iş düşmedi.

İkinci yarıda Denizli yavaş yavaş dizginleri eline almaya başladı. Önce Burak Çalık'ı, sonra da Mehmet Akyüz'ü sahaya sürdü teknik direktör Yücel İldiz. 3 puanı kafaya takmıştı. Ümraniye Teknik Direktörü Ahmet Taşyürek ise, orta sahasını sağlama almak istedi yaptığı değişikliklerle.

Denizli'nin bulduğu pozisyonlar arttı. Bunlardan en önemlisi 77. dakikadaki direğin nişanlandığı pozisyondu. Recep Niyaz ortaladı, arka direkte Abdülkerim kafa vurdu, top üst direkten geri geldi. O vuramasa, arkasında Mehmet Akyüz vardı ve topa kafa vurmak için hamle de yapmıştı. Diğer pozisyonlar ise pek dişe dokunur değillerdi.
Bu karşılaşmada ofsaytlar öne çıktı. Denizli 7, Ümraniye 3 kez ofsaytta kaldı. Denizli'nin en az 3 tanesinde ofsaytta kalan isim Ziya idi. Çok çok saçma bir şekilde ofsaytta kalarak, atakların kesilmesine neden oldu. Bir pozisyonda da bindirme yapan arkadaşı çok uygun durumdayken atmadı, şut çekmek için zorladı zorladı, şut çekemeden topu kaybetti. Maçın en kötü ismi oldu.

22. dakika idi. Kehinde rakibinden topu kaptı, hızlı hücuma çıkarken, kolu arkasındaki oyuncunun suratına çarptı. Hakem bu tehlikeli atağı kesti, Ümraniye lehine faul verdi ve Kehinde'ye sarı kart gösterdi. Burada Kehinde ne rakibini gördü ne de kolunu normalin dışında savurdu. Koşmak için hareketlenirken, kolunu insan doğası olarak salladı. Sarı kart olmadığı gibi, faulünde olmaması gerekirdi. Maalesef hakemlerimiz son zamanlarda her surata gelen harekete sarı kart gösteriyorlar. Futbolcular da bunu kullanarak, hiçbir şey olmasa bile kendilerini yere atarak faul almaya çalışıyorlar.