Teknik direktör Yücel İldiz geldi, Denizlispor 6 galibiyet ve 2 beraberlik aldı, mağlubiyeti unuttu. Son olarak sahasında ağırladığı İstanbulspor'u da 1-0 yenerek galibiyete uzandı ve ligde 2. sıradaki konumunu iyice sağlamlaştırdı.

İstanbulspor ilginç bir takım. İlginç olan kısmı lider Gençlerbirliği yenmesine rağmen ardından oynadığı ligin son sırasındaki Karabükspor ve düşme hattındaki Elazığspor'u yenememesi idi. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir takım...

***

Karşılaşma karşılıklı ataklarla başladı. İlk saniyelerde atılan pası iyi kontrol edebilse Burak, kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Bu karşılıklı ataklar sonrası gol pozisyonlarına hasret kaldık denebilir.
Maç boyunca oyunun kontrolü İstanbulspor'da oldu. İstediği zaman yavaşlattı, istediği zaman hızlandırdı. Devamlı kendi yarı alanında top dolaştırdı. Denizlili oyuncular kendi sahasında rakibinin üzerine gelmesini bekledi. Bir tek ileride Mehmet pres yaptı. Ama tek başına nereye kadar. Hiç bir işe yaramadı. Zaman ilerledikçe oyunun temposunu iyice aşağıya çekti konuk takım.
Aklım Yücel İldiz'e takıldı. Beraberliğe yatacak takım değil Denizli. Kendi sahasında oynuyor ve oyunun temposunu hızlandırması gerekiyor. Bunun için tam saha baskı şart. İldiz hiç bir şekilde oyuna müdahale etmedi. Neden etmediğini ben bilemiyorum, 'İldiz'in bir bildiği vardır elbet' dedim ve geçtim. Bunu gidip kendisine sorma ihtimalim hiçbir şekilde yok çünkü.
Denizli her ne kadar kendi sahasında karşılasa da rakip takımı, daha çok pozisyona giren taraf olmayı başardı. Buna karşın İstanbulspor, ileride pres yapıp, topa daha fazla sahip olsa da neredeyse pozisyon bile bulamadı rakip kalede.

***

Denizlispor bol bol orta yaparak gol aradı. Bunlardan ikisine Recep Niyaz koşarak vurdu, dışarı attı. İkisinde de arkasında Mehmet Akyüz vardı ve daha uygundu. Recep'e de fırçayı attı. 56. dakikada yine bir orta geldi. Bu sefer önde Mehmet, arkada Recep vardı. Mehmet vuramadı, koşarak gelen Recep vurdu, takımını öne geçirdi.
Bu golden sonra İstanbullu oyuncular tempoyu yavaş yavaş yükseltti. Tam saha pres zaten yapıyorlardı fakat bu sefer daha bir hevesle yapmaya başladılar. Denizli oyunu yavaşlatmayı başaramadı, ortama uymak zorunda kaldı. Pek bir pozisyon yaşanmazken, son dakikalara doğru konuk takımın baskısı daha da arttı, ceza alanına topu daha çok soktu, ancak gollük fırsat yakalayamadı ve maçı da topu kaleye isabet ettiremeden tamamladı.

***

Denizlispor için iyi olan şeyler, galibiyet ve kaleci Stachowiak'ın hiç bir kurtarış yapmadan maçı bitirmesiydi. 'Kalecisiz çıksaydı bile olurdu' lafı çok da fazla abartılı olmaz.
Kötü olana gelecek olursak, ne ara paslarda başarı vardı ne de uzun toplarda. Ne Mehmet'i defans arkasına kaçırmayı başardılar ne de Burak'ı. Her şeye rağmen 1 gol atıp, 3 puanı kaptı.