Bugün yazı formatımda ufak bir değişiklik yaparak konuya girmek istiyorum.
İzmir için hemen herkes bir yorum yapıyor.
Kimi fuarlar kenti derken, bazısı turizm ve tam tersi sanayi üzerinde de duruyor.
Çoğunluk İzmir'in tarımda da lider kentler arasında olduğunu bilmiyor.
İzmir'de tarım ve besicilik de çok önemli firmalarımız bulunuyor.
Bunlardan biri de TETA...
Bilgi, deneyim ve teknolojinin birleşimlinin oluşturduğu Teknik Tarım, yani TETA Tarım uzmanları bizi kırmayarak sorularımızı yanıtladılar.
Biz de bunlardan yararlanarak bilgi aktarımı yapmayı görev kabul ettik.
Bu arada şunu da belirtmemizde yarar var...
TETA Tarım Genel Müdürü Sumer Tömek başkanlığında toplanan İzmirliler 'Tarımın önemini' kamu ile paylaşmaya başladılar.
Sumer Tömek'ten sonra şu anda Grubun Başkanlığını yine İzmir'in önemli isimlerinden Tire Süt Kooperatifi (S.S. Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük sürdürüyor.

Geleceğimiz için önemli

Şimdi önemli bulduğumuz makaleyi sizinle paylaşmak istiyorum:
Çünkü sağlıklı nesiller için üreticilerimizin bu konuya önem vermesi gerekiyor.
Geçenlerde Tarım Bakanlığı 'tağşişli' ürünleri açıklarken, hiç beklemediğimiz ve ummadığımız isimleri bile görünce şaşırmıştık.
Türkiye'nin genelinde olduğu gibi Ege'de de hayvancılık yanlış politikalar sonucu ölüyor.
Bizim aklımıza hayvancılık ya da besicilik sadece 'kasapta ete zam' gelince, ya da Kurban Bayramı sırasında aklımıza geliyor.
Şimdi bunlardan sonra konuya gireyim:
Hayvanların beslenmelerinde iki ayrı aşama var. Bunların birincisi besin maddesi gereksinimlerine göre yem programının hazırlanması. Diğeri ise söz konusu programa göre doğru yemlemenin yapılması. Her iki aşama da önemli olmakla birlikte en çok hata yapılan aşama yemlemedeki uygulama. Bir işletmede 'yem' deyince aslında üç tane yemden bahsedebiliriz:
1) Hesaplanan 2) Yem römorklarına konan ve 3) Hayvanın yediği.
Bunlar eğer birbirinden farklı ise yapılanlar tümü ile yanlış oluyor demektir.
Üreticilerin en çok dikkat etmesi gereken konu bu. Çünkü yapılan hatalar sonucunda istenen verim alınamadığı gibi, tam olarak kontrol edilemeyen yemlemenin olumsuz etkileri de ortaya çıkmaktadır.

Et ve sütünden yararlanıyoruz

Bilindiği gibi, işkembeli hayvanlarda bakteriyel hazım var.
Verilen yemler işkembede bulunan milyarlarca bakteri tarafından hayvanın yararlanabileceği duruma getirilir, sonra kana karışıp et ve süt gibi ürünlere dönüşür. Hayvanın kullandığı enerjinin yüzde 85'i işkembedeki bakterilerin ürettiği uçucu yağ asitlerinden sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra işkembedeki bakteriler hayvana yemlerle verdiğimiz basit yapıdaki proteinleri hayvanın yararlanacağı çok kaliteli proteinlere çevirmektedir. Yani işkembedeki bakterilerin çok iyi çalışması gerekir.
Aslında bizim hayvandan çok, bakterilerin doğru beslenmesini ve doğru çalışmalarını sağlamamız gerekmektedir. İşkembedeki bakterilerin iyi çalışmasını sağlamak için en önemli konu, yem römorkunun yem programına göre doğru yüklenmesi ve çok homojen biçimde karıştırılarak yemliğe dökülmesidir. Homojen yem karışımının verimde yüzde 25 artış sağladığı bilinmektedir.

Saman bile ithal edilirken...

Yemin kompozisyonundaki değişiklikler çalışma ortamını bozmakta. Adeta hayvanın her lokmasının diğerleri ile aynı kompozisyonda olmasını sağlamak gerekmekte.
Bunun için ise;
1- Doğru oranlarda doğru yemlerin yüklendiğini sürekli kontrol edilir olmalı.
Her yüklemeyi kontrol edebilmek için ise, yem römorkunun hafızalı kantarı olması gerekli. Hafızalı kantardan her yükleme kontrol edilerek, yemcinin römorku yüklerken yaptığı hatalar (sapmalar) görülebilmeli ve doğru yükleme yapıp, yapmadığı sürekli izlenmeli. Eğer böyle bir olanak yok ise, kontrol edilemeyen yüklemeler kesinlikle yanlışlıklar içerecektir. Doğru olmayan yükleme sonucu hayvanlara her partide farklı kompozisyonlarda yem verilmiş olacaktır. Bunun sonucunda işkembedeki bakteriler iyi çalışamayacaklar, verim kaybı yanı sıra yemden yararlanma da olumsuz etkilenecek.
2- İşletmedeki yem römorku çok kaliteli ve homojen bir karışım yapıyor olmalı. Eğer yemler homojen karışmaz ise hayvanlara gün içinde farklı kompozisyonda yem veriliyor demektir. Bunun sonucunda benzer olumsuzlukların ortaya çıkması kaçınılmaz olacak.
3- Bütün bunların dışında yemliğe dökülmüş olan yemlerin, yemlikte bulundukları sırada da homojenliğinin korunması önemlidir. Bilindiği gibi, hayvanlar yemlikteki yemi yedikleri sırada yemi dağıtır ve ileri uzaklaştırırlar.
Bunun sonucunda yemin homojenliği bozulmakta ve yeme uzanmaları da zorlaşmaktadır.

Yattığı yerden belli olur!

Yeme ulaşımı kolaylaştırmak için yemliklerin hayvanlardan tarafa sürekli süpürülmesi gerekmektedir.
Bu işlemin sık yapılması çok önemlidir. Çünkü yemlik süpürülerek hem yeme ulaşım sağlanmakta ve hem de kısmen de olsa yem yeniden karışmaktadır. Ancak süpürme ile tam olarak karıştırma sağlanması olanaksız. Yemlik süpürme genellikle işletmelerde önemli ölçüde aksayan bir iş olarak ortaya çıkmaktadır. Hele yemi yeniden karıştıracak şekilde süpürmek olası değildir. Özellikle büyük işletmelerde bu işlem hem zor olmakta hem de tam olarak uygulanamamaktadır.

Üreticinin emeği, alınteri yok sayılıyor!

CHP'nin yeni Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Kamil Okyay Sındır, zaman buldukça üretici ziyaretlerini sürdürüyor. İzmir'in çevre köylerinde hemşerileriyle bir araya gelen, üreticinin sorunlarını dinleyen Sındır, 'Üreticinin alınteri, emeği yok sayılıyor, tarım kanununda belirtilen hakları verilmiyor. Tarımsal üretimde devamlılığın sağlanması için destekler arttırılmalı, çiftçilerimizin tarımsal maliyetleri düşürülmeli' dedi.

Üreten ülke olmaktan çıktık

Kahvehane toplantılarında hemşerileriyle bir araya gelen Sındır, üreticilerin yaşadığı sıkıntıların Meclis'te takipçisi olacağını söyledi. Üreticilerin 14 yıldır kaderine terk edildiğini belirtenSındır şöyle konuştu: 'AKP'nin tarım politikaları nedeniyle çiftçimiz yoksullaştırılmış, kaderine terk edilmiş durumda. Yüksek maliyetler nedeniyle üreticimiz toprağını boş bırakıyor.
Bugün ülkemizde 33 milyon dönüme yakın arazisinde ekim biçim yapılmıyor. Çiftçilerimiz yaptığı masraflarını karşılayamadığı için tarlasını boş bırakıyor. Uygulanan yanlış tarım politikalar nedeniyle sektör giderek kan kaybediyor. AKP'nin yanlış tarım politikaları yüzünden üreten ülke olmaktan çıktık.'

Hazıra dağ dayanmaz!

Üreticinin alın terinin, emeğinin yok sayıldığını söyleyen Sındır, '14 yıl öncesine kadar tarımda kendi kendine yeten, dünyada yedi ülkeden biriydik. Anadolu'nun verimli toprakları üzerinde dışarıdan alıma, hazıra dayalı bir ülke olarak kalkınma ve gelişme sağlanabilir mi? Üretim olmadan, bereket olmadan, hakça bölüşüm olmadan büyüme sağlanır mı? Hazıra dağ dayanmaz! Mazotu, gübreyi, ilacı, tohumu ve nicesini, dünyada en yüksek fiyatlardan alan ürününü, emeğini yok pahasına satan gelişmiş bir ülke çiftçisi gösterebilir misiniz? Bizim üreticimiz üretim yapamaz hale geldi, fakirleşti. AKP iktidarı kendi koyduğu tarım kanununu bile uygulamıyor. Kanun 'çiftçiye verilecek destek gayrisafi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz' der. Ama AKP bu desteği üreticiye çok görüyor ve hakkı olanı vermiyor' dedi.

Devlet desteği şart!

Sındır; 'Üreticilerimizin sorunlarının çözümü için gayret ederken yurttaşlarımızın sağlıklı, hesaplı ve güvenilir gıda ürünlerine ulaşması için Meclis'te var gücümüzle çalışıyoruz. Yapılması gerekenleri her platformda dile getiriyoruz. En başta da üreticilerimize devlet desteğinin artması gerektiğini ısrarla söylüyoruz. Tarıma aktarılacak destekleme miktarı kanunun amir hükümleri çerçevesinde, hatta daha da üstünden yatırılması gerektiğini söylüyoruz. Üreticilerimizin maliyetlerinin düşürülmesi için de keza Hükümetin gerekli düzenlemeleri yapmasını istiyoruz. Eğer girdiler düşürülürse, üretici ile tüketici arasında denge sağlanır, tarımsal üretimin sürekliliği sağlanabilir.'

Teslimatta gecikme oluyor

Türkiye çapında online tüketiciler üzerinde yapılan Türkiye'de Online Alışveriş Eğilimleri araştırmasına göre, İnternetten yapılan alışverişlerde, teslimatların yüzde 86'sında gecikme yaşanıyor. Ürünleri geciken tüketicilerin yüzde 53'ü satın aldıkları ürünün onayları alınmadan bir başkasına teslim edildiğini, yüzde 36'sı ise bundan hoşlanmadıklarını dile getiriyor.
Araştırmaya katılan kadın tüketicilerin yüzden 56'sı bir ürünü daha hızlı teslim almak için daha fazla kargo ücreti ödemeye razı. Katılımcıların yüzde 98'inin online alışverişlerinde cep telefonu ve tablet kullandıkları belirtilen raporda, perakende firmalarının web sitelerinin mobil cihazlara uyumlu olması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Hızlı ve hatasız!

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Honeywell Sensing and Productivity Solutions Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas, 'Rekabetin yoğun olarak yaşandığı perakende sektöründe uygun maliyetli, hızlı ve hatasız teslimat müşteri sadakatini kazanmak üzere eskisinden çok daha fazla önem kazanmış durumda.
Müşteri ya alışveriş yaparken kendisine sunulan alternatifleri beğeniyor ve alışverişe devam ediyor ya da alışverişi yarıda kesiyor. Özellikle bu noktada stok ve lojistik yönetiminde teknoloji kullanımının ne denli önem kazandığını görüyoruz.
Bu, özellikle müşteri beklentilerinin artış gösterdiği bayram, sevgililer günü veya yılbaşı gibi alışveriş dönemlerinde daha da önem kazanıyor' şeklinde konuştu.
Araştırmaya katılan online tüketicilerin yüzde 99'u satın aldığı ürünün teslimat gününde telefon mesajı almayı veya telefon ile haberdar edilmeyi istiyor.
Kadın tüketicilerin yüzde 56'sı hızlı teslimat için fazla para ödemeye razı.

75 yıllık serüveni kitaplaştı

Türkiye'nin en eski ihracatçı birliklerinden biri olan İstanbul Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği, 75 yıllık ihracat öyküsünü kitaplaştırdı.
'İhracatın öncü birliği' adıyla yayınlanan ve 7 bölümden oluşan kitapta Osmanlı Döneminden başlayarak günümüze kadar süren ihracat serüveni anlatılıyor.
Kitap, İhracatımızın Tarihi, İthal İkamecilik Dönemi, Liberal Çağ, İhracatın Yıldızları, Fuarlarla Dünya Turu, Çikolata, Bisküvi ve Şekerin Hikayesi bölümlerinden oluşuyor.
Editörlüğünü Sadi Özdemir ve Kenan Kaffar'ın yaptığı, 175 sayfadan oluşan kitap, Türkiye'nin en eski ikinci ihracatçı birliği olan İstanbul Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği ve ihracatçılar için önemli bir belge niteliği taşıyor.

***

DİP EKSPRES

Karikatürlerin konusu 'zeytin' idi

Edremit'te bu yıl ilki gerçekleştirilen Zeytin Hasat Sonu Şenliklerinde en önemli etkinliklerinden bir de Sıdıka Erke Etnografya Müzesinde açılışı yapılan 'Zeytin Konulu Karikatür Resim Sergisi' oldu.
Girne Belediyesi'nin 23 Temmuz 2015 tarihinde Kıbrıs Türk Karikatürcüler Birliği işbirliğinde, Zeytin Festivali kapsamında, 4'üncüsünü düzenlediği Uluslararası Zeytin Karikatürleri Yarışması'nda yaklaşık 60 ülkeden 230 sanatçının 460 eserle katıldığı yarışmada dereceye giren eserlerin sergisi Zeytin Hasat Sonu Şenlikleri kapsamında Edremit'te açıldı.
Sıdıka Erke Etnografya Müzesi'nde ki serginin açılışını Edremit Kaymakamı Ali Sırmalı ve Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka'nın katılımı ile açıldı. Edremit Zeytincilik Üretme İstasyon Müdürlüğü'nün katkıları ile Edremitliler ile buluşan 'Zeytin Konulu Karikatür Sergisi' büyük beğeni topladı. Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka, zeytine verilen değerin sanat içerisinde gösterilmesinden mutluluk duyduklarını belirterek; 'Bu eserleri ortaya koyan sanatçılarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Bu eserleri bizlerle buluşturan Girne Belediyesi ve ilçemiz Zeytincilik Üretme İstasyonu Müdürümüz Murat Küçükçakır'a teşekkür ediyorum' dedi.