Ege ve Marmara Bölgesi baroları, Denizli Barosu'nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen güncel hukuk ve meslek sorunlarının görüşüldüğü toplantıda bir araya geldi. Düzenlenen toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplandıran İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Hrant Dink davası sonrası yapılan tartışmaları çok vahim bulduğunu söyledi. Hukukun kendine özgü, soğuk, dar ve teknik kalıpları olduğunu belirten Kocasakal, "Bu herkes için bir güvencedir. Çünkü hukukun algısı ile toplumun algısı farklıdır. Ama siz böyle kararları kamuoyunda, medyada tartışırsanız, yargılamalar böyle medyada ve bir takım yerlerde yapılırsa, bu gerçekten vahim demektir hukuk devleti için. Başka bir ülkede böyle olduğunu sanmıyorum" dedi.

Kocasakal, "Bu karar henüz kesinleşmiş bir karar değildir. Yargıtay süreci var ama şimdi Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı ve bir takım siyasiler açıklama yapıyor. Anayasa'yı hatırlatıyorum! Hiç kimse hakimlere emir veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Şimdi bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan çıkıp da 'Durun bakalım, daha Yargıtay var. Orada bu işler düzelir'dese, oradaki yargıçların durumunu düşünebiliyor musunuz? Üstelik bu yapılan suçtur, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs değil!" diye konuştu.

Hrant Dink davasında, hakimin değindiği bir noktaya dikkat çeken Kocasakal, sözlerini şöyle sürdürdü: "İddianame denilen şey, bir iddiadan ibarettir. Delillerle desteklenmiyorsa bir anlamı yoktur. Geldiğimiz noktada, Türkiye'de herkes örgüt oldu. Belediye başkanı örgüt, pankart açıp parasız eğitim isteyen öğrenciler örgüt, Hopa olaylarını protesto edenler örgüt... Ama örgüt bu kadar basit bir şey değil. Ben bu davada örgüt vardır-yoktur, bunu tartışmıyorum. Çünkü ben mahkeme değilim. Çünkü ben delilleri değerlendirme mevkisinde olan biri olan değilim. Hiç kimse de olamaz, olmamalı."

Kocasakal, "kamu vicdanı" söyleminin yapay olduğunu anlatarak, "Kamu vicdanı dediğiniz şey bir kişi, bir varlık değil. Hukukun asıl gayesi kamu vicdanını tatmin etmek değil, deliller çerçevesinde adaletin gereğini yerine getirmektir. Bu davaların, bu şekilde kamuoyunda tartışılması, içeriği ile ilgili beyanlarda bulunulması hiç doğru bir şey değil ve suç teşkil ediyor" dedi.