1 Ağustos Dünya Limit Aşımı Günü'ydü. Yani doğamızın 2017 yılı için bize sunduğu kaynakları, 1 Ağustos itibarıyla tüketmiş bulunuyoruz. Yılın geri kalanını bir sonraki yıldan ödünç alarak yaşayacağız.

 
Küresel Ayak İzi Ağı'na (Global Footprint Network) göre "Dünya Limit Aşımı Günü", insanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, Dünya'nın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olarak tanımlanıyor. 1997 yılında Eylül ayına denk gelen limit aşımı günü, bu yıl şimdiye kadarki en erken tarihi gördü: 1 Ağustos. Ülkemizde ise limit 11 Temmuz'da aşıldı.
 
İnsanların doğa ve doğal kaynaklar üzerindeki tahribatını sembolize eden tarih, ekolojik ayak izi kavramını da yeniden gündeme getiriyor. Tükettiğimiz kaynakları üretmek ve yarattığımız atığı bertaraf etmek için gereken toprak ve su alanını işaret eden ekolojik ayak izimiz büyüdükçe limiti daha da erken aşıyoruz.


 
İnsan nüfusu, kaynak talebi büyürken dünyamızın büyüklüğü ve kaynak miktarı değişmiyor. Limit aşımı, yıllık faizle geçinmek yerine bankadaki ana parayı harcamak gibi tercüme edilebilir. Bugün tüm insanlığın talebini karşılayacak tahmini doğal kaynak ihtiyacı için 1,7 dünya gerekiyor.
Ülkemiz de dahil olmak üzere özellikle gelişmiş ülkeler sanki birden çok Dünya'mız varmış gibi yaşıyor.
 
Ekolojik sınırları aştığımız her yıl çöküşe bir adım daha yaklaşıyoruz. İnsanın Dünya üzerinde ulaşamadığı neredeyse hiçbir yer kalmadı. Denizler ve ormanların emebileceğinden daha fazla karbondioksit üretiyor, balık stoklarını daha kendilerini yenilemeden tüketiyor, ağaçları yeniden büyümelerine izin vermeden kesiyoruz. Dünya artık talebimize yetişemiyor.
 
Türkiye 2012 yılında 1,5 Dünya varmış gibi yaşıyordu. Küresel Ayak İzi Ağı'nın verilerine göre ise Türkiye artık 1,88 Dünya varmış gibi yaşıyor.
Bu kötü gidişe bir an önce dur demeliyiz.
Dünya Limit Aşımı Günü, iklim değişikliğini durdurmak, ormanlarımızı, denizlerimizi, su kaynaklarımızı ve yaşamı korumak için acil harekete geçmemiz gerektiğini gösteriyor.
 
Atalarımız 'Hazıra dağ dayanmaz' diye boşuna dememiş. Eğer bugünden tezi yok bireysel ve kitlesel olarak doğanın çizdiği sınırlar içinde yaşamayı öğrenmezsek, bu Dünya bizim için yaşanılabilir bir yer olmaktan çıkacak.