Atatürkçü Düşünce Derneği Denizli Şubesi'nin programa katılmak için Denizli'de bulunan Soner Yalçın, kaldığı otelde sabah saatlerinde gözaltına alındı. Hastaneye götürülerek sağlık kontrolünden geçirilen Yalçın, daha sonra serbest bırakıldı.

Serbest bırakılmasının ardından gazetecilere açıklama yapan Yalçın, kaldığı otele sabah saatlerinde gelen sivil polisler tarafından 'hakkında arama kararı bulunduğu' gerekçesiyle gözaltına alındığını bildirdi. Gözaltına alınma gerekçesini sorduğu polislerden 'savcılık talimatı üzerine gözaltına aldıklarını' yanıtını aldığını belirten Yalçın, mesleğinin, adresinin belli olduğunu, ifadeye çağrılması durumunda kendisinin gelebileceğini söylemesine rağmen ısrarı üzerine polislerle birlikte gittiğini anlattı.

Hastanede sağlık kontrolünden geçirilmesinin ardından, polislerin bazı telefon görüşmeleri yaptığını ve serbest bırakıldığını söyleyen Yalçın, 'Polisler hakkımda yakalama kararı olduğunu söylediler. Hangi gerekçeyle gözaltına alındığımı bilmiyorum. Öğleden sonra savcılığa giderek ifade vermem koşuluyla serbest bırakıldım' dedi.

Denizli'de Atatürkçü Düşünce Derneği'nin misafiri olduğunu, dün akşam düzenlenen programda konuşma yaptığını, bu konudan Denizli polisinin bir hafta öncesinden haberdar olduğunu söyleyen Yalçın, 'Bu uygulamayı nasıl açıklayacaksınız? Ne yapılmak istendiğini çözemez hale geldim. Bana kimin kin tuttuğunu ve bunun hala neden geçmediğini ortaya çıkartmak devlete düşer. Bu emri kim vermiş. Paralel yapı üzerimden hükümete mi cevap vermek istiyor, 'biz buradayız gerektiğinde yine göz altına alırız' diye' ifadelerini kullandı.

Bize kin duyuluyor

Dün sabah yaşadıklarını anlatan Soner Yalçın, 'Ben böyle gözaltı ile mi korkacağım? Kaçkın biri değilim. Bıraksam ellerime kelepçe vuracaklar' dedi. Denizli'de misafir olduğunu, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin davetiyle geldiğini söyleyen Soner Yalçın, 'Bize hala kin duyuluyor. Kim bunlar? Bunu ortaya çıkartmak devlete düşer. Hiçbir gazetecinin, gittiği yerlerde kapısı çalınmamalı. İllegal biri miyim ben? Silivri zindanlarında iki yıl yatmış biri olarak bunlardan mı korkacağım? Yazı ve kitap yazmaya devam edeceğim' dedi.

Suikasttan korktum


Soner Yalçın şunları söyledi: 'Sabah 05.10'da otel odasının kapısı çalındı. Gelen siviller hakkımda yakalama kararı olduğunu söyledi, şaşırdım. Aklıma 60 polisle gözaltına alındığım günler geldi. Basın kartımı gösterdim, 'Gazeteciyim, Sözcü'de yazıyorum. Bu şekilde konuşulmak istemiyorum. Ülkemiz 3 şehide ağlarken, konuşulmak istemiyorum' dedim. Polisler öyle bir emir almış ki ısrarcı oldular. Hastaneye götürüp, sağlık kontrolünde geçirdiler. Sonra 'Otele bırakacağız' dediler. Ama 'Acaba suikast mı düzenlenecek' diye şüpheye kapıldım. Amaç ne çözemedim. Acaba paralel yapı 'Biz burada hala varız' mı demek istiyor, yoksa hükümet 'Doğru yazan gazeteciyi biz engelleriz' mesajı mı veriyor? Bizim üzerimizden mesaj mı veriyor? Beni gözaltına alan polislerin suçu yok, onlar birilerinden emir alıyor. Emir veren kim? Devlet bunu ortaya çıkarmalı. Bilmediğim bir basın davasından dolayı bunlar yaşandı. Bu mesele Soner Yalçın meselesi değildir. Bu basın özgürlüğü meselesidir. Filler tepişiyor, çimenler eziliyor. İstanbul polisi beni niye almadı? Evim belli, işim belli, adresim belli. Denizli polisi neden sabah 05.00'te kapıma dayandı? Bu soruların cevapları verilmeli. Hastanede devreye kim girdi? Beni otele neden geri götürdüler bilmiyorum. Can güvenliğimden şüphe ettim.'