Anneler Günü, Babalar Günü, Kadınlar Günü, Sevgililer Günü gibi tüm dünyada geçerli olan özel günler, kimilerince coşkuyla kutlanırken kimileri tarafından salt amacının tüketime teşvik etmek olduğuyla eleştirilir. Her durumda bu günler, ithaf edildikleri konunun gündeme getirilmesi, konu üzerinde düşünülmesi için vesile olur.

15 Nisan Dünya Sanat Günü de, tüm dünyada güzel sanatların kutlanması ve yaratıcı faaliyetlere ilişkin farkındalık yaratılması amacıyla, 2011’de ilan edildi. Üstelik bu öneri Türk bir sanatçıdan, Bedri Baykam’dan gelmişti. Beş kıtanın temsil edildiği International Association of Art’ın (Uluslararası Sanat Derneği - IAA) o zamanlar Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı, şimdi ise Dünya Başkanı olan Baykam’ın, IAA’nın Guadalajara’da (Meksika) düzenlenen Genel Kurul toplantısında etkili bir konuşmayla sunduğu teklif, oybirliğiyle kabul edilmişti.

Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’ni temsil eden (UPSD) sanatçı, konuşmasına dünyanın içinde bulunduğu ekonomik ve politik ortamın insan hakları ve barışı nasıl olumsuz yönde etkilediğinden, insani, sanatsal ve etik değerleri nasıl baltaladığından söz ederek başlamıştı. Halen geçerli olan bu karmaşa içerisinde düşünce ve ifade özgürlüğünün gücüne ihtiyaç olduğunu ve bunu sanatçılardan daha iyi sağlayacak kimse bulunmadığını dile getirmişti.

Mevcut ve gelecek nesillerin, sanatın dünyamızdaki rolünü ve değerini kavramalarına yardımcı olması amacıyla Dünya Sanat Günü’nün ilan edilmesi fikrini ortaya atan Baykam, tarih olarak ise ressam, heykeltıraş, düşünür, yazar, mucit, matematikçi ve filozof Leonardo da Vinci’nin doğum gününü, 15 Nisan’ı önermişti.

Leonardo’nun başta anatomi, inşaat mühendisliği, ışık bilimi, su gücü gibi konulardaki buluşları, yaratıcı araştırmalarındaki çeşitlilik, sakin fakat azimli kişiliği, farklı disiplinleri bir araya getirme kapasitesi ve karizmatik karakteri olmak üzere etkisini daima koruyan özellikleri, Ulusal Komite’nin onu seçmesinin sebebiydi. Büyük sanatçı Leonardo aynı zamanda dünya barışının, ifade özgürlüğünün, hoşgörünün, kardeşliğin, çok kültürlülüğün ve sanatın başka alanlar üzerindeki öneminin simgesi olarak seçildi.  

Dünya Sanat Günü, ilk kez kutlandığı 2012 yılında, UNESCO ile işletme ilişkisi bulunan IAA’nın tüm ulusal komitelerince desteklendi. Türkiye dahil birçok ülkede müze etkinliği, konferans, sergi ve parti gibi faaliyetler gerçekleşti.

Bir sonraki yıl ülkemizde düzenlenen kutlamaların söylemi ise son derece anlamlıydı: “Dünyayı savaşlar değil, sanat kurtaracak.” Baykam’ın IAA Dünya Başkanı olarak yayınladığı bu yılki Dünya Sanat Günü mesajında da yine “savaşa karşı sanat” vurgusu var.

Tolstoy’un “Sanat Nedir?” kitabında söylediği gibi sanat, “bir başkasının yansıttığı duyguları görerek ya da duyarak algılayan birinin, bu duyguların aynısını yaşaması temeline dayanan bir etkinlik” ise, belki de empati geliştirmenin en kuvvetli aracıdır. Bu bağlamda, düşmanlık, kin, saldırganlık ve öfke gibi duyguların, ayrımcılık gibi tavırların karşısında güçlü bir – Baykam’ın deyimiyle – “barışçı silahtır”.

Sanatın bu işlevi ve değerinin altını çizmesi itibariyle önemli bulduğum Dünya Sanat Günü, bu sene de ülkemizin çeşitli illerinin yanı sıra İzmir’de kutlanıyor. Ege Bölgesi Görsel ve Plastik Sanatlar Derneği ve UPSD işbirliği ile şehrimizde beş farklı galeride, farklı disiplinlerden sanatçıların yapıtlarına yer verilen bir dizi sergi gerçekleştiriliyor.

Bunlardan biri, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde açılan ve 29 Nisan’a kadar sürecek olan “Uluslararası Katılımlı Disiplinler Arası Karma Sergi”. Bu sergi, ülkemizin yanı sıra Japonya, Rusya, Azerbaycan, Mısır, Kosta Rika, İrlanda, Litvanya, Belçika, Almanya ve İran’dan, resim, heykel, fotoğraf, seramik, tekstil, enstalasyon, video gibi farklı disiplinlerde üretim yapan toplam 107 sanatçının eserlerini içeriyor.

Bugün kutladığımız Dünya Sanat Günü’nün, önümüzdeki yıllarda İzmir’de daha da aktif bir biçimde, daha çok kurum ve kuruluşun katılımıyla değerlendirilerek, sanata ve sanatçılara dikkat çekmeyi sürdürmesini diliyorum.