Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Türkiye’nin girişimleriyle hazırlanan ve Trump’ın Kudüs kararını eleştiren Kudüs'ün statüsüne ilişkin “İsrail’in İşgal Altındaki Doğu Kudüs ve Filistin Topraklarındaki Faaliyetleri” başlıklı karar tasarısını oylamak üzere Özel Oturumla toplandı.

ABD Daimi Temsilcisi Nikki Haley’in ülkelerin BM Daimi Temsilcilerine bir mektup yollayıp daha sonra da sosyal medya hesabından ise ABD’nin yardımları ile tehdit etmesine rağmen 128 ülke tasarıya destek verdi.

ABD ve İsrail’in yanı sıra, sadece Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Mikronezya, Nauru, Togo, Palau, tasarıya karşı oy kullandı.
Bunun yanı sıra Avustralya, Antigua-Barbuda, Arjantin, Bahama Adaları, Benin, Butan, Bosna Hersek, Kanada, Hırvatistan, Çekya, Dominikler, Ekvator Ginesi, Fiji, Haiti, Jamaika, Letonya, Lesoto, Kamerun, Kolombiya, Kiribati, Malavi, Macaristan, Meksika, Panama, Paraguay, Filipinler, Polonya, Romanya, Ruanda, Soloman adaları, Güney Sudan, Trinida Tobago, Tuvalu, Uganda ve Vanuatu ise oylamada çekimser kaldı.
 

Kudüs'teki yarım asırlık işgal


Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan etti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı. BMGK kararı çerçevesinde, ABD dahil uluslararası toplum Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.
 

Trump'ın açıklaması tüm dengeleri değiştirdi


ABD Başkanı Donald Trump, 6 Aralık'ta yaptığı açıklamada "Kudüs'ü tek taraflı olarak İsrail'in başkenti olarak kabul ettiğini" ilan etmiş ve Tel Aviv'deki Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs'e taşıması noktasında Dışişleri Bakanlığına talimat verdiğini açıklamıştı. Uluslararası toplumun tepkisini çeken Trump yönetimi, bölgenin kaosa sürükleneceği ve İsrail-Arap ihtilafının daha da çözümsüz hale geleceği uyarılarını göz ardı etmişti.
 

ABD, BMGK'da yalnız kaldı


18 Aralık'ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BM) ABD'nin Kudüs kararını geçersiz kılma yaklaşımıyla Mısır'ın gündeme getirdiği tasarı, ABD'nin vetosuna karşın kalan 14 üyenin de desteğini almış ve ABD Kudüs konusunda BM'de yalnız kalmıştı.
 

Trump'tan yardımları kesme "tehdidi"


Bu gelişmelerin ardından Trump, BM Genel Kurulunda bugün görüşülen Kudüs tasarısına destek verecek ülkelere "maddi yardımları kesmekle" gözdağı vermişti. Trump, "Yüzlerce milyon hatta milyarlarca dolar alıp sonra bize karşı oy kullanıyorlar. Peki, bu oyları takip edeceğiz. Bırakalım aleyhimize oy kullansınlar, biz de epey (parayı) muhafaza etmiş oluruz. Umrumuzda değil." açıklamasını yapmıştı.

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley de, Trump'tan bir gün önce BM'de görev yapan diplomatlara e-posta göndererek "karara karşı oy kullanmamaları" konusunda diplomatları "üstü kapalı tehdit" etmiş, "Aleyhte oy kullananların isimlerini alacağız." demişti.


Haley'den "çirkin" benzetme


Ayrıca Haley'nin bu yılın mart ayında Washington'da yapılan Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) yıllık toplantısında sarf ettiği, "BM'de Filistin konusundaki girişimleri topuklu ayakkabılarıyla tekmeleyip geri gönderdiği" şeklindeki sözleri de o dönem büyük tepki toplamıştı.