Halime Özçelik-Yırca'da yere serilen, üzerinden buldozerlerle geçilen, yok edilen sadece zeytin ağaçları değil. Köylünün, insanın ta kendisi.

Mustafa Sezer 60'lı yaşlarında bir Yırca köylüsü. İçinde 300 ağacı bulunan 11,5 dönüm arazisi termik santral için kamulaştırılmış. Bunun karşılığında ona önerilen para 80.000 lira civarında. Mustafa Bey, 'Ben bu parayı ağaçlarımdan birkaç yılda kazanırım. Bizim süt veren ineğimizin memesini kesiyorlar. Sonra ne olacak? 'diyor.

Mustafa amcanın kamulaştırma çilesi bununla bitmiyor. Evveli de var, geleceği de var. İzmir İstanbul otobanı da köyün 150 metre altından geçecek ve köyün geri kalan zeytinliklerini de o alacak. Ama Mustafa amcanın evini barkını, zeytin deposunu, bu kamulaştırmadan geriye kalan her şeyini alacak. 'Bir dikili ağacım bile kalmayacak. Ben ne yapacağım diyor' sesi dolu dolu. 'Evim bile kalmayacak. Dağa çıkıp çadır kuracağım. Ona da izin vermezler. Ben ne yapacağım?'

Kolin'in yaptığı gece baskınından sonra Mustafa amca çok sarsılmış. 'Bittim ben,' diyor, 'moralim sıfır. Geceleri uyuyamıyorum, konuşacak mecalim yok. Reva mı bu bize? 1970'lerdeki Soma B termik santrali için anamın, babamın zeytinlikleri kamulaştırıldı. O zaman 18 dönüm arazi gitti. Oradan köklenen zeytinleri yukarıya diktiydim. Şimdi onlar da bu termik santral kamulaştırmasında gidecek. Anamla diktiydik onları, ölmez ağaçların ömürleri bizden kısa oldu. Bunları da nasip etmediler bize. O ağaçlar en az 40 yıllık zeytin ağaçları. Yazık değil mi onlara?'

Mustafa amca çaresiz, kızgın, şaşkın. 'Vatandaşı düşünen mi var, hakkımızı da vermiyorlar. Metrekaresine 6 lira veriyorlar. Ne yapacağız biz? Ben bu yaştan sonra ne yaparım, nereye giderim, neyle geçinirim?' diyor konuşmaktan mecalsiz.

Bu kamulaştırmada da kullanılan, işe alacağız, sus payı köylüleri ikircikte bırakabiliyor çoğu zaman. Mustafa amca, 'Ben 1970'lerdeki Soma B termik santralindeki kamulaştırmadan beri hala işe alınacağım' diyor gülerek. 'Kızını, oğlunu işe alırlar mı diye bir ümidin var mı?' sorusuna 'Almazlar, almazlar' diye yanıt veriyor kırk yıllık deneyimle.

Yırcalılar zeytinliklerinde nöbet tutmaya devam ediyorlar. Kepçeler kapıda. Mustafa Bey arafta. Kendisine yaşam hakkı tanımayan, geçmişini geleceğini elinden alan, onu yok sayan 'aceleciler'in kepçelerinin önünde onları durdurmak için bekliyor şimdilik. Sonu ne olacak bilmiyor. (Fotoğraf: Umut Vedat)