Halime Özçelik-Soma'nın Yırca köyünde yapılacak olan Kolin Termik Santrali için acele kamulaştırma kararı alınan ve mahkeme süreci yürüyen zeytinliklere dün gece 12:00'da üç kepçe ile girilerek 13 ağaç söküldü. Aynı gün akşam saatlerinde Greenpeace üyelerinin de katıldığı bir toplantı yaparak zeytinliklerini koruma kararı alan köylülerin nöbet tuttuğu arazide, çok kısa bir süre içerisinde gerçekleştirilen kıyım, köylülerin toplanıp iş makinelerinin önüne yatmasıyla durduruldu. Manisa CHP Milletvekili Özgür Özel'in de gelmesi ve hukuksuz sürecin durdurulması için devlet yetkilileriyle görüşmeler yapmasıyla  jandarma bölgeye intikal etti.

Sabaha kadar zeytinlik alanda nöbet tutan Yırca köylüleri, acele kamulaştırmaya karşı Danıştay'da açtıkları dava sonuçlanmadan yapılan kıyıma karşı tepki gösterdi. Zeytinliklerini şirkete bırakmayacaklarını söyleyen köylüler, Zeytinler daha başındayken, kesilen ağaçların insan ölüsü gibi yerde yatmasını unutamayacaklarını, yıllarca emek verilen bu ağaçların böyle yok edilmesinin hiçbir maddi karşılığı olmadığını ifade ettiler.

Bugün köye toplantı yapmaya yanında Kolin şirket yetkilileriyle gelen Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, köylülerin 'Bizim yanımızda ol, sen kaymakamsın' tepkileriyle karşılaştı. Kaymakamın gelir gelmez söze yapılacak termik santrali överek başlaması, özellikle köylü kadınların 'Biz santral istemiyoruz. Köyümüzü, zeytinliklerimizi istiyoruz' haykırışlarına neden oldu. Zaten köylerinde iki termik santral olduğunu ve kül altında yaşadıklarını anlatan köylüler, üçüncü bir termik santrali istemediklerini, Soma'da kanser vakalarının bu nedenle çok yüksek olduğunu anlatırken Kaymakamın gülerek 'Yapma ya' demesi dikkati çekti.

'Avukatımıza güveniyoruz'

Kaymakam Atçı, Memleket için termik santrallere ihtiyaç olduğunu, Bakanlar Kurulu'nun da köyleri için böyle bir karar aldığını ve kendisinin de bu kararları uygulamak durumunda olduğunu anlatsa da köylüleri ikna edemedi.

Yırca köylülerinin Danıştay'da açtığı acele kamulaştırmayı durdurma davasını yürüten Greenpeace avukatı Deniz Bayram yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu ifade ederek suç duyurusunda bulunduklarını söyledi ve Kaymakam'dan geri dönülmez zararlara yol açmadan bu sürecin durdurulmasını istedi. Kaymakam neredeyse her sözüne ben sizin yanınızdayım diye başlasa da, şirketin kendisine verilen hakları kullandığını, Greenpeace avukatının ve üyelerinin yanlış bilgi vererek köylüleri kışkırttığını söyledi. Köylülerin 'Avukatımıza güveniyoruz, o yalnız değil arkasında köylüler var' sahiplenmesi karşısında, 'Benim yerime ona inanıyorsanız, mübarek olsun' diye tepki verdi.

Kadınlar yine en önde


Her yaşam hakkı savunusunda olduğu gibi kadınlar yine öndeydi. Kaymakamın üstenci tavırlarıyla susturma çabalarına, 'dışarıdan gelenlere' karşı kışkırtma sözlerine karşı 'Köylüysek cahil değiliz, sen öyle belliyorsun ama; dostumuzu düşmanımızı, yararımıza zararımıza olacak şeyleri biliriz' diye cevap veren genç kadın ve gözleri dolu dolu ama kararlı 'Bu yolun sonu nereye kadar gidiyorsa gidelim' diyen anne yaşamın da, zeytinliklerin de savunucusu.
Yırca'da nöbet sürüyor. Bu gece köylüler daha hazırlıklı olacak. Zeytinliklere çaylarıyla, börekleriyle, battaniyeleriyle gidecekler.