Aykut Polatlı-Türkiye'den çalındıktan sonra ABD'de ele geçirilen mezar taşları ve adak stelleri yurda dönüyor. 1970'li yıllarda çalındığı tahmin edilen eserlerin kaybolduğu 2006'da fark edilmişti.

Eserlerin geri alınması için ilk adımı Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Çağ Dilleri Bölümü'nün kurucusu olan ve uzun yıllar bu bölüme başkanlık yaptıktan sonra emekliye ayrılan Prof. Dr. Hasan Malay attı. Profesör Malay, eserlerin internette satılık olduğunu fark edince Kültür ve Turizm Bakanlığı'na haber verdi.

Hasan Malay, Amerika'ya kaçırılan eserlerin satışının açık arttırma ile yapıldığı www.edgar.lowen.com sitesini, 2006 yılında bir rastlantı sonucu bulmuş. Malay, eserlerin izinin bulunması sürecini şöyle anlatıyor: Doğrusu, bir ülkenin kültür varlıklarının böyle uluorta, pervasızca satılacağını tahmin edemezdim. Bu yazıtlar hiç kuşku yok ki güneydoğu Lydia´daki, Kula-Salihli arasındaki bölgeden gelmiş olmalıydı. Satıştaki 16 yazıtı, bu sitedeki fotoğraflardan inceleyerek, sonradan Almanya'da da yayınlanan bir makale yazdım ve bir kopyasını Kültür Bakanlığı'na gönderdiğim ihbar mektubuna iliştirdim. Bu makalede, 2 tanesi adak ve diğer 14 tanesi mezar yazıtından oluşan eserlerin Lydia kökenli olduklarını hiçbir itiraza yer vermeyecek şekilde kanıtladım. Bakanlığımızın bu ihbarı ciddiye aldığını ve hemen harekete geçtiğini, bir dava açıldığını biliyordum; ancak eserlerin geri verileceğinden doğrusu emin değildim.

Hasan Malay'ın ihbarıyla harekete geçen Turizm Bakanlığı da Emniyet Genel Müdürlüğü ve Dışişleri Bakanlığı ile iletişime geçerek eserleri geri almak için çalışmalara başladı. Sonunda yaklaşık 2.5 ay önce FBI'a eserlerin yeri bildirildi. FBI'ın Uluslararası Operasyonlar Birimi Direktör Yardımcısı John Boles, satıcı ile iletişime geçerek eserlerin çalıntı olduğunu bildirdiklerini, eserleri yasal yollardan satmaya hazırlanan bu kişi ya da kurumun da mezar taşlarını kendi rızasıyla teslim ettiğini söyledi.

Mezar ve adak taşları, 'gayrimenkul' sayılıyor

Eserlerin nasıl yurtdışına çıkarılmış olabileceğini sorduğumuz Hasan Malay'ın yanıtı, bu konuda ortaya çıkan bir uygulama yanlışını da açığa çıkarıyor. Bu öyle bir yanlışlık ki daha pek çok eserin Türkiye'den kaçırılmasına ortam yaratır. Hasan Malay bu durumu şöyle ifade ediyor: 'Amerika'dan getirilen yazıtlar, hiç kuşkusuz antikacılar tarafından çok cüzi paralarla köylülerden satın alınmış olmalı. Bunun ana nedeni, son birkaç yıldır yürürlükte olan düzenlemeye göre, mezar ve adak taşlarının komik bir şekilde birer 'gayrimenkul' kabul edilmesidir. Bunlar birer 'gayrimenkul' (!) olduklarından, bu taşları bulan köylülerin bunları yerinden oynatması, müzeye taşıması yasaklanmıştır. Bu durumda da bu taşların gideceği yer belli. Zaten artık müzelere adak ya da mezar yazıtı girişi durmuş gibidir. Bu olayların yaşanmaması için yapılacak tek şey, köylünün müze ve müzeci ile barışık olmasıdır. Düşünün ki kırsalda, eline antika bir eser geçen vatandaşımız müzeye gitmekten ve hatta telefon etmekten bile korkar oldu.

Eserler yarın yola çıkıyor

FBI yetkilileri ise satıcının kim olduğunu açıklamazken Boles, eserlerin Türkiye'den nasıl kaçırıldığı ve şimdiye kadar kimlerin elinde olduğunun gizemini koruduğunu söyledi. Boles, 'Şimdi eserler gerçek sahiplerine geri dönüyor' dedi. Büyükelçi Serdar Kılıç da teslim töreninde yaptığı konuşmada, eserlerin iki ülke makamlarının yakın çalışması sayesinde ele geçirildiğine dikkat çekti. Büyükelçi Kılıç, 'Bu eserler anavatanına dönmeyi hak ediyor' dedi.
Tarihi eserler cuma günü özel olarak paketlenerek, diplomatik kargoyla Türkiye'ye doğru yola çıkacak. Büyükelçi Kılıç, eserlerin önce Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde, daha sonra da Manisa'da inşa edilecek arkeoloji Müzesi'nde teşhir edileceğini açıkladı. FBI'ın Sanat Hırsızlığı Programı'nı yöneten Dr. Bonnie Magness-Gardiner, aralarında bir gladyatörün mezar taşı da olan eserlerin M.S. 1-3. yüzyıllara ait olduğunu düşündüklerini ancak eserlere değer biçmenin mümkün olmadığını ifade etti.

Türkiye son yıllarda yurtdışına kaçırılan eserlerini geri almak için büyük çaba sarf ediyor. Bu sayede 2003-2013 arasında 4 bin 113 tarihi eser Türkiye'ye geri getirildi.